lafıolmaz
sb.
sb.
0
Şair, Yazar: Nâzım Hikmet, Attilâ İlhan, Murathan Mungan, Erdal Öz
İngilizceden Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek
Rusçadan Çevirmen: Hasan Âli Ediz
Almancadan Çevirmen: Ahmet Cemâl
Bunlar içinde en iyisi: Attilâ İlhan
İngilizceden Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek
Rusçadan Çevirmen: Hasan Âli Ediz
Almancadan Çevirmen: Ahmet Cemâl
Bunlar içinde en iyisi: Attilâ İlhan
0
attila ilhan sade olmayıp da batırmayan çok az kimseden bir olsa gerek bence.
diğer yanda sadeliği en göze çarpan niteliklerinden biri olduğu için aklıma sait faik geliyor.
tanpınar+1 ayrıca. düşümdüm de benim bu soruya cevap verecek kadar edebi birikimim asla yok. kanı olarak düşünün, fazla kaale almayın cevabımı :)
diğer yanda sadeliği en göze çarpan niteliklerinden biri olduğu için aklıma sait faik geliyor.
tanpınar+1 ayrıca. düşümdüm de benim bu soruya cevap verecek kadar edebi birikimim asla yok. kanı olarak düşünün, fazla kaale almayın cevabımı :)
0
Şiirde Edip Cansever'i her okuduğumda türkçe bildiğim için şanslı hissederim kendimi istemsiz; anlamla böylesine oyunlar.
Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Cemil Meriç gibileri de öyle. Anlatmak istediklerini kusursuz bir biçimde aktarabildikleri için. Sait Faik'in yeri ise apayrı.
Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Cemil Meriç gibileri de öyle. Anlatmak istediklerini kusursuz bir biçimde aktarabildikleri için. Sait Faik'in yeri ise apayrı.
0
floydian
Rakci derken pink floyd camel genesisten tut iron maidena oradan adini hic bilmedigim ve dinlemedigim death metal dinleyicilerine sesleniyorum. Eminem sever misiniz?Ben saydigim gruplari cok seven biri olarak(tabii daha saymadigim nicesi var) baya eminemciyim ayni zamanda. Sizde de var mi boyle bi d
Rakci derken pink floyd camel genesisten tut iron maidena oradan adini hic bilmedigim ve dinlemedigim death metal dinleyicilerine sesleniyorum. Eminem sever misiniz?
Ben saydigim gruplari cok seven biri olarak(tabii daha saymadigim nicesi var) baya eminemciyim ayni zamanda. Sizde de var mi boyle bi durum? Eminem nasil boyle kulaga hitap edebiliyor?
Ben saydigim gruplari cok seven biri olarak(tabii daha saymadigim nicesi var) baya eminemciyim ayni zamanda. Sizde de var mi boyle bi durum? Eminem nasil boyle kulaga hitap edebiliyor?
0
rakciyi rakici okudum, pink floyd iron maiden ne alaka lan dedim ahaha.
rap hic sevmem, dinlemem.
eminemin sarkilarini da pek sevmem, kotu demiyorum ama bana gore degil.
rap hic sevmem, dinlemem.
eminemin sarkilarini da pek sevmem, kotu demiyorum ama bana gore degil.
0
nickinden utan :((((( üye olurken onu denemiştim de kullanılıyor demişti be içimde sızıdır o nick benim
0
floydian alamayip yamuklu sucurta diye s.kko bi nick nasil aldin kardes? bu nasil bir kalite cakilmasidir ya asjdakdhjs
monster var riyanna ile bak o sarkisi guzel bi.
monster var riyanna ile bak o sarkisi guzel bi.
0
bir kaç parçasını severim, hatta skrillex'in de bir kaç parçasını severim. bazı pop parçalarını da severim yukarıdaki listeye blues ve modern jazz da ekliyorum
0
Severim ayrıca rap, blues, elektronik vs vs hiç gocunmam. Metalciyim ve çeşitten utanma gereği duymuyorum, tşqqrlr.
0
eminem'i özellikle dinlemem ama lose yourself, slim shady, stan falan listelerde çıkınca istasyon/kanal değiştirmezdim, severek dinlerdim.
eminem ünlü olmadan birkaç yıl evvel ünlü bir kelt destanını rap'leştirmiş herhalde breton bölgesinden manau adlı bir fransız grubu vardı ve parçalarının ismi la tribu de dana (the dana tribe/dynasty artık bu tarz bir şey oluyor herhalde) idi.
eminem'deki özellikle rock'a has agresyon bu parçanın icrasında da aynen vardı. ben o zaman bu soruyu kendime manau ile ilgili sorduğumdan ve böyle bir alaka kurduğumdan verdim bu örneği. yoksa severek dinlediğim rap parçası çok az.ya reggae esintili oluyor ya başka bir şey.
eminem'in beatleri yavaş ve groove mu deniyor ne haltsa melankolik küçük melodiler var müziğinde.
bu rap'e değil rock'a has bir şey. ve bence bu siyahlar bunu tercih etmediğinden böyle. manau da beyaz, eminem de beyaz, hatta rege yaparak informer'ı söyleyen hapisteki snow da.
eminem tepkiyi kullanıyor. white trash zenci ghettosuna girmiş gibi düşün. duman'ın arabeski keşfetmesi gibi. peki asıl arabeskçiler ne yapıyorlar? dejenere oldular, kendilerini geliştirmediler, müzikal departman olarak arabeski bence çürüttüler. çok anladığımdan değil tamamen sosyolojik bağlamda ve kişisel müzik algıma da göre konuşuyorum.
gangsta, machismo hype'tır algısı ve kültürü ile çok karılı, kaslı, ne oldumcuk, kendi çöplüğünüm kralı abdurrahman çelebi'ye dönüşerek amerkan kültürüne entegre oldu bana kalırsa zenciler. artık müzik itici gücünü, motivasyonunu eski sosyal etkileşim ve bir şeyler söyleme ihtiyacından almıyor. devşirilmiş ve asimile olmuş durumda asimilasyondan kastım etnikçi salak bir yaklaşım değil, tepkisel dönüşüm ve toplumda yer bulma şekli.
bilmiyorum. öteki yanda white trash ve öfke her zaman baki kaldı. orada bir konum değişimi yok. hatta abd'de artan şekilde kötüleşen sosyal adaletsizlik bunu azdırmış olabilir.
serdar turgut, görüşlerini hiç sevmesem de, daha slim shady çıktığında eminem hakkında onikiden vuran bir öngörüde bulunmuştu. bu çocuk çok ileri gidecek, bir bam teline bastı, içimizdeki slim shady'yi çıkarıp anlattı mealinde bir köşe yazısıydı. katılıyorum, yani sarı çizmeli mehmet ağa bilinçsizliğin bilinciyle sahneye çıktı ve rastlantısal kusuyor. bir bok anlatması da değil olay, insan o kadar hızlı söyleyip scat yapabilen bir herifin her zaman ne dediğini en azından ilk anda anlayamıyor ama anlatışındaki sahicilik, motivasyon hani "raw"luğu anında hissediyorsun, enerjisini sana verimle aktarıyor, o sahicilik kendisine uyan yine sahici bir ritm buluyor vs.
keny arkana var, cezayirli, la rage diye parçası var, dinlersen demek istediğimi belki biraz anlatmış olurum. bu bahsettiğim parçalarda bence böyle bir ortak payda var. ama eminem bilinçsiz ve random bu yüzden. "ben"i anlatırken veriyor öfkeyi. başkalarını değil. düşüncem bu.
bahsi geçen parçalar (çok güzeller, ben hala dinlerim):
manau - la tribu de dana
www.youtube.com
keny arkana, la rage:
www.youtube.com
eminem ünlü olmadan birkaç yıl evvel ünlü bir kelt destanını rap'leştirmiş herhalde breton bölgesinden manau adlı bir fransız grubu vardı ve parçalarının ismi la tribu de dana (the dana tribe/dynasty artık bu tarz bir şey oluyor herhalde) idi.
eminem'deki özellikle rock'a has agresyon bu parçanın icrasında da aynen vardı. ben o zaman bu soruyu kendime manau ile ilgili sorduğumdan ve böyle bir alaka kurduğumdan verdim bu örneği. yoksa severek dinlediğim rap parçası çok az.ya reggae esintili oluyor ya başka bir şey.
eminem'in beatleri yavaş ve groove mu deniyor ne haltsa melankolik küçük melodiler var müziğinde.
bu rap'e değil rock'a has bir şey. ve bence bu siyahlar bunu tercih etmediğinden böyle. manau da beyaz, eminem de beyaz, hatta rege yaparak informer'ı söyleyen hapisteki snow da.
eminem tepkiyi kullanıyor. white trash zenci ghettosuna girmiş gibi düşün. duman'ın arabeski keşfetmesi gibi. peki asıl arabeskçiler ne yapıyorlar? dejenere oldular, kendilerini geliştirmediler, müzikal departman olarak arabeski bence çürüttüler. çok anladığımdan değil tamamen sosyolojik bağlamda ve kişisel müzik algıma da göre konuşuyorum.
gangsta, machismo hype'tır algısı ve kültürü ile çok karılı, kaslı, ne oldumcuk, kendi çöplüğünüm kralı abdurrahman çelebi'ye dönüşerek amerkan kültürüne entegre oldu bana kalırsa zenciler. artık müzik itici gücünü, motivasyonunu eski sosyal etkileşim ve bir şeyler söyleme ihtiyacından almıyor. devşirilmiş ve asimile olmuş durumda asimilasyondan kastım etnikçi salak bir yaklaşım değil, tepkisel dönüşüm ve toplumda yer bulma şekli.
bilmiyorum. öteki yanda white trash ve öfke her zaman baki kaldı. orada bir konum değişimi yok. hatta abd'de artan şekilde kötüleşen sosyal adaletsizlik bunu azdırmış olabilir.
serdar turgut, görüşlerini hiç sevmesem de, daha slim shady çıktığında eminem hakkında onikiden vuran bir öngörüde bulunmuştu. bu çocuk çok ileri gidecek, bir bam teline bastı, içimizdeki slim shady'yi çıkarıp anlattı mealinde bir köşe yazısıydı. katılıyorum, yani sarı çizmeli mehmet ağa bilinçsizliğin bilinciyle sahneye çıktı ve rastlantısal kusuyor. bir bok anlatması da değil olay, insan o kadar hızlı söyleyip scat yapabilen bir herifin her zaman ne dediğini en azından ilk anda anlayamıyor ama anlatışındaki sahicilik, motivasyon hani "raw"luğu anında hissediyorsun, enerjisini sana verimle aktarıyor, o sahicilik kendisine uyan yine sahici bir ritm buluyor vs.
keny arkana var, cezayirli, la rage diye parçası var, dinlersen demek istediğimi belki biraz anlatmış olurum. bu bahsettiğim parçalarda bence böyle bir ortak payda var. ama eminem bilinçsiz ve random bu yüzden. "ben"i anlatırken veriyor öfkeyi. başkalarını değil. düşüncem bu.
bahsi geçen parçalar (çok güzeller, ben hala dinlerim):
manau - la tribu de dana
www.youtube.com
keny arkana, la rage:
www.youtube.com
0
cok istenen felaket
arkadaşlar aklıma bir şeyler geliyor soruyu gördüğümde falan ama, düşündüğümü denerken ikinci satıra geçmeden çıkmayacağını seziyorum ve öyle oluyor. bir trigonometri eksiğim var evet. formüller tabi ki var ama eğer size çok faydası olmuş üniversitede okuduğunuz matematik/kalkülüs dersinde kullandığ
arkadaşlar aklıma bir şeyler geliyor soruyu gördüğümde falan ama, düşündüğümü denerken ikinci satıra geçmeden çıkmayacağını seziyorum ve öyle oluyor. bir trigonometri eksiğim var evet. formüller tabi ki var ama eğer size çok faydası olmuş üniversitede okuduğunuz matematik/kalkülüs dersinde kullandığınız pdf/video ları iletir misiniz?
mesela limit(sin(3x)/xcos(4x)) gibi lim(sin(x^2)/2*x^2) gibi ifadelerden bahsediyorum yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler
mesela limit(sin(3x)/xcos(4x)) gibi lim(sin(x^2)/2*x^2) gibi ifadelerden bahsediyorum yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler
0
floydian
Hangisi daha etkili sizce? Acil cevap lazim gonlum azaltarak birakmadan yana.
Hangisi daha etkili sizce? Acil cevap lazim gonlum azaltarak birakmadan yana.
0
kahvaltıdan sonra çay-sigara keyfi, akşam işten geldikten sonra yemeği yiyip kahve-sigara keyfinden mahrum kalacaksın ama tabi sen bilirsin.
0
İki türlü de bırakamadım. Yalnız azaltarak bırakmak, bir anda bırakmaktan çok daha zor. Bırakacaksan bir anda bırakacaksın.
En fazla 15 gün içmedim. Sonra 'ya günde 1 tane içeyim bari' diye tekrar başladım, ilk günlerde gerçekten de günde 2'nin üstünde içmedim ama zamanla eski halini aldı yine.
Ama nikotini vücuttan tamamen temizlemeden, yani azaltarak bırakabileceğini sanmıyorum.
En fazla 15 gün içmedim. Sonra 'ya günde 1 tane içeyim bari' diye tekrar başladım, ilk günlerde gerçekten de günde 2'nin üstünde içmedim ama zamanla eski halini aldı yine.
Ama nikotini vücuttan tamamen temizlemeden, yani azaltarak bırakabileceğini sanmıyorum.
0
bir anda. öbür türlüsü benim için işkence mi oluyor, yalan mı emin değilim. böyle en azından birkaç ay başarılı olmuştum. şimdi yine allah bunun belasını versin diyeceğim anı bekliyorum çünkü o anlar küt diye kesmeye yarıyor.
0
ha, bir şey daha:
beynin eski kimyasallarını yerine artık nikotin yapıştığı için eskisi gibi salgılamaz olmuş durumda. bunun normale dönmesi zaman alan bir şey ve bu nedenle bir süre depresif geçiyor ve yine aynı nedenle azaltarak sıfıra indirmek bir anda bırakmaya neredeyse eşdeğer oluyor. çünkü o arada insanlar o deprivasyonu başka mutluluk verici şeylerle dengelemeye çalışıyorlar. kas hareketi yani motor nöronların sinyal fişekleme ezberlerini kırmak da daha fazla zaman alıyor. daha büyük stres. bence o yüzden yerine bir şey koy. ama yiyecekten ziyade el hareketi sağlayan bir şey. el ve ağız. su iç mesela ve elini masaya falan tıklat, enstrümana başla ne bileyim.
beynin eski kimyasallarını yerine artık nikotin yapıştığı için eskisi gibi salgılamaz olmuş durumda. bunun normale dönmesi zaman alan bir şey ve bu nedenle bir süre depresif geçiyor ve yine aynı nedenle azaltarak sıfıra indirmek bir anda bırakmaya neredeyse eşdeğer oluyor. çünkü o arada insanlar o deprivasyonu başka mutluluk verici şeylerle dengelemeye çalışıyorlar. kas hareketi yani motor nöronların sinyal fişekleme ezberlerini kırmak da daha fazla zaman alıyor. daha büyük stres. bence o yüzden yerine bir şey koy. ama yiyecekten ziyade el hareketi sağlayan bir şey. el ve ağız. su iç mesela ve elini masaya falan tıklat, enstrümana başla ne bileyim.
0
ben efsane bırakma yolunu buldum. haftanın başında hayvan gibi üşüttüm nezle grip soğuk algınlığı sinüzit hangisiyse artık. burunlar tıkalı, çekilmez bi boğaz ağrısı mecbur içemedim bir kaç gün. hala nefes alamadığım için temiz temiz rahat rahat nefes almanın ne kadar güzel bir şey olduğunu farkettim. dedim fırsat bu fırsat sigarayı bırakıyorum. iyileşince bugünleri unutup tekrar başlarsam çok pis göt olacağım o ayrı.
atletle balkonda oturun efenim bi yarım saat. hasta olunca ister istemez bırakıyorsunuz.
atletle balkonda oturun efenim bi yarım saat. hasta olunca ister istemez bırakıyorsunuz.
0
cenkertem.afc
Akıbeti ne oldu merak ediyorum,Kendisi 30lı yaşlarda mafyacari biri ile evlenmek için onun evine kaçan 20li yaşlarda bir kadındıEn son beni de kumara alıştırdı filan diyorduHa aklımda kalan ise erkeğin ayrıldığı eşinden olma çocuğu bunun odasının duvarlarını boyamış camlarını kırmış ev korku filmine
Akıbeti ne oldu merak ediyorum,
Kendisi 30lı yaşlarda mafyacari biri ile evlenmek için onun evine kaçan 20li yaşlarda bir kadındı
En son beni de kumara alıştırdı filan diyordu
Ha aklımda kalan ise erkeğin ayrıldığı eşinden olma çocuğu bunun odasının duvarlarını boyamış camlarını kırmış ev korku filmine dönmüş dediğine göre.
Kimdi yahu bu
Kendisi 30lı yaşlarda mafyacari biri ile evlenmek için onun evine kaçan 20li yaşlarda bir kadındı
En son beni de kumara alıştırdı filan diyordu
Ha aklımda kalan ise erkeğin ayrıldığı eşinden olma çocuğu bunun odasının duvarlarını boyamış camlarını kırmış ev korku filmine dönmüş dediğine göre.
Kimdi yahu bu
0
oha o 30 yasindaki eleman hem mafya hem de doner + ayran mi takiliyor? ya hakkatten oysa ben o basliga yazdigima yaniyorum, hatta klavyeye bastigim karakterlere uzuluyorum simdi. nerede boyle mal seyler var ... burasi donanimhaber - konu disi bolumunu ikiye katlar, soyleyeyim.
0
millet kafasında ayrı bir hayat yaşamaya başladı. inanıyor musunuz bu geyiklere yav? andersen diyorum ben yine. daha iyi yani :)
0
islergucler2
selam dostlar.biraz önce buzdolabının içine boş boş bakarak uzun uzun düşündüm ne için açtım ve ne bulmayı bekliyordum diye ama cevap bulamadım.sizce ne bulmamız gerekiyor?
selam dostlar.
biraz önce buzdolabının içine boş boş bakarak uzun uzun düşündüm ne için açtım ve ne bulmayı bekliyordum diye ama cevap bulamadım.
sizce ne bulmamız gerekiyor?
biraz önce buzdolabının içine boş boş bakarak uzun uzun düşündüm ne için açtım ve ne bulmayı bekliyordum diye ama cevap bulamadım.
sizce ne bulmamız gerekiyor?
0
ya şimdi ne fena soru bu böyle. tiramisu istiyorum. kalın kahve tabakalı. ohşşş.
0
-zeytinyağlı yaprak sarma (dondurma kutusu içinde özellikle)
-profiterol
-püskevit pastası
-yoğurt
-ekşi yeşil elma
yoğurt elma pasta 3lüsü var diğer ikisi yok o fena koyar adama.
-profiterol
-püskevit pastası
-yoğurt
-ekşi yeşil elma
yoğurt elma pasta 3lüsü var diğer ikisi yok o fena koyar adama.
0
-Biber dolması
-Pilaki
-Yoğurt
-Tulum peyniri
-Amerikan salatası
-Kekik ve zeytinyağı dökülmüş domates
Allah belanı vermesin, bu nasıl bir soru böyle gece gece? Uykum kaçtı
-Pilaki
-Yoğurt
-Tulum peyniri
-Amerikan salatası
-Kekik ve zeytinyağı dökülmüş domates
Allah belanı vermesin, bu nasıl bir soru böyle gece gece? Uykum kaçtı
0
dirty pussy and cock
merhaba arkadaşlar, yaklaşık 20 gün sonra kız arkadaşımın doğum günü var, saat almak istiyorum ama fiyatlar ateş pahası.şöyle maksimum 200-220 tl civarı saat önerileriniz var mı? internette birkaç saatçiye baktım fiyatlar hep 350'den başlıyor.şöyle çok pahalı olmayacak ama biraz da şık ve kullanışlı
merhaba arkadaşlar, yaklaşık 20 gün sonra kız arkadaşımın doğum günü var, saat almak istiyorum ama fiyatlar ateş pahası.
şöyle maksimum 200-220 tl civarı saat önerileriniz var mı? internette birkaç saatçiye baktım fiyatlar hep 350'den başlıyor.
şöyle çok pahalı olmayacak ama biraz da şık ve kullanışlı olacak marka önerileriniz var m? yahut site öneriniz.
tabii başka hediye fikirlerine de açığım.
mesela sizce şu nassıl;
www.saatvesaat.com.tr
ve maksimum bu
www.saatvesaat.com.tr
şöyle maksimum 200-220 tl civarı saat önerileriniz var mı? internette birkaç saatçiye baktım fiyatlar hep 350'den başlıyor.
şöyle çok pahalı olmayacak ama biraz da şık ve kullanışlı olacak marka önerileriniz var m? yahut site öneriniz.
tabii başka hediye fikirlerine de açığım.
mesela sizce şu nassıl;
www.saatvesaat.com.tr
ve maksimum bu
www.saatvesaat.com.tr
0
İkisini de beğenmedim. Swatch a falan bak bence hem çok pahalı değil hem de daha güzel modeller bulabilirsin
0
üzerine şöyle muzır bir kuku yaptırın. dirty cock'ımı buldum yazdırın :P
sinirlerimi gevşetiyorum sakıncası yoksa :) hem neden olmasın ki daha özel olur :D
sinirlerimi gevşetiyorum sakıncası yoksa :) hem neden olmasın ki daha özel olur :D
0
ikisini de beğendim ben çok ince fikirlisiniz. :) ama madem bütçe az esprit'i al.
0
bana şu saati hediye etmişti eski patronum:
akakce.cubecdn.net
fikir olabilir, biraz klasik bir model ama her türlü kıyafet ile rahat kullanıyor ve resimdekinden daha zarif.
o fiyat aralığında belki düşünebilirsiniz ama saatten çok anlayan bir insan değilim
akakce.cubecdn.net
fikir olabilir, biraz klasik bir model ama her türlü kıyafet ile rahat kullanıyor ve resimdekinden daha zarif.
o fiyat aralığında belki düşünebilirsiniz ama saatten çok anlayan bir insan değilim
0
ete summer
alt tarafı okumanıza gerek yok. sorum net olarak şu; sahi bu kadar çok mu öfkeniz?2007den beri oy verme hakkım olmasına rağmen, 2014 yerel seçimlerinden itibaren oy vermeye başladım. öncesinde sandığa gitsem, oyum yine akp olurdu.7 haziran seçimlerinde koalisyon görüntüsü çıkması hiç hoşuma gitmedi.
alt tarafı okumanıza gerek yok. sorum net olarak şu; sahi bu kadar çok mu öfkeniz?
2007den beri oy verme hakkım olmasına rağmen, 2014 yerel seçimlerinden itibaren oy vermeye başladım. öncesinde sandığa gitsem, oyum yine akp olurdu.
7 haziran seçimlerinde koalisyon görüntüsü çıkması hiç hoşuma gitmedi. hdp barajı geçsin, akp ise 300 vekil alsın istemiştim. 20-25 gibisi belki birilerinin oyununa gelip partiyi yarıyolda bırakır diye 276nın kıl payı geçilmesiyle hükümet kurmasını istemedim. 258 ile kalınca seçim gecesi azınlık hükümeti kurulma ihtimali epey korkuttu.
gönlüm chp ile koalisyon kurmasından yanaydı. mhp ile kurulacak bir koalisyonu hiç istememiştim. kimse istemediği için koalisyon kurulmadı. chp çok istedi, çabaladı demesin kimse. 13 yıllık iktidar sonrası hala 41 oy alan bir partiye, senin 13 yılın tamamen restorasyondan geçmeli, senin alamet-i farikan olan bazı politikaların tamamen değişmeli dersen kusura bakma sen koalisyon istemiyorsundur. uzlaşı, karşılıklı tavizler ile olur. ve 41 her yerde 25ten daha büyüktür. çevremdeki koyu akpliler dahi bir şekilde koalisyon kurulmasına razıydı.
" mhp ile zaten ortak noktamız aynı, farklı olduğumuz şeyler az ama derin olduğu için uzlaşmak zor; chp ile farkımız çok ama illa o çokluktan anlaşılacak mesele de çok çıkar." bu cümleyi anadolu çomarı dediğiniz tokatın bir köyünde yaşayan 45 yaşında birinden duydum.
akpli olup öfkesi, kini çarpık olan yok mu elbette var. lakin akp muhaliflerinin dnüştürmesi gereken kitle onlar değil. 5 ay içinde dönen %9 ve esasında esnekliği toplamda min %15 olan kesimdir yakalanması gereken kitle.
10 yaşında yeğenim akşam aziz nesin kim diye soruyor. öğretmeni klişe %60 geyiğini yazmış facebookta. yeğenime akşam verilen cevap bir kenara, bu çocuk büyüdüğünde oyu nasıl alınacak? bu öfkenizle neyi dönüştüreceksiniz? siz elmayı seviyorsunuz diye elma da sizi sevmek zorunda mı? durumlara, olaylara bakış açımızı belirleyen hassasiyetlerimiz aynı olmak zorunda mı?
30 yıldır köyüne gitmeyen insan, köylünün hasatı/hayvanı para etmiyor diye yakınıp, köylü nasıl hala akp'ye oy veriyor vay koyun vay beyinsiz diye çırpınıyor. gideceğim bu memleketten, ne haliniz varsa görünler falan. sanırsın bu tribi atanlar da her gece uyumadan önce 25gram atom parçalayor. gidilebilecek daha uzak bir yer yoktur arkadaş, en uzak yer gitme fikridir. sen o fikre sahiden düşmüşsen zaten burada değilsindir.
2007den beri oy verme hakkım olmasına rağmen, 2014 yerel seçimlerinden itibaren oy vermeye başladım. öncesinde sandığa gitsem, oyum yine akp olurdu.
7 haziran seçimlerinde koalisyon görüntüsü çıkması hiç hoşuma gitmedi. hdp barajı geçsin, akp ise 300 vekil alsın istemiştim. 20-25 gibisi belki birilerinin oyununa gelip partiyi yarıyolda bırakır diye 276nın kıl payı geçilmesiyle hükümet kurmasını istemedim. 258 ile kalınca seçim gecesi azınlık hükümeti kurulma ihtimali epey korkuttu.
gönlüm chp ile koalisyon kurmasından yanaydı. mhp ile kurulacak bir koalisyonu hiç istememiştim. kimse istemediği için koalisyon kurulmadı. chp çok istedi, çabaladı demesin kimse. 13 yıllık iktidar sonrası hala 41 oy alan bir partiye, senin 13 yılın tamamen restorasyondan geçmeli, senin alamet-i farikan olan bazı politikaların tamamen değişmeli dersen kusura bakma sen koalisyon istemiyorsundur. uzlaşı, karşılıklı tavizler ile olur. ve 41 her yerde 25ten daha büyüktür. çevremdeki koyu akpliler dahi bir şekilde koalisyon kurulmasına razıydı.
" mhp ile zaten ortak noktamız aynı, farklı olduğumuz şeyler az ama derin olduğu için uzlaşmak zor; chp ile farkımız çok ama illa o çokluktan anlaşılacak mesele de çok çıkar." bu cümleyi anadolu çomarı dediğiniz tokatın bir köyünde yaşayan 45 yaşında birinden duydum.
akpli olup öfkesi, kini çarpık olan yok mu elbette var. lakin akp muhaliflerinin dnüştürmesi gereken kitle onlar değil. 5 ay içinde dönen %9 ve esasında esnekliği toplamda min %15 olan kesimdir yakalanması gereken kitle.
10 yaşında yeğenim akşam aziz nesin kim diye soruyor. öğretmeni klişe %60 geyiğini yazmış facebookta. yeğenime akşam verilen cevap bir kenara, bu çocuk büyüdüğünde oyu nasıl alınacak? bu öfkenizle neyi dönüştüreceksiniz? siz elmayı seviyorsunuz diye elma da sizi sevmek zorunda mı? durumlara, olaylara bakış açımızı belirleyen hassasiyetlerimiz aynı olmak zorunda mı?
30 yıldır köyüne gitmeyen insan, köylünün hasatı/hayvanı para etmiyor diye yakınıp, köylü nasıl hala akp'ye oy veriyor vay koyun vay beyinsiz diye çırpınıyor. gideceğim bu memleketten, ne haliniz varsa görünler falan. sanırsın bu tribi atanlar da her gece uyumadan önce 25gram atom parçalayor. gidilebilecek daha uzak bir yer yoktur arkadaş, en uzak yer gitme fikridir. sen o fikre sahiden düşmüşsen zaten burada değilsindir.
0
Sonuçlardan sonra duyuruda bu tarz yazılar çok görülmeye başladı. Nedenini çok merak ediyorum. Cevap olarak 'alameti farika' dediğiniz şeyleri bir gözden geçirip ne kadar yasal, ne kadar kurallara uygun ve ne kadar etik olduğunu tarafsız bir gözle tekrar gözden geçirir iseniz bence öfkenin sebebini anlayabilirsiniz.
Oy verdiğiniz parti ile ilgili yapılan eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz mesela ?
Oy verdiğiniz parti ile ilgili yapılan eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz mesela ?
0
bu ülkede öfke ve kutuplaşma deyince akla rte ve akp geliyor maalesef. daha bugünden muhalif olan herkesi tehdit etmeye başladılar zaten.
sadece muhalif diye çocuk - kadın - yaşlı ayırt etmeksizin duyulan kin ve nefreti görmek gerekiyor önce. haksız tutuklamalar nedeniyle hapishanede ölenleri ya da bunları hazmedemeyip intihara sürüklenenleri görmek gerekiyor.
hukuk bu denli ayaklar altındayken, sırf kendi saltanatları devam etsin diye muhaliflere zerre kadar merhamet ve hoşgörü beslemeyen kişilere öfkeli olmak değil olmamak tuhaf olan.
sadece muhalif diye çocuk - kadın - yaşlı ayırt etmeksizin duyulan kin ve nefreti görmek gerekiyor önce. haksız tutuklamalar nedeniyle hapishanede ölenleri ya da bunları hazmedemeyip intihara sürüklenenleri görmek gerekiyor.
hukuk bu denli ayaklar altındayken, sırf kendi saltanatları devam etsin diye muhaliflere zerre kadar merhamet ve hoşgörü beslemeyen kişilere öfkeli olmak değil olmamak tuhaf olan.
0
klasik bir ortadoğu ülkesi olmamız neticesinde tüm bu sonuçları normal görüyorum.
esas şoku sosyal demokrat bir parti tek başına iktidar olursa yaşarım.
seçmen ve dolayısıyla halk kindar, linççi bir halk. bu halkın karşısına "maqarna kafalılar" falan diye çıkarsanız oy verdiği partiler kendilerini düzse yine inadına oy verirler.
iş yerindeki akpli arkadaşlar "manşetinde beyin resmi paylaşan sözcünün de a.koyacağız" diyor örneğin. haklılar mı? bence haklılar.
esas şoku sosyal demokrat bir parti tek başına iktidar olursa yaşarım.
seçmen ve dolayısıyla halk kindar, linççi bir halk. bu halkın karşısına "maqarna kafalılar" falan diye çıkarsanız oy verdiği partiler kendilerini düzse yine inadına oy verirler.
iş yerindeki akpli arkadaşlar "manşetinde beyin resmi paylaşan sözcünün de a.koyacağız" diyor örneğin. haklılar mı? bence haklılar.
0
10 yaşında yeğenim akşam aziz nesin kim diye soruyor. öğretmeni klişe %60 geyiğini yazmış facebookta. yeğenime akşam verilen cevap bir kenara, bu çocuk büyüdüğünde oyu nasıl alınacak?". halkı aşağılayarak ötekileştirmek bir kesimin yapabildiği sadece bu. bu yüzden o kendini %40da görenler; Akp'nin hedefinde olan seçmeninin partiye bağlanmasını sadec bu gibi olaylar ile hiçbirşey yapmadan başarıyor, aslında %30-%35 bandında olan seçmeni elit geçinen kesim %50 yapıyor.
0
Ben gittim, geri dönmeyi de düsünmüyorum akp'nin su durumda %50 oy aldigi bir ülkeye.
- Yolsuzluk olmadi mi, kanitlari herkesin gözü önünde sergilenmedi mi?
- Türkiye'nin en güvenli yeri olmasi gereken Ankara'nin göbeginde Isid bomba patlatmadi mi? Bombaci Suruc'taki canli bombanin kardesi cikmadi mi?
- Tüm medya kuruluslari teker teker ele gecirilmedi mi?
- Hukuk, asker vs. kurumlar ele gecirilmedi mi?
- Biz bunlari hukuksuz olarak ele gecirmisiz diye suclarini kabul edip, fetoculari da tasfiye etmediler mi?
- Egitim sistemini felaket bir sekilde sikmediler mi? (En önemlisi de bu)
vs. vs. gidiyor. Mesele milletin gerizekali olmasi degil. AKP secmeninin cogunlugu Ankara'da bomba patladiktan sonra, ölenlere üzülmedim diyen sonra da bombayi PKK patlatmis diyen tipler. Mantikli olup olmamasi önemli degil söylediklerinin, adamlar nefret ediyorlar ülkenin kalan %50'sinden, demokrasi, insan haklari, ekonomik gelisim kimsenin sikinde degil.
Bu ülkeden bi sik olmaz. Ülkenin iyiligi icin calisan insanlar onyillardir pat pat öldürülüyor zaten. Basarilar kalanlara.
- Yolsuzluk olmadi mi, kanitlari herkesin gözü önünde sergilenmedi mi?
- Türkiye'nin en güvenli yeri olmasi gereken Ankara'nin göbeginde Isid bomba patlatmadi mi? Bombaci Suruc'taki canli bombanin kardesi cikmadi mi?
- Tüm medya kuruluslari teker teker ele gecirilmedi mi?
- Hukuk, asker vs. kurumlar ele gecirilmedi mi?
- Biz bunlari hukuksuz olarak ele gecirmisiz diye suclarini kabul edip, fetoculari da tasfiye etmediler mi?
- Egitim sistemini felaket bir sekilde sikmediler mi? (En önemlisi de bu)
vs. vs. gidiyor. Mesele milletin gerizekali olmasi degil. AKP secmeninin cogunlugu Ankara'da bomba patladiktan sonra, ölenlere üzülmedim diyen sonra da bombayi PKK patlatmis diyen tipler. Mantikli olup olmamasi önemli degil söylediklerinin, adamlar nefret ediyorlar ülkenin kalan %50'sinden, demokrasi, insan haklari, ekonomik gelisim kimsenin sikinde degil.
Bu ülkeden bi sik olmaz. Ülkenin iyiligi icin calisan insanlar onyillardir pat pat öldürülüyor zaten. Basarilar kalanlara.
0
işin ilginci bugün buna benzer konuşmaları bi kaç kişiden duyuyorum aslında böle yazarak kendi vicdanınızı rahatlatmaya çalışıyorsunuz.
emri ben verdim diyen adamın günahına ortaksınız! öldürülen insanların günahına ortaksınız! tecavüze uğrayan o gencecik insanların günahına ortaksınız! aklıma gelipte yazamadığım onlarca günaha ortaksınız!
emri ben verdim diyen adamın günahına ortaksınız! öldürülen insanların günahına ortaksınız! tecavüze uğrayan o gencecik insanların günahına ortaksınız! aklıma gelipte yazamadığım onlarca günaha ortaksınız!
0
Neden "öfke" kelimesini seçtiğini merak ettim. Olumsuz duygu ve düşünceleri ifade eden onca kelime varken neden "öfke" kelimesi?
Gitmek istemek, beyin resmi, %60 meselesi birer tepkidir. Olana bitene kendince yorum getirmektir. Öfke ise çok güçlü bir duygudur. Öfke kontrolsüz hareketleri doğuran bir duygu türüdür. Öfkeden çok daha güçlü duyguları ifade etmesine karşın nefret daha pasif bir kelimedir mesela. Neden tepki değil de öfke???
----/---
Vay beyinsiz vay koyun diye çırpınılmasının nedenlerine bir örnek: (anlayabilene)
yadi.sk
www.aa.com.tr
2015 yılına ait bilimsel yollarla yapılan bir araştırma bu. Eski değil, yaşadığımız günlere ait.
Gitmek istemek, beyin resmi, %60 meselesi birer tepkidir. Olana bitene kendince yorum getirmektir. Öfke ise çok güçlü bir duygudur. Öfke kontrolsüz hareketleri doğuran bir duygu türüdür. Öfkeden çok daha güçlü duyguları ifade etmesine karşın nefret daha pasif bir kelimedir mesela. Neden tepki değil de öfke???
----/---
Vay beyinsiz vay koyun diye çırpınılmasının nedenlerine bir örnek: (anlayabilene)
yadi.sk
www.aa.com.tr
2015 yılına ait bilimsel yollarla yapılan bir araştırma bu. Eski değil, yaşadığımız günlere ait.
0
hiç kimseye öfkem yok. demokrasi denen böyle bir şey. illa kızmak gerekiyorsa demokrasiyi bu coğrafyaya getirene kızmalı. sizin istediğiniz seçilmedi diye kalkıp, sırf sizden olan partiye oy vermiyor diye diğerlerini aptal, salak diye yaftalamak, en hafif tabirle hazımsızlıktır. ülke facebook'lardan, twitter'lerden kurtarılmıyor, seçimler yine sosyal medyadan kazanılmıyor. türkiye istanbul'dan ibaret değil. hoş, istanbul'dan ibaret olsa bile senaryo değişmiyor.
hiçbir akp'liye öfke duymuyorum. ailemden de, arkadaşlarımdan da akp'ye oy veren var.
bu ülke tayyip erdoğan'ı seviyor. bunu anlayın artık. bu değişmeyecek de. değişecek olsa 12 yıldır değişirdi. bilakis, ona olan sevgi artıyor. türkiye'de seçim değil, referandum yapılıyor bir nevi; tayyip ya da onlar.
edit: kerhen de olsa, altı tane oku olan partiye mührü bastım.
hiçbir akp'liye öfke duymuyorum. ailemden de, arkadaşlarımdan da akp'ye oy veren var.
bu ülke tayyip erdoğan'ı seviyor. bunu anlayın artık. bu değişmeyecek de. değişecek olsa 12 yıldır değişirdi. bilakis, ona olan sevgi artıyor. türkiye'de seçim değil, referandum yapılıyor bir nevi; tayyip ya da onlar.
edit: kerhen de olsa, altı tane oku olan partiye mührü bastım.
0
Evet bu kadar öfkeliyim. Ülkenin genel durumu rezalet iken kendine dokunmayan yılanları gösterip kafası rahat olan oy verdiği partinin her hatasında dış mihrak ve oyun arayan seçmenin zeka seviyesine laf etmekte beis görmüyorum.
Ülkenin büyük çoğunluğunun yobaz ve cahil olduğunu çok kolay kandırılıp koyun gibi güdüldüğünü düşünüyorum. AKP'ye oy verip, vermemelerinden bağımsız olarak düşünüyorum. AKP'ye oy vermeyenlerin farkı o konuda atılan yemleri yememiş olmaları sadece. Burada asıl konu aşağılayıp oy beklemek değil. Kandırıp oy alamamak. Sonuçta RTE'de "biliyorsunuz alevi" ve "afedersiniz rum" deyip sonra onlardan oy istemiyor mu? O zaman neden sorun yok
Öfkenin yanında korku da var tabii ya da endişe demek daha doğru. Geleceğe yönelik karamsarlık var. Gidişat kötü çünkü. İnsanlar da bu yüzden ya kalıp mücadele etmek ya da kaçmak istiyor.
Ayrıca bu ülkedr öfke ve ötekileştirme konularının kralı RTE'dir. Bu kavgayı ve öfkeyi yaratan da onun politikalarıdır. Suçu başkasında aramamak lazım. Akıl sağlığımızı bozdu hepimizin ve herkesi düşman etti birbirine. %50 kendisine oy veren varsa unutulmamalı ki kalan %50 kendisinden nefret ediyor demek bu.
Bu cümlede uslubumu bozacağım. Sözcü'nün manşeti hoş değil ama o duyarlı arkadaşların siktirip gidip bi yeni akit, takvim veya star'a baksın. Aynı üslup ile aynı sayıda gazete yayın yapsa çoktan hürriyet'e yaptıklarının yüz mislini yapar binayı içindekiler ile ateşe verirlerdi.
Onun dışında yazılmış zaten. Tekrara gerek yok.
Ülkenin büyük çoğunluğunun yobaz ve cahil olduğunu çok kolay kandırılıp koyun gibi güdüldüğünü düşünüyorum. AKP'ye oy verip, vermemelerinden bağımsız olarak düşünüyorum. AKP'ye oy vermeyenlerin farkı o konuda atılan yemleri yememiş olmaları sadece. Burada asıl konu aşağılayıp oy beklemek değil. Kandırıp oy alamamak. Sonuçta RTE'de "biliyorsunuz alevi" ve "afedersiniz rum" deyip sonra onlardan oy istemiyor mu? O zaman neden sorun yok
Öfkenin yanında korku da var tabii ya da endişe demek daha doğru. Geleceğe yönelik karamsarlık var. Gidişat kötü çünkü. İnsanlar da bu yüzden ya kalıp mücadele etmek ya da kaçmak istiyor.
Ayrıca bu ülkedr öfke ve ötekileştirme konularının kralı RTE'dir. Bu kavgayı ve öfkeyi yaratan da onun politikalarıdır. Suçu başkasında aramamak lazım. Akıl sağlığımızı bozdu hepimizin ve herkesi düşman etti birbirine. %50 kendisine oy veren varsa unutulmamalı ki kalan %50 kendisinden nefret ediyor demek bu.
Bu cümlede uslubumu bozacağım. Sözcü'nün manşeti hoş değil ama o duyarlı arkadaşların siktirip gidip bi yeni akit, takvim veya star'a baksın. Aynı üslup ile aynı sayıda gazete yayın yapsa çoktan hürriyet'e yaptıklarının yüz mislini yapar binayı içindekiler ile ateşe verirlerdi.
Onun dışında yazılmış zaten. Tekrara gerek yok.
0
Ülkemin bunu haketmediğini düşünüyorum. Aklı başında, dürüst, eğitimli olduğu için güvendiğim ama yine de AKP'ye oy veren tanıdıklarıma öfke duyuyorum. Ama bu öfke tamamen duruma anlam verememekten kaynaklı. Yoksa AKP ile çıkar ilişkisi olduğu bariz olan belirli isimlerin haricinde hemen hemen tüm AKP seçmeninin AKP'ye neden oy verdiğini anlayabiliyorum. İslami değerlerin korunma çabası, eski iktidarların dini yaşantıya saldırıları gibi konulardan, AKP'nin şişine şişine anlattığı ekonomik atılımlara kadar... AKP'nin yolsuzluk vb. konulardaki iddialar bir yana, iç ve dış siyasetinin yanlışlığı, hayata bakışlarının ve halkın bir kısmına yaklaşımlarının kusurları veya doğruluğu ise hiçbir AKP'li ile tartışılmıyor. Laf dolaşıp 'ağababalar'a veya dış mihraklara, şuna buna gelmezse mutlaka dine uğruyor, ve mutlaka da hakarete uğruyorum. Hem annem hem babam AKP'li, bu düşüncede olanlarla benden daha yumuşak konuşan yoktur. Ama ben bile bu muameleye maruz kalıyorum. Gerçekten öfke duyduğum konu budur. Nitekim, iktidarınızı tebrik ederim, ama uzun vade bile değil, kısa ve orta vadede ülkeyi soktuğunuz çukur için size yazıklar olsun. Ülkemi ve miletimi sevmesem ben de 'bunlar ne kadar şirret insanlar' diyip bir yerlere gitmeyi düşünürdüm. Çünkü o kadar yaşanılmaz bir ülke oldu bizler için.
0
neyse ki yeni akit vb ile sözcü arasında bir fark yok. ikisi de vatanı sevmiyor. daha çok şey söylenir bunların temsil ettikleri hakkında. chaotic+1 diyeyim. gerçi içinde seven bir iki yazar olabilir. duyarlılıkmış, gg'e ek olarak bir de kk biliyorum ama o da kıçımın kenarı oluyor galiba. yiyin ulan birbirinizi ahahahaha.
6 oku koruyan hiçbir parti yok mecliste. "meet the new boss, same as the old boss" diyecektiniz ki olamadı vah vah ahahahahah.
6 oku koruyan hiçbir parti yok mecliste. "meet the new boss, same as the old boss" diyecektiniz ki olamadı vah vah ahahahahah.
0
bu kadar insandan bu kadar oy alıyorsa öfkesini kontrol etmesi gereken biz değil o olacak. adam hizmet için orada, bana hizmet için. alttan alması gereken o, iyimser olması gereken o, sempatik olması gereken o, babacan olması gereken o, empati yapması gereken o, sakin olması gereken o, olgunluk göstermesi gereken o; ben değil. ben hizmet alıyorum, müşteriyim; iddiası "ben bu ülkeyi yöneticem" ise, benimle iyi geçinmek zorunda, bana iyi davranmak zorunda, hakkımı gözetmek zorunda.
sorunu yanlış yerde arıyorsun, bir öfke de buna yaz.
sorunu yanlış yerde arıyorsun, bir öfke de buna yaz.
0
Alt kısmı sahiden okumadım, soruya net ve kısa şekilde cevap vereyim:
Sizin öfkenizden bıktım ben asıl.
Sizin öfkenizden bıktım ben asıl.
0
ya ben lan neyse
neden bazı kadınlar topluluk içinde gülerken kendilerini zorluyor gibi geliyor bana? sempatik olduklarını falan mı düşünüyorlar?geçen gün tiyatroda birkaç sıra arkamdaki kavaşeden oyuna odaklanamadım da size sorayım dedim. var mı böyle bir şey? itiraf edelim ilgi çekmek istiyorlar değil mi?kadın özü
neden bazı kadınlar topluluk içinde gülerken kendilerini zorluyor gibi geliyor bana? sempatik olduklarını falan mı düşünüyorlar?
geçen gün tiyatroda birkaç sıra arkamdaki kavaşeden oyuna odaklanamadım da size sorayım dedim. var mı böyle bir şey? itiraf edelim ilgi çekmek istiyorlar değil mi?
kadın özürlü falan değildi.
inşallah barınç muamelesi yapmazsınız aynı şey değil.
geçen gün tiyatroda birkaç sıra arkamdaki kavaşeden oyuna odaklanamadım da size sorayım dedim. var mı böyle bir şey? itiraf edelim ilgi çekmek istiyorlar değil mi?
kadın özürlü falan değildi.
inşallah barınç muamelesi yapmazsınız aynı şey değil.
0
Kadin dedigin insan icinde oyle gulmemeli bence.
Saka bi yana uyuz oluyorum ben de. Sebebi de ilgi cekme cabasi buyuk ihtimalle.
Saka bi yana uyuz oluyorum ben de. Sebebi de ilgi cekme cabasi buyuk ihtimalle.
0
Gerizekalı şefimde var aynısı
İşleri boka sarınca duyuyorum hep, tabi sonrasında bana sıçrıyor , olaylar olaylar..
İşleri boka sarınca duyuyorum hep, tabi sonrasında bana sıçrıyor , olaylar olaylar..
0
kahkaha olduktan sonra pek fark görmüyorum. kimi tiz sesle gülüyor kimi pes ve tiz sesle gülenler bazen bu duyguyu veriyor da kendisini zorladığı netse bence bu yanındaki salak herifin her esprisine gülmeye kendini zorlayanalarda oluyor daha çok. ayyyy bodurcann alemssaaaan haaaaaa hahahahahhah, niiiiihihihişiihohohahuhaaha. şeklinde. bu piyasa kapatmak için de yapılıyor bence. ilgiyi çekmek değil de dağıtmamak için yani, capisci?
ha gerçekten içten gülenler de var. ama dikkat edin, böyle kimseler zaten konuşurken de bazen ses düzeylerini ayarlayamaz.
etrafa "benim hayatım iyi, mutluyum", diğer hatunlara "çatlayın" demek vs.
şimdi sen uyuz oluyorsun diye hatun bir sürü işlevi olan bir şeyden vazgeçmeyecek. pıtırgüller ve bodurcanlar bitmez. bir bodurcan olmasa bi kudurgül olur mu? eeeee. piyasa dinamikleri. (your own medicine diyeyim)
ha gerçekten içten gülenler de var. ama dikkat edin, böyle kimseler zaten konuşurken de bazen ses düzeylerini ayarlayamaz.
etrafa "benim hayatım iyi, mutluyum", diğer hatunlara "çatlayın" demek vs.
şimdi sen uyuz oluyorsun diye hatun bir sürü işlevi olan bir şeyden vazgeçmeyecek. pıtırgüller ve bodurcanlar bitmez. bir bodurcan olmasa bi kudurgül olur mu? eeeee. piyasa dinamikleri. (your own medicine diyeyim)
0
bazı kişiler dikkat çekmek için yapıyor bazılarının da gerçekten normal gülüşü öyle oluyor.
0
devilred
yarın? hı?
yarın? hı?
0
heee. oldu. bir kurtuluyosunuz bir kurtuluyorsunuz, off ki ne offf. daha çook kurtulursunuz.
0
Zor ama yine de "amaaan bişey olmayacak nasılsa" deyip meydanı bırakacak halimiz yok. Gapışacaaaz :)
0
tsubasa
7 haziran seçimlerinde de benzer şekilde sormuştum. Anket falan değil, duyuru ne düşünüyor onu merak edip sorayım dedim.
7 haziran seçimlerinde de benzer şekilde sormuştum. Anket falan değil, duyuru ne düşünüyor onu merak edip sorayım dedim.
0
hdp'ye vereceğim. geçen sefer barajı aşması için verdim. hdp'yi yok sayma/görüşmeme/terörist addetme yönelimine tepki olarak yine vereceğim. bunun yanında ülkenin kürt/sol yöneliminin mecliste yer almasını istiyorum. 7 haziran'dan önce chp'ye veriyordum.
bu arada yasak başlamadı mı, başımızı yakmayalım?
tek cümle demişsin, şimdi farkettim.
bu arada yasak başlamadı mı, başımızı yakmayalım?
tek cümle demişsin, şimdi farkettim.
0
vatan partisi'ne oy vereceğim. oyumun etkisiz olması ihtimalinde şuna veya buna katılıyor olması bana anlam ifade etmiyor çünkü akp, chp ve mhp bana göre bugünlere ülkeye beraber getirdiler, bunun için bu partilere operasyonlar oldu zaten, hepsinin altına imzasını attıkları temel şeyler ortak ve kral çıplak. dolayısıyla ha oyum akp'ye yar olmuş, ha chp'ye. benim için hiçbir farkı yok. chp devşirildi. çoktan. hiçbir anlamı yok. hdp gibi amerikan uşaklarından, sera partilerinden tiksiniyorum zaten. benim yolum oslo'dan geçmiyor. tek cümle olmadı ama zaten uymayacaklar buna ben neden uyayım.
0
hdp: malum kişinin koltuk,güç ve iktidar için savaş çıkarmasına inat oyum barışa,özgürlüğe ve umuda.
0
Chp.
Kılıçdaroğlu'nun siyasetçi olarak olgunluğu ve 7 haziran'dan sonraki yapıcı tavırları. Bu arada yaklaşık 10 seçimde oy kullandım, ilk kez Chp'ye oy vereceğim.
Kılıçdaroğlu'nun siyasetçi olarak olgunluğu ve 7 haziran'dan sonraki yapıcı tavırları. Bu arada yaklaşık 10 seçimde oy kullandım, ilk kez Chp'ye oy vereceğim.
0
Son dakikada chp yönünde karar vermezsem hdp; hdp'yi yok saymaya tepki+1 ayrıca baraj hesabı. (İşin komik tarafı chp'den de sandık asıl üyesiyim yarın.)
0
Kürt siyasetinin silahlardan arınıp meclise taşınması için, sol değerleri savunanların ağırlığının ve görünürlüğünün artması için, baraj derdi kalmadı diyebilmek için, akıl almaz derecede yüksek barajı aşabilen bir partiyi hala var kabul etmeyenlere kapak olması için, türlü eksikleri olsa da, emaneten versem de oyum Hdp'ye.
0
pkk'ya karşı oy verilcek en iyi secenek hdp.
akp'ye karşı oy verilcek en iyi secenek hdp.
henüz karar vermedim. şu an düşündüm de böyle iki önerme söz konusu benim için.
akp'ye karşı oy verilcek en iyi secenek hdp.
henüz karar vermedim. şu an düşündüm de böyle iki önerme söz konusu benim için.
0
akp. daha mutlu, daha iyi yarınlar için tabi hülo
şaka şaka oy kullanmıyorum ben Türkiye'de. tc vatandaşı değilim.
ancak hak eden benim gözümde chp ve hdp'nin mecliste ki varlığı çok önemli. akp'nin artık meclisi dışı kalması gerekiyor. hdp mhp muhalefetinin yer aldığı chp hükümeti fena olmaz aslında.
şaka şaka oy kullanmıyorum ben Türkiye'de. tc vatandaşı değilim.
ancak hak eden benim gözümde chp ve hdp'nin mecliste ki varlığı çok önemli. akp'nin artık meclisi dışı kalması gerekiyor. hdp mhp muhalefetinin yer aldığı chp hükümeti fena olmaz aslında.
0
Ben çok gittim geldim chp mi hdp mi, içim elvermedi. Hdp objektif olmadan pkkyı eleştirmeden, uyuşturucu ticaretini, kaçakçılığı, inanılmaz para kazandıklarını kabullenmeden. Kaymak tabakasının paracıkları yerken gençleri dağlara çıkarmalarından bahsetmeden hdp'ye oy veremem. Nasılsa baraj aşma sorunu da yok, suçlu da hissetmem akpyi tek başına iktidar etme durumu olmaz diye. Kkdan dolayı chp.
0
CCC.
çünkü şükür ki kısa dönem hafızam gibi uzun dönem hafızam da yerli yerinde, diğerlerinin aksine.
www.youtube.com
çünkü şükür ki kısa dönem hafızam gibi uzun dönem hafızam da yerli yerinde, diğerlerinin aksine.
www.youtube.com
0
HDP: Çünkü beni kendisine ilk kez oy verdiğim (cumhurbaşkanlığı seçiminde de Selahattin'e oy vermiş idim) 7 Haziran'dan beri hiç pişman etmediler. Sözlerini tuttular ve onu başkan yaptırmadılar. Onlarca kez saldırıya uğradılar ve arkadaşlarını kaybettiler. Şu anda da AKP'ye karşı en sert muhalefeti yapıyorlar.
Eleştirilebilecek yönleri var mı, kuşkusuz var. Otursak sabaha kadar HDP eleştirebiliriz, ancak şu anda ne yeri ne de zamanı. Düşman sevindirmeyeceğiz. O yüzden oyumu HDP'ye vereceğim, yarın da partilerinin sandık görevlisi olarak yerimi alacağım.
Eleştirilebilecek yönleri var mı, kuşkusuz var. Otursak sabaha kadar HDP eleştirebiliriz, ancak şu anda ne yeri ne de zamanı. Düşman sevindirmeyeceğiz. O yüzden oyumu HDP'ye vereceğim, yarın da partilerinin sandık görevlisi olarak yerimi alacağım.
0
ya şaka maka bu seçim kılışdar'ın hakkı lan. son 3 ay içinde dökülen kanda hiç bişekilde payı olmayan tek parti chp. gidiyim de vereyim.
0
kayipadam
Kolayca samimiyet kurabilen ve bunlari surdurebilen insanlarin genel tavirlari, hareketleri, karsi tarafa hissettikdikleri veya baska ne varsa bunlar ustune yazilmis yazi makale veya kitap gibi herhangi bir sey biliyor musunuz? Bilen varsa bi el atsin.
Kolayca samimiyet kurabilen ve bunlari surdurebilen insanlarin genel tavirlari, hareketleri, karsi tarafa hissettikdikleri veya baska ne varsa bunlar ustune yazilmis yazi makale veya kitap gibi herhangi bir sey biliyor musunuz? Bilen varsa bi el atsin.
0
@peace bu isi teorik veya teoriden ote davranis kaliplari olarak tanimlayabildigin bir yazi yazmalisin :) soru cevap olacak is degil sanirim. Tanisma kismi. Tanismadan sonraki donem. Genel olarak tavir tarzinda bir yazi yaz lutfen :)
0
benim de şu an aklıma bir kaynak gelmiyor ancak fikir belirtmek istiyorum.
samimiyetle kastınızı yeterince anladığımı sanmıyorum. bana göre içtenlik içeren samimiyeti kolayca kurabilirsiniz ama sürdüremezsiniz. kişisel deneyimim budur. salt mesafe kırmayı kastediyorsanız bunu iyi networkçüler yapabiliyor ve bir nebze de piçlik gerektiren bir şey olduğu kanısındayım. içtenlik içeren bir samimiyetin diğer ucundaki kişiyle derecesi ne olursa olsun alakanızın bir son tarihi muhakkak oluyor ama bir networkçü ilişkisini ölene kadar sürdürebilir. bu kırılmadan bükülme, 3 maymunu gerektiğinde şiar edinme becerinizin ölçüsüyle de alakalı bir şey bana kalırsa. salt mesafe kırıştan ibaret bir ilişkide içtenlik içeren bir samimiyet hissetmem; hatta kuzu postundaki kurtun sınır ihlalinden başka fazla bir şey hissettiğimi düşünmüyorum meğer ki beklentim iş kotarmadan ibaret olsun. yoksa sorun yok. bir bok alınmıyor, bir bok verilmiyor karşılıklı sırt kaşımadan başka. gün gelir o kaşımalar yer ederse iki taraf için gerçek anlamda dostluğa yol açan bir samimiyetin mayası tutar belki. ne de olsa ortak yaşananlar bir nebze ortak mazi ve bir nebze güvenilirlik oluşturur ama ben,m burada vurgulamak istediğim herkesle kaynaşabilme becerisi ile samimiyet arasında nüans boyutunda değil ayrık doğrular kertesinde fark olduğu; bunların kesişiminin neredeyse boş küme olduğu, bunların kısacası kavramca birbirini dışlayan şeyler olduğu ve bunun böyle olmasına neden olan faktörlerin içtenliği de barındıran samimiyetin uzun soluklu olmasını samimiyetin doğası gereği engellediği.
edit: sildiğimi sandığım kelime anlam karmaşasına neden olmuş, sildim.
samimiyetle kastınızı yeterince anladığımı sanmıyorum. bana göre içtenlik içeren samimiyeti kolayca kurabilirsiniz ama sürdüremezsiniz. kişisel deneyimim budur. salt mesafe kırmayı kastediyorsanız bunu iyi networkçüler yapabiliyor ve bir nebze de piçlik gerektiren bir şey olduğu kanısındayım. içtenlik içeren bir samimiyetin diğer ucundaki kişiyle derecesi ne olursa olsun alakanızın bir son tarihi muhakkak oluyor ama bir networkçü ilişkisini ölene kadar sürdürebilir. bu kırılmadan bükülme, 3 maymunu gerektiğinde şiar edinme becerinizin ölçüsüyle de alakalı bir şey bana kalırsa. salt mesafe kırıştan ibaret bir ilişkide içtenlik içeren bir samimiyet hissetmem; hatta kuzu postundaki kurtun sınır ihlalinden başka fazla bir şey hissettiğimi düşünmüyorum meğer ki beklentim iş kotarmadan ibaret olsun. yoksa sorun yok. bir bok alınmıyor, bir bok verilmiyor karşılıklı sırt kaşımadan başka. gün gelir o kaşımalar yer ederse iki taraf için gerçek anlamda dostluğa yol açan bir samimiyetin mayası tutar belki. ne de olsa ortak yaşananlar bir nebze ortak mazi ve bir nebze güvenilirlik oluşturur ama ben,m burada vurgulamak istediğim herkesle kaynaşabilme becerisi ile samimiyet arasında nüans boyutunda değil ayrık doğrular kertesinde fark olduğu; bunların kesişiminin neredeyse boş küme olduğu, bunların kısacası kavramca birbirini dışlayan şeyler olduğu ve bunun böyle olmasına neden olan faktörlerin içtenliği de barındıran samimiyetin uzun soluklu olmasını samimiyetin doğası gereği engellediği.
edit: sildiğimi sandığım kelime anlam karmaşasına neden olmuş, sildim.
0
anonymice
Normalinden diil, zerosundan, sanırım bağımlı kişilik bozukluğum var dombili kişilik bozukluğunun yanısıra.Ha bi oturusta diil, sabahtan aksama kadar bu arada.Bildiğiniz bir rehabilitasyon merkezi var mı?
Normalinden diil, zerosundan, sanırım bağımlı kişilik bozukluğum var dombili kişilik bozukluğunun yanısıra.
Ha bi oturusta diil, sabahtan aksama kadar bu arada.
Bildiğiniz bir rehabilitasyon merkezi var mı?
Ha bi oturusta diil, sabahtan aksama kadar bu arada.
Bildiğiniz bir rehabilitasyon merkezi var mı?
0
O kadar asiti ben alsam bi çakmakla havaya uçarım lan ahaha. Ateşli şeylere yaklaşma sajdklas
Neyse git önce bi psikiyatra git sonra dahiliyeye randevu al diyetisyene yönlendirsin bi tahlillerini yaptır, diyetisyeni dinle sonra da siktir git bi spor salonuna içeceksen sağlığını kazandıktan sonra yine içersin neticede hayat senin aq.
Neyse git önce bi psikiyatra git sonra dahiliyeye randevu al diyetisyene yönlendirsin bi tahlillerini yaptır, diyetisyeni dinle sonra da siktir git bi spor salonuna içeceksen sağlığını kazandıktan sonra yine içersin neticede hayat senin aq.
0
oha naaptın onların hepsi çok zararlı lan?!?! (eski bir kola bağımlısı yazıyor :D )
ben nasıl bıraktım hiç anlamıyorum -maşallah de bana! XD - ama ben çok kola içerken "oha abi napıyorum ben manyak mıyım?!" diye, önce ice tea'ye sardım. sonra diyet ice tea'ye. cappy pulpy'e sardım. sonra sade sodaya geçtim. kafein bağımlılığın olabilir, normal bildiğin çaydır, ne bileyim kahvedir ya da bildiğim kadarıyla kafein miktarı daha yüksek olan yeşil çay'dır, tüketmeye çalış bence, şekersiz ya da tatlandırıcılı olarak. ama nihayetinde tatlandırıcıyı da bırak derim, o da zararlı çünkü. ben kendi rekorumu kırdım içmeme konusunda, 3 hafta falan oldu sanırım. vay be... -günde en az bir litre içiyordum ben de ama 8 litre çokmuş be abi/abla..-
ben nasıl bıraktım hiç anlamıyorum -maşallah de bana! XD - ama ben çok kola içerken "oha abi napıyorum ben manyak mıyım?!" diye, önce ice tea'ye sardım. sonra diyet ice tea'ye. cappy pulpy'e sardım. sonra sade sodaya geçtim. kafein bağımlılığın olabilir, normal bildiğin çaydır, ne bileyim kahvedir ya da bildiğim kadarıyla kafein miktarı daha yüksek olan yeşil çay'dır, tüketmeye çalış bence, şekersiz ya da tatlandırıcılı olarak. ama nihayetinde tatlandırıcıyı da bırak derim, o da zararlı çünkü. ben kendi rekorumu kırdım içmeme konusunda, 3 hafta falan oldu sanırım. vay be... -günde en az bir litre içiyordum ben de ama 8 litre çokmuş be abi/abla..-
0
hayatımda duyduğum en saçma şey. Eğer gerçekse çok üzüldüm pankreas kanseri olabilirsin. hemen bırak. öyle azaltarak değil direkt kes.
0
stanhiver
https://www.youtube.com/watch?v=9E6b3swbnWg
0
Huzur verdi. Zerafet ve asalet, yemek ortamı aklıma gelenler.
Ama benim için Nocturne budur:
www.youtube.com
Ama benim için Nocturne budur:
www.youtube.com
0
boshi+1 ama tam olarak değil. yalan söyleyen bir huzur. adaptasyon. dengesinin bozulur gibi olduğu an da 3:32 ki bence bu parçanın tek güzel bölümünün başlangıcı. isterse chopin olsun yani. gerçi öncesinde öyle bir kontrast olmasaydı benim için etkisi o ölçüde güzel olur muydu bilemem.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
başım dertte arkadaşlar, çok büyük konuştum galiba.ingilizcem çok çok kötüledi. yok sayılır. yaş 56. Shakespeare amcayı kendi dilinden anlamak istiyorum. hem bu nedenle hem zihinsel aktivite de olur bi yandan diyerek ingilizcemi ilerletmeye karar verdim. çocuklara da söylemiş bulundum. "şekspiri an
başım dertte arkadaşlar, çok büyük konuştum galiba.
ingilizcem çok çok kötüledi. yok sayılır.
yaş 56.
Shakespeare amcayı kendi dilinden anlamak istiyorum. hem bu nedenle hem zihinsel aktivite de olur bi yandan diyerek ingilizcemi ilerletmeye karar verdim. çocuklara da söylemiş bulundum. "şekspiri anlayabilinceye dek durmak yok" filan dedim. biraz zor dediler.
kafama ne diyeyim bilmem! söz ağızdan çıktı bi kere, sonuna kadar direnmeden bırakmam ben bu işi.
sizce olur mu kendi başıma yapabilir miyim?
sıfırdan başlayacağımı varsayarsak, günde kaç saat zaman ayırmalıyım. süre kısıtlamam yok 10 yıllar sürse de olur ama ben kafamda bu kış bu işi kolaylayayım seneye cila çekerim (bu kış okuduğumu/dinlediğimi anlama, derdimi tam olarak ifade edebilme, önümüzdeki kış ileri düzeye geçme) şeklinde planlamıştım.
Evde istemediğin kadar kaynak var, dahasını da bulurum. İnternet diye güzel bişe de var, orada da istediğimi bulurum. çocuklar biliyorlar sorarım ederim. neresinden baksan oluru var. bi kafa eskidi haliyle, onda da yapçak bişe yok, balıkyağı malıkyağı takviyeleriz artık.
içimden yaparsın deyin demek geçiyor ama biliyorum siz dürüst olacaksınız. yapabilir miyim?
nasıl bir yol izleyeyim, önerileriniz varsa çok makbule geçer.
ingilizcem çok çok kötüledi. yok sayılır.
yaş 56.
Shakespeare amcayı kendi dilinden anlamak istiyorum. hem bu nedenle hem zihinsel aktivite de olur bi yandan diyerek ingilizcemi ilerletmeye karar verdim. çocuklara da söylemiş bulundum. "şekspiri anlayabilinceye dek durmak yok" filan dedim. biraz zor dediler.
kafama ne diyeyim bilmem! söz ağızdan çıktı bi kere, sonuna kadar direnmeden bırakmam ben bu işi.
sizce olur mu kendi başıma yapabilir miyim?
sıfırdan başlayacağımı varsayarsak, günde kaç saat zaman ayırmalıyım. süre kısıtlamam yok 10 yıllar sürse de olur ama ben kafamda bu kış bu işi kolaylayayım seneye cila çekerim (bu kış okuduğumu/dinlediğimi anlama, derdimi tam olarak ifade edebilme, önümüzdeki kış ileri düzeye geçme) şeklinde planlamıştım.
Evde istemediğin kadar kaynak var, dahasını da bulurum. İnternet diye güzel bişe de var, orada da istediğimi bulurum. çocuklar biliyorlar sorarım ederim. neresinden baksan oluru var. bi kafa eskidi haliyle, onda da yapçak bişe yok, balıkyağı malıkyağı takviyeleriz artık.
içimden yaparsın deyin demek geçiyor ama biliyorum siz dürüst olacaksınız. yapabilir miyim?
nasıl bir yol izleyeyim, önerileriniz varsa çok makbule geçer.
0
sekspir amcayi tamamen anlayabilmek kendi basina egitim ile olacak bir sey degil ablacim :(
yani "sadece" ingilizce ogrenmek yetmez zaten.
yani "sadece" ingilizce ogrenmek yetmez zaten.
0
orjinalinden herşeyi ingilizler bile anlamaz zaten. ne de olsa dili çok eski.
açıklamalı bir simplified version ile olmayacak şey değil.
zaten oyunlar kısa. roman gibi uzun değil.
önce türkçesini okursun, çözersin. olur olur.
açıklamalı bir simplified version ile olmayacak şey değil.
zaten oyunlar kısa. roman gibi uzun değil.
önce türkçesini okursun, çözersin. olur olur.
0
ingiliz dili ve edebiyatı bölümündeki öğrenciler dahi orijinal dilinden okurken okutman rehberliğine ihtiyaç duyuyorlar, son sınıfa kadar böyle genelde. basitleştirilmiş, yani günümüz ingilizcesiyle okumak diyorsanız normal ingilizce üzerine çok şey katmanıza gerek kalmaz ancak kendi yazdığı dille(thou vs. gibi eski kullanımları içeren) okumak oldukça zor olucaktır. ha, ben derim ki orijinalden okumanın ahenk dışında çook da bi olayı yok, güzel basitleştirilmiş ingilizce versiyonları da katıyor duyguyu.
0
ingilizceyi yapamassınız diye birşey yok. günlük düzenli olarak çalışırsanız iyi bir seviyeye gelirsiniz ama ne kadar çalıştığınıza bağlı tabi. şekspiri tam anlayabilir misiniz orası için birşey diyemeyeceğim. iş güç çoluk çoçuk derdi yoksa her gün günder 3-4 saat vaktinizi ayırın derim.
0
shakespeare'in en çok yaptığı söz sanatlarından biri cinas (pun). sırf bu cinasları anlayabilmek için kişisel eğitimin ileri düzey diye bahsettiğiniz ikinci yılı yetmez.
bence yaparsınız. ama buna bir süre hedefi koymamanız ilk kabul etmeniz gereken şey. siz işe odaklanın ve hep zevk alacak şekilde çalışmaya özen gösterin.
her zaman yanınızda bir sözlük olmalı. sizin öncelikle hedeflediğiniz şey normal bir ingilizce sözlüğü, diyelim ki webster collegiate dictionary'yi sorunsuzca kullanabilecek düzeye erişmek olmalı. ondan sonrasını yönetmek sizin için kolaylaşır zaten(hatta shakepeare'e de başlarsınız). neyi nasıl yapmanız gerektiğini biliyor olacağınız bir seviye çünkü bu.
böyle şeyler istemek çok güzel bence ve sabırlı olursanız zor falan olmaz. ama gömülmeniz lazım bu işe. ilk başta grup grup kelimeler öğrenin. hani ingilizce eğitimde ilk bir iiki sene liste olarak verilen tarzda şeyleri. sonra jack london'ın bir karakteri gibi -ernest everhard mıydı martin eden mı hatırlamıyorum everhard olacak- kağıtlara kelimeler yazıp buzdolabının üzerine kapılara falan asın. usage'larıyla birlikte, yani cümle içlerinde, farklı kullanım şekilleriyle falan. kendi kendinize cüümleler kurun. sesli söyleyin. görsel ve duyusal bütünlük olsun; hafızada daha kolay kalır. kendi kendinize konuşun; çocuklarınızla da fırsat buldukça ingilizce konuşun.
kolay gelsin, hatta iyi eğlenceler :)
edit: thou'lar, thy'lar çok önemsiz çünkü bunların karşılığını textten bile anlıyorsunuz, anlamazsanız da internetten öğrenirsiniz zaten ve bunların sayısı az. mesele tamamen kelime dağarcığı. dil thee, thy ye vs dışında öyle eski falan değl yani günümüz ingilizcesi yetiyor. fazla abartmışlar. ama hep sözlüğe intiyaç duyacaksınız. sadece başvurma sayınız epey azalacak zamanla.
bence yaparsınız. ama buna bir süre hedefi koymamanız ilk kabul etmeniz gereken şey. siz işe odaklanın ve hep zevk alacak şekilde çalışmaya özen gösterin.
her zaman yanınızda bir sözlük olmalı. sizin öncelikle hedeflediğiniz şey normal bir ingilizce sözlüğü, diyelim ki webster collegiate dictionary'yi sorunsuzca kullanabilecek düzeye erişmek olmalı. ondan sonrasını yönetmek sizin için kolaylaşır zaten(hatta shakepeare'e de başlarsınız). neyi nasıl yapmanız gerektiğini biliyor olacağınız bir seviye çünkü bu.
böyle şeyler istemek çok güzel bence ve sabırlı olursanız zor falan olmaz. ama gömülmeniz lazım bu işe. ilk başta grup grup kelimeler öğrenin. hani ingilizce eğitimde ilk bir iiki sene liste olarak verilen tarzda şeyleri. sonra jack london'ın bir karakteri gibi -ernest everhard mıydı martin eden mı hatırlamıyorum everhard olacak- kağıtlara kelimeler yazıp buzdolabının üzerine kapılara falan asın. usage'larıyla birlikte, yani cümle içlerinde, farklı kullanım şekilleriyle falan. kendi kendinize cüümleler kurun. sesli söyleyin. görsel ve duyusal bütünlük olsun; hafızada daha kolay kalır. kendi kendinize konuşun; çocuklarınızla da fırsat buldukça ingilizce konuşun.
kolay gelsin, hatta iyi eğlenceler :)
edit: thou'lar, thy'lar çok önemsiz çünkü bunların karşılığını textten bile anlıyorsunuz, anlamazsanız da internetten öğrenirsiniz zaten ve bunların sayısı az. mesele tamamen kelime dağarcığı. dil thee, thy ye vs dışında öyle eski falan değl yani günümüz ingilizcesi yetiyor. fazla abartmışlar. ama hep sözlüğe intiyaç duyacaksınız. sadece başvurma sayınız epey azalacak zamanla.
0
önce şekspire odaklanmayın bence -hayattan soğursunuz belki :)
ingilizcenizi bi canlandırın, başka metinler okuyun buradan okuma listesi isteyebilirsiniz mesela. edebiyat okumuş arkdaşlar var burada çokça onlar da size daha çok yardımcı olabilir yol haritası konusunda. çocuklarınız günlük hayattaki kullanımlar konusunda yardımcı olur da sanmam şekspir anlamak konusunda olsun: yine de başta onların desteği de önemli birlikte dizi filan izleyebilirsiniz.
şekspir içinse -ki soneleri ben de ilk okunca ben de bişey anlamıyorum :P ki ben tercümanım yahu ancak edebi orta çağ inglizcesi ayrı şey dil bilmek apayrı şey (bi de tabi benim alanım bilim, edebiyat çıkışlı değilim) sanırım anlamasan da okuyacaksın başlarda bi süre öyle gidecek, nasıl derler, gözün alışacak :P
bazı sözlükler filan var -okutman bulamazsınız herhalde ama bu sözlükleri bulabilirsiniz gibime geliyor. en olmadı gelecek senelerde gider edebiyat bölümünden bilen birinden rica edersiniz, size derste kullanılan materyallerden verir kimse yok vermem demez sanırım.
aşama aşama hepsi olur neden olmasın, siz yaparsınız
ingilizcenizi bi canlandırın, başka metinler okuyun buradan okuma listesi isteyebilirsiniz mesela. edebiyat okumuş arkdaşlar var burada çokça onlar da size daha çok yardımcı olabilir yol haritası konusunda. çocuklarınız günlük hayattaki kullanımlar konusunda yardımcı olur da sanmam şekspir anlamak konusunda olsun: yine de başta onların desteği de önemli birlikte dizi filan izleyebilirsiniz.
şekspir içinse -ki soneleri ben de ilk okunca ben de bişey anlamıyorum :P ki ben tercümanım yahu ancak edebi orta çağ inglizcesi ayrı şey dil bilmek apayrı şey (bi de tabi benim alanım bilim, edebiyat çıkışlı değilim) sanırım anlamasan da okuyacaksın başlarda bi süre öyle gidecek, nasıl derler, gözün alışacak :P
bazı sözlükler filan var -okutman bulamazsınız herhalde ama bu sözlükleri bulabilirsiniz gibime geliyor. en olmadı gelecek senelerde gider edebiyat bölümünden bilen birinden rica edersiniz, size derste kullanılan materyallerden verir kimse yok vermem demez sanırım.
aşama aşama hepsi olur neden olmasın, siz yaparsınız
0
dil dile değmeden öğrenilmezmiş :)
ancak şekspir biraz ağdalıdır, hedefi küçültseniz?
bir uğultulu tepeler yapsanız bile çok. bence tom amca'nın kulübesi
bol bol ing dizi ama ing altyazı ile seyredin.
ing-ing sözlük karıştırın.
en temeli de, ing kökler ve ekleri öğrenin.
örneğin: manuscript
manu: el (manikürden)
script: yazılı belge
sonuç: elle yazılmış belge
kelime öğrenmenin en kolay yolu bu bana göre.
başarılar.
wish you success from the bottom of my heart.
ancak şekspir biraz ağdalıdır, hedefi küçültseniz?
bir uğultulu tepeler yapsanız bile çok. bence tom amca'nın kulübesi
bol bol ing dizi ama ing altyazı ile seyredin.
ing-ing sözlük karıştırın.
en temeli de, ing kökler ve ekleri öğrenin.
örneğin: manuscript
manu: el (manikürden)
script: yazılı belge
sonuç: elle yazılmış belge
kelime öğrenmenin en kolay yolu bu bana göre.
başarılar.
wish you success from the bottom of my heart.
0
cevaplarınız için çok çok teşekkür ederim arkadaşlar.
kaynak, zaman ve dirayet konusunda sıkıntım yok. karar verdiğim her şeyi yaptım şimdiye kadar.
bebek öğrenmesi gibi cümlelerden gitmeyi planladım. iyi demi bu yöntem?
kulağım ezelden zayıftır, okumam iyidir. duyma ağırlığını biraz ilerleyince yapayım şimdilik okumalardan mı gideyim, karma mı gideyim, ne dersiniz?
planım şöyle:
günde 5 veya 10 kelime öğrenme, uzun zaman hafızası için tekrarlar en az iki saat bilfiil çalışma olur. uzun zaman hafızam iyi, orta zaman hafızam kötü o noktada zorlanacağımı sanıyorum. tekrarları diğer bilgilerimle bağlayacak şekilde yapmalıyım. o zaman unutmuyorum.
1 saat kitap veya metin okusam, 2 saat de kitapta yeni karşılaştığım kelimeler ve cümle yapılarını anlamaya ve öğrenmeye harcasam. başlarda metin okuma yarım saat gerisi anlama olur sanıyorum, ilerledikçe süreler değişir.
günde 5 saat çalışırsam iyi yol alırım gibi geliyor bana. seneye şekspir olur olmaz bilmiyorum, olmadı öbür seneye kalır o da olmadı bakarız bi çaresine :)
----/----
burası hikaye bölümü, okumasanız da olur :
ben her sene ya yeni bir şey öğreniyorum ya da var olanı ilerletiyorum. bu benim rutinim.
önceki yıl sıfırdan kukla yapmayı öğrendim. muppet, ipli, gölge, parmak kuklaları öğrendim ve öğrettim. önümüzdeki yıl kendimi bu konuda geliştirme planım vardı.
geçen yıl satrancımı -kendi çapımda- oldukça ilerlettim. kuklaya artılar ekledim. çocuklarla oyun sergiledik.
geçen gün birkaç soneyi değişik çevirmenlerden okudum, her biri kendi yorumuyla yazmış, bu sefer soneden hiç bir tad alamadığımı fark ettim. sonelerin büyüsü kaçtı. şimdiye kadar okuduklarım can yücel çevirisiydi, çok da güzellerdi.
bu durum beni "şekspir gerçekte ne diyor" merakına, merak da böyle büyük laflara sürükledi.
büyük laf ettiğimi kızımın yorum yaparken gözünü yana devirmesinden anladım zaten. (o da çeviri yapıyor da @niye ama'nın belirttiği gibi şekspir düzeyinde değil tabii. alanı fen zaten onun)
işte o an nasıl paniklediysem bi geri çekilip düşünme gereği hissettim. hafta içinde 3 gün iyi çalışma yapmıştım, iki gündür ara verdim. şimdi kaldığım yerden devam edeym bari.
tekrar çok teşekkür ederim.
kaynak, zaman ve dirayet konusunda sıkıntım yok. karar verdiğim her şeyi yaptım şimdiye kadar.
bebek öğrenmesi gibi cümlelerden gitmeyi planladım. iyi demi bu yöntem?
kulağım ezelden zayıftır, okumam iyidir. duyma ağırlığını biraz ilerleyince yapayım şimdilik okumalardan mı gideyim, karma mı gideyim, ne dersiniz?
planım şöyle:
günde 5 veya 10 kelime öğrenme, uzun zaman hafızası için tekrarlar en az iki saat bilfiil çalışma olur. uzun zaman hafızam iyi, orta zaman hafızam kötü o noktada zorlanacağımı sanıyorum. tekrarları diğer bilgilerimle bağlayacak şekilde yapmalıyım. o zaman unutmuyorum.
1 saat kitap veya metin okusam, 2 saat de kitapta yeni karşılaştığım kelimeler ve cümle yapılarını anlamaya ve öğrenmeye harcasam. başlarda metin okuma yarım saat gerisi anlama olur sanıyorum, ilerledikçe süreler değişir.
günde 5 saat çalışırsam iyi yol alırım gibi geliyor bana. seneye şekspir olur olmaz bilmiyorum, olmadı öbür seneye kalır o da olmadı bakarız bi çaresine :)
----/----
burası hikaye bölümü, okumasanız da olur :
ben her sene ya yeni bir şey öğreniyorum ya da var olanı ilerletiyorum. bu benim rutinim.
önceki yıl sıfırdan kukla yapmayı öğrendim. muppet, ipli, gölge, parmak kuklaları öğrendim ve öğrettim. önümüzdeki yıl kendimi bu konuda geliştirme planım vardı.
geçen yıl satrancımı -kendi çapımda- oldukça ilerlettim. kuklaya artılar ekledim. çocuklarla oyun sergiledik.
geçen gün birkaç soneyi değişik çevirmenlerden okudum, her biri kendi yorumuyla yazmış, bu sefer soneden hiç bir tad alamadığımı fark ettim. sonelerin büyüsü kaçtı. şimdiye kadar okuduklarım can yücel çevirisiydi, çok da güzellerdi.
bu durum beni "şekspir gerçekte ne diyor" merakına, merak da böyle büyük laflara sürükledi.
büyük laf ettiğimi kızımın yorum yaparken gözünü yana devirmesinden anladım zaten. (o da çeviri yapıyor da @niye ama'nın belirttiği gibi şekspir düzeyinde değil tabii. alanı fen zaten onun)
işte o an nasıl paniklediysem bi geri çekilip düşünme gereği hissettim. hafta içinde 3 gün iyi çalışma yapmıştım, iki gündür ara verdim. şimdi kaldığım yerden devam edeym bari.
tekrar çok teşekkür ederim.
0
kolayını söyleyeyim
şekspir ingilizcesi-günlük ingilizce karışımı olan kitaplar var. amcam zaten aynı lafları döndürüp döndürüp kullanmış. 1-2 oyunu o şekilde okunursa, dile hakimiyet oluşursa çok rahat diğerleri de anlaşılır :)
şekspir ingilizcesi-günlük ingilizce karışımı olan kitaplar var. amcam zaten aynı lafları döndürüp döndürüp kullanmış. 1-2 oyunu o şekilde okunursa, dile hakimiyet oluşursa çok rahat diğerleri de anlaşılır :)
0
@janderzel zartanyan, güzel dileklerin için çok teşekkür ederim:)
mesela son cümlede bottom kelimesi dışındakileri biliyorum. cümleye bağlamakta zorlanmadım. sözlükten baktım, anlamını doğru tahmin ettiğimi gördüm. bundan sonraki adımım bottom kelimesini içeren başka kelimeler bulmak, iyice pekiştirmek.
ben bu yöntemle çalışıyorum. kelimeleri cümle içinde veren site de öğrendim (tabii onu da sizlerden öğrendim) tatoeba.org:3?query=fellow&from=eng&to=tur
buradan değişik kullanımlarına bakıyorum, anlamadıklarımı da "bu neden böyle" diye soruyorum.
mesela son cümlede bottom kelimesi dışındakileri biliyorum. cümleye bağlamakta zorlanmadım. sözlükten baktım, anlamını doğru tahmin ettiğimi gördüm. bundan sonraki adımım bottom kelimesini içeren başka kelimeler bulmak, iyice pekiştirmek.
ben bu yöntemle çalışıyorum. kelimeleri cümle içinde veren site de öğrendim (tabii onu da sizlerden öğrendim) tatoeba.org:3?query=fellow&from=eng&to=tur
buradan değişik kullanımlarına bakıyorum, anlamadıklarımı da "bu neden böyle" diye soruyorum.
0
mutevazi
(Oldukca ciddi bir soru bu, dalga gecmeyin lutfen)Kanatlarindan biri kirilmis bir karasinek var elimizde, ne yapalim biz bu hayvani simdi?Besleyebilir miyiz, nasil yapicaz? Olmesin garibim.
(Oldukca ciddi bir soru bu, dalga gecmeyin lutfen)
Kanatlarindan biri kirilmis bir karasinek var elimizde, ne yapalim biz bu hayvani simdi?
Besleyebilir miyiz, nasil yapicaz? Olmesin garibim.
Kanatlarindan biri kirilmis bir karasinek var elimizde, ne yapalim biz bu hayvani simdi?
Besleyebilir miyiz, nasil yapicaz? Olmesin garibim.
0
Komik misin coyote? Benim hatam ve ihmalim yuzumden bir hayvan zarar gordu ve bir cozum ariyorum burada.
0
sinek tedavisi yapılmıyor bildiğim kadarıyla. başka bir hayvan acılarına son versin, doğal ekosistem içerisinde.
0
uçamayacağına göre besleyeceksiniz?
veteriner ne yapacak, kanat mı takacak hayvana. sineklerde rejenerasyon da olmadığına göre ya besleyeceksiniz, ya doğaya bırakacaksınız.
veteriner ne yapacak, kanat mı takacak hayvana. sineklerde rejenerasyon da olmadığına göre ya besleyeceksiniz, ya doğaya bırakacaksınız.
0
yaşam hakkına insan, hayvan, böcek, ağaç, bitki ayırt etmeksizin her canlı sahiptir. böyle düşünmüyorsanız da böyle düşünen insanlara sataşmayı bırakın!
@mutevazi muhtemelen uçamayacak, kanadı yenilenmeyecek. kavanoz gibi bir şeye koyup, kapağı açık, beslenebileceği bir şeyler de koyarsan devam edebileceği kadar yaşar.
@mutevazi muhtemelen uçamayacak, kanadı yenilenmeyecek. kavanoz gibi bir şeye koyup, kapağı açık, beslenebileceği bir şeyler de koyarsan devam edebileceği kadar yaşar.
0
mevsimler
Merhaba şu dizeler sizde hangi duygu / Düşünceleri harekete geçiriyor ;Sen ve yağmur. Başa dönemezsiniz. Öyle bir yol yürüdünüz ki ancak dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine. Yağmur yalnız yağarken yağmurdur sen yalnız senken sensin burada kalamazsın ve
Merhaba şu dizeler sizde hangi duygu / Düşünceleri harekete geçiriyor ;
Sen ve yağmur.
Başa dönemezsiniz.
Öyle bir yol yürüdünüz ki ancak
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.
Yağmur yalnız yağarken yağmurdur
sen yalnız senken sensin
burada kalamazsın ve başa dönemezsin
gitmek zorundasın
kovalanan bir Yahudi gibi
ama Yahudiler gibi kendinle kalamıyorsun
her şey çok yetersiz senin için
her şey sana çok fazla
ayıklarsan ayık durabiliyorsun
aranı açıyorsun kendinle
eşyayı araladıkça
uyanmanın bedeli serapları fedadır
uykuyu tadayım dersen
kâbusa dalmak pahasına.
Sen ve yağmur.
Başa dönemezsiniz.
Öyle bir yol yürüdünüz ki ancak
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.
Yağmur yalnız yağarken yağmurdur
sen yalnız senken sensin
burada kalamazsın ve başa dönemezsin
gitmek zorundasın
kovalanan bir Yahudi gibi
ama Yahudiler gibi kendinle kalamıyorsun
her şey çok yetersiz senin için
her şey sana çok fazla
ayıklarsan ayık durabiliyorsun
aranı açıyorsun kendinle
eşyayı araladıkça
uyanmanın bedeli serapları fedadır
uykuyu tadayım dersen
kâbusa dalmak pahasına.
0
anladığımı sandığım şey yüzünden okuduğum hoşuma gitti. bende harekete geçirdiği duygu ve düşünceler: çaresizlik, zamanın tek yönlülüğü, tercihsizlik, pişmanlık, özüne dönmek ama bu sefer yalnızlığın ayıklığı, yabancılaşmak, yabancılaştıkça evini bulmak?, birinci ve üçüncünün aynı yerdeki bakış açısı, fazla tutku var ama ayak yere çakılı, kendine akacak mecra bulamamak, ayıklık uyumu bulmak değil kafayı yüzeyde tutmaya çalışmak; kendini kaptırmaksa yine de kaptırmak ama bu sefer belki karanlığın/nihilizmin büyüsüne. saçmalamış olabilirim. güzellik bakan gözde, bildiğiniz gibi, anlam da biraz öyle :)
edit: ekledikçe ekliyorum
edit: ekledikçe ekliyorum
0
staghound
selam,normalde böyle şeyleri kimseyle konuşamıyorum, ancak çok utanmama karşın anonim olmama güvenerek burada rahat konuşuyorum sonuç olarak kimseyi tanımadığım gibi kimse de beni tanımıyor:meslek ve statü icabı toplumca "kabul gören" ve çalıştığım sektörde benim iki katım yaşındakilerin dahi el pen
selam,
normalde böyle şeyleri kimseyle konuşamıyorum, ancak çok utanmama karşın anonim olmama güvenerek burada rahat konuşuyorum sonuç olarak kimseyi tanımadığım gibi kimse de beni tanımıyor:
meslek ve statü icabı toplumca "kabul gören" ve çalıştığım sektörde benim iki katım yaşındakilerin dahi el pençe divan durmasının gerektiği bir konumda bulunuyorum.
yapım gereği insanlara asla kötü davranamıyorum, kimseye bana saldırılsa da artistlik yapamam. altındaki insanları ezen ve babası yaşındaki insanlara kötü davranan, aşağılayan, emirler veren akranlarımı görünce o kadar utanıyorum ki ortamı terk edesim geliyor. ben ise son derece herkese alabildiğine saygılı, "siz" dolu cümlelerle, ricalarla, arkadaş gibi görerek astlarımla ilişki kuruyorum.
sonuç şöyle oluyor: ezen, hakir gören, aşağılayan, bağıran çağıran akranlarım son derece saygı görüp alabildiğine itibarı kaparken ben ve benim gibiler resmen siklenmiyor. ezen adama türlü yalakalık, arkadaş gibi davranan ben neredeyse adam yerine konmayacağım.
bu problem sizce nereden kaynaklanıyor? asla diğer mevkidaşlarım gibi insanlara kötü davranamam, ama haketmediğim davranışları da görmek istemiyorum. ben de şeytana uyup nefret ettiğim insanlara mı dönüşmeliyim?
normalde böyle şeyleri kimseyle konuşamıyorum, ancak çok utanmama karşın anonim olmama güvenerek burada rahat konuşuyorum sonuç olarak kimseyi tanımadığım gibi kimse de beni tanımıyor:
meslek ve statü icabı toplumca "kabul gören" ve çalıştığım sektörde benim iki katım yaşındakilerin dahi el pençe divan durmasının gerektiği bir konumda bulunuyorum.
yapım gereği insanlara asla kötü davranamıyorum, kimseye bana saldırılsa da artistlik yapamam. altındaki insanları ezen ve babası yaşındaki insanlara kötü davranan, aşağılayan, emirler veren akranlarımı görünce o kadar utanıyorum ki ortamı terk edesim geliyor. ben ise son derece herkese alabildiğine saygılı, "siz" dolu cümlelerle, ricalarla, arkadaş gibi görerek astlarımla ilişki kuruyorum.
sonuç şöyle oluyor: ezen, hakir gören, aşağılayan, bağıran çağıran akranlarım son derece saygı görüp alabildiğine itibarı kaparken ben ve benim gibiler resmen siklenmiyor. ezen adama türlü yalakalık, arkadaş gibi davranan ben neredeyse adam yerine konmayacağım.
bu problem sizce nereden kaynaklanıyor? asla diğer mevkidaşlarım gibi insanlara kötü davranamam, ama haketmediğim davranışları da görmek istemiyorum. ben de şeytana uyup nefret ettiğim insanlara mı dönüşmeliyim?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim +1
gevşek bireyler gevşek bireyler yetiştiriyor, sonra böyle oluyor.
gevşek bireyler gevşek bireyler yetiştiriyor, sonra böyle oluyor.
0
@satgound aslında eğitimlilerin yaptıklarından ziyade eğitimsizlerin böylelerine prim vermesine değinmiş.
0
Benim de yasadigim bir dilemma oldu bu cokca. Cozum ikisi de degil. Kisiye gore muamele. Yaninizda calisanlari taniyorsunuzdur artik. Insanca davranisi ve inceligi gucsuzluk/eziklik gibi gorenlerle duvar gibi olun. Kotu davranmaya ve bilhassa ezmeye gerek yok kimseyi. Hani bazi insanlar vardir ortama girince buz gibi bir enerji hissettirirler etraflarina etrafinda gorunmez bir cit vardir. Bu tip insanlar icin o kisi olun. Direktiflerinizi verirken ricaci veya azarlayici olmaya gerek yok. Gayet mekanik bur sekilde kisiden gorevini yapmasini isteyin. Bagirip cagirarak degil aba altindan sopa gosteren sekilde disiplin saglamak daha efektif. "Bunu bunu niye yapmadin!?!" yerine sakin bir bicimde "Bunu yapmadiginiz icin su, su aksadi. Bunun tekrarlamasi durumda sizinle performansinizi gozden gecirip seceneklerimiz uzerine konusacagiz" gibi bir cumle karsida soguk dus etkisi yaratiyor. Tabi ozel sektor yonetici jargonu bu devlet dairelerinde ise ona gore uyarlayin. Ornek zaten sadece farki gostermek adina yazdim duruma spesifik seyler kullanirsiniz.
0
Adamına göre muamele yap sende kardeşim insanlıktan anlamayana ver küsküyü bazısı iyi niyeti eziklik olarak algılıyor çünkü.
0
sanırım arada cinsiyet ayrimi yapmadan, beklenmedik (duruma uygun, meşru) cezalar, fırçalamalar yapmak gerekiyor ibret olması adına. yavaş yavaş iş yükü ve denetim de artmalı.
aşırı rahatliğın sonu hep rahatsızliktir zaten.
ama esas olarak her şeyin öncesinde ihtar, uyarı lazım.
aşırı rahatliğın sonu hep rahatsızliktir zaten.
ama esas olarak her şeyin öncesinde ihtar, uyarı lazım.
0
bu ancak eğitimle aşılır.
ülkemizde akp tarafından eğitimin içine edildiği için.
uzunca bir süre böyle devam eder.
ülkemizde akp tarafından eğitimin içine edildiği için.
uzunca bir süre böyle devam eder.
0
bunun herkesin bildiği biraz uzun bir cevabı var. üşendim. özetle hayat böyle. bu tercihi iyi/insancıl bir karşılık olmadığını bile bile yapacaksın.
0
godoşu beklerken+1
bu mesele sadece çalışma hayatında değil, evinizde iş yapmaya gelenlerle (kapıları, fayansları, elektrik/su tesisatını yenilerken, ısmarlama mobilya yaptırırken, vb.
burada dert şu ki, karşı tarafa göre tutum almak, zamanla kendinizden son derece uzaklaşmak anlamına gelebilecek demek. yani size yönelecek davranışı elbet bir şekilde yönete-yönelndirebilirsiniz, ama bunu neredeyse sürekli olarak yapmak zorunda kalınca, olağan tutumunuzu (bir anlamda kendinizi) değiştirmeniz gerekecek. sorun da burada: öyle olmaya başladığınızda artık kendiniz olarak kalmamaya razı olacak mısınız? mesele bu.
bu mesele sadece çalışma hayatında değil, evinizde iş yapmaya gelenlerle (kapıları, fayansları, elektrik/su tesisatını yenilerken, ısmarlama mobilya yaptırırken, vb.
burada dert şu ki, karşı tarafa göre tutum almak, zamanla kendinizden son derece uzaklaşmak anlamına gelebilecek demek. yani size yönelecek davranışı elbet bir şekilde yönete-yönelndirebilirsiniz, ama bunu neredeyse sürekli olarak yapmak zorunda kalınca, olağan tutumunuzu (bir anlamda kendinizi) değiştirmeniz gerekecek. sorun da burada: öyle olmaya başladığınızda artık kendiniz olarak kalmamaya razı olacak mısınız? mesele bu.
0
0
insanin dogasi kotu zaten. sadece turkiyede bu daha sik gorulebilen, daha cok kabul goren bir durum.
0
condom kurşunu
Demin salata yaptim dereotu vardi onu attim icine guzel oldu. Netten baska ne tarz seyler yapabilirim diye bakarken ekside dereotuna karsi bi nefret sezdim. Kimi sinsi bulmus kimi kokusunu begenmiyor falan. Sizin seyiniz ne?
Demin salata yaptim dereotu vardi onu attim icine guzel oldu. Netten baska ne tarz seyler yapabilirim diye bakarken ekside dereotuna karsi bi nefret sezdim. Kimi sinsi bulmus kimi kokusunu begenmiyor falan. Sizin seyiniz ne?
0
Alla alla cok enteresan ya neden bu nefret? kokusu da tadi da derisik bi ot girdigi yemegin havasini degistiriyor negzel iste
0
nefret demeyelim de hoşlanmıyorum. eşim kabak yemeğinde, cacıkta ve arada yaptığı egzotik salatalarda kullanıyor. kokusunden hoşlanmıyorum, çok baskın gelirse yemem. hafif belli belirsiz ise yiyebilirim.
0
zeytinyağlı yemeklere çok yakışır dereotu. havuçla, enginarla, kerevizle çok iyi gider. gerçi dereotunu yemeyen kerevizi hiç yemez ama :D
0
ben de neden sevilmiyor anlamıyorum. poğaçada, omlette, zeytinyağlı yemeklerde süper gidiyor. karnıyarığın bile üstüne koyup yiyebilirim. saksıya ektim ama tutmadı :(
0
Dereotuna karşıyım. Tadı ve kokusunu beğenmiyorum. Ama bir iki yerde tadını çok alamadığım için yiyebildiğim oldu. Ekolojiye katkısı ne kadar bilmiyorum, zincirleme reaksiyona neden olmuyorsa soyu kuruyabilir.
0
Ben de severim baya baya. Salatada, mantar corbasinda, kabakta, omlette cok guzel oluyor. Gerci ben yesil olan her otu seviyorum galiba.
0
patates salatasında harikadır...
ben önceden hiç böyle maydanozmuş, dereotuymuş yemezdim. sonra sonra böyle salatalarla yemeye başladım. en son yemekhanede maydanozun sapını dahi kart kurt yediğimde anladım ki en sevilmeyen şeyler bile sonrasında seviliyor.
bu da böyle bir anımdır.
ben önceden hiç böyle maydanozmuş, dereotuymuş yemezdim. sonra sonra böyle salatalarla yemeye başladım. en son yemekhanede maydanozun sapını dahi kart kurt yediğimde anladım ki en sevilmeyen şeyler bile sonrasında seviliyor.
bu da böyle bir anımdır.
0
cok severim. haftasonu kahvaltida dereotlu yumurta yiyorum. salatalarda da cok guzel olur. en sevdigim...
0
zeytinyağlı kabak ve baklada olmazsa olmaz. fakat mesela yaprak sarmada istemem. yaprağın baskın bir aroması var ve bol maydanoz da koyuyorum, bu ikisine dereotu abartı geliyor. cacıkta fena olmaz ama ben cacığa nane ve azıcık zeytinyağını daha çok yakıştırıyorum. dereotundan nefret eden birini tanıdım, başka birine rastlamadım.
0
0
Eskiden sevmezdim, şimdi çok seviyorum. Yoğurtlu mezelerde, cacıkta falan çok güzel oluyor. Kabak yemeklerinde de çok güzel oluyor. Bir de taze bakla. Off. Ama baklayı dereotsuz pişirip bol dereotunu yoğurda doğrayacaksın, onu baklanın üstüne koyup yiyeceksin.
0
devilred +1, poğaçalarda da ne güzel oluyor o. macar keki sonra. efendime söyleyeyim salatada, gözlemede, kimi yemekte. her şeye katılmasını sevmiyorum ama güzel sebze işte.
0
eskiden nefret ederdim olduğu yemeği salatayı yemezdm . ama birgün poaçasını yedim hamurunda dereotu vardı aşık oldum. şimdi her zeytinyağlı yemeğe yemek pişip altını apatınca bir miktar koyup dinlendiriyorum. inanılmaz oluyo
0
seviyorum bayılıyorum diyenlerin cevaplarını okudukça sıkıntı geçirdim şurada.
öyle kokulu birşeyi nasıl yiyebiliyorsunuz arkadaş? ne kokusu koku ne tadı tad.
öyle kokulu birşeyi nasıl yiyebiliyorsunuz arkadaş? ne kokusu koku ne tadı tad.
0
Yoğurtlu mezelere konulabilir ama konulmasa da bir şey kaybedeceğimizi sanmıyorum.
0
haydariyi nasıl yapacağız yahu sevmesek? e içilen rakı küsmeyecek mi o zaman? deli gibi seviyorum hem de.
0
@Sour nane rahatsız etmez. tazesi ya da kurusu. dereotu ise kokusuna bile dayanamadığım bir bitki :)
0
@sour
ne gordum ne de duydum.
olsa yemezdim zaten :/
not: rakinin litresinin 25 tl oldugu yerden bildiriyorum.
ne gordum ne de duydum.
olsa yemezdim zaten :/
not: rakinin litresinin 25 tl oldugu yerden bildiriyorum.
0
Sour kardes yedigim haydarinin haddi hesabi yoktur ama hic dereotlu yemedim ben de ama bir dahakine dereotu da aticam icine.
Cok onemli not: rakinin su olup aktigi yerlerden geliyorum.
Cok onemli not: rakinin su olup aktigi yerlerden geliyorum.
0
bütün gün koklayabilirim, tadı için öyle ayırt edici bir lezzeti yok ama. kokusuyla katkıda bulunuyor...
0
çok severim.
dereotlu pilav güzel oluyo. salata gibi yiyebiliyosun böyle.
bi de ben ton + dereotu + salatalık çok severim.
maydonoz yerine dereotu olsa keşke her şeyin içinde
dereotlu pilav güzel oluyo. salata gibi yiyebiliyosun böyle.
bi de ben ton + dereotu + salatalık çok severim.
maydonoz yerine dereotu olsa keşke her şeyin içinde
0
Maydonozu, naneyi taze taze boğarım ama iş dereotuna gelince poğaçası hariç tahammül edemiyorum. İçinde olan salatayı, cacığı görünce iştahım kaçıyor.
0
cokponcik
şimdi arkadaşlar öğrenim hayatım boyunca herhangi bir konuyu ne kadar karışık veya uzun olursa olsun bir şema veya büyük bir sayfaya şablon gibi konuyu çizip çalışarak çok kolay öğrendim.bu yöntemin bir ismi falan bir şeyi var mı?
şimdi arkadaşlar öğrenim hayatım boyunca herhangi bir konuyu ne kadar karışık veya uzun olursa olsun bir şema veya büyük bir sayfaya şablon gibi konuyu çizip çalışarak çok kolay öğrendim.
bu yöntemin bir ismi falan bir şeyi var mı?
bu yöntemin bir ismi falan bir şeyi var mı?
0
0
algoritma gibi mi?
çok merak ettim? büyük tabloya yazmakla öğrenilebilecek ne çalıştınız?
çok merak ettim? büyük tabloya yazmakla öğrenilebilecek ne çalıştınız?
0
0
dedim dedim de kime dedim
çok mu saçma? forumvari? bir çeşit firma mottosu var diyelim.. bunu maile yazsak çok mu saçma olur?dedim dedim de kime dedimEksiDuyuru Questions ExpertHede Plaza Levent İstanbulTel : 1 1 2 3 5 8 13 21 34 55mail : zartzurt@hedehödö.com''There is nothing so practical as a good theory''Kurt Lewin
çok mu saçma? forumvari? bir çeşit firma mottosu var diyelim.. bunu maile yazsak çok mu saçma olur?
dedim dedim de kime dedim
EksiDuyuru Questions Expert
Hede Plaza Levent İstanbul
Tel : 1 1 2 3 5 8 13 21 34 55
mail : zartzurt@hedehödö.com
''There is nothing so practical as a good theory''
Kurt Lewin
dedim dedim de kime dedim
EksiDuyuru Questions Expert
Hede Plaza Levent İstanbul
Tel : 1 1 2 3 5 8 13 21 34 55
mail : zartzurt@hedehödö.com
''There is nothing so practical as a good theory''
Kurt Lewin
0
başkasını söylediği bişeyi yazıyorsan saçma. kendi markanla ilgili ürettiğin bi slogan varsa ok.
0
çok çok " please visit our new website" o bile itici gelmişti bizi yazmaya zorladıklarında.
0
itmek istiyorsanız hiç saçma değil bence. hep çekiyorlar hep çekiyorlar o ne öyle.
~~~ awwwww I'm so damn cute and pretentious now ain't I ~~~
sadet: ~~~ yolların ustası, gözlerinin hastasıyım ~~~
***maaşallah***
~~~ awwwww I'm so damn cute and pretentious now ain't I ~~~
sadet: ~~~ yolların ustası, gözlerinin hastasıyım ~~~
***maaşallah***
0
cokponcik
öncelikle based on a true story olsun mümkünse, gerçekçi olsun gizemli yaratıklar kocaayaklar falan olmasın.hayatta kalmaca olsun uçak kazası olsun dağcılık olsun kar olsun fırtına olsun olsun da olsunhepsinin olması şart değil, anladınız siz.tesekkurler
öncelikle based on a true story olsun mümkünse, gerçekçi olsun gizemli yaratıklar kocaayaklar falan olmasın.
hayatta kalmaca olsun uçak kazası olsun dağcılık olsun kar olsun fırtına olsun olsun da olsun
hepsinin olması şart değil, anladınız siz.
tesekkurler
hayatta kalmaca olsun uçak kazası olsun dağcılık olsun kar olsun fırtına olsun olsun da olsun
hepsinin olması şart değil, anladınız siz.
tesekkurler
0
the grey'de aradığın şeyler var ama based on a true story değil, bir novella'dan uyarlama, başrolde liam neeson var. ama aradığın her şey var neredeyse. www.imdb.com
aklıma bir şeyler gelirse yazarım daha.
aklıma bir şeyler gelirse yazarım daha.
0
vincent
Sb sizce hangisi?
Sb sizce hangisi?
0
kırmızı haptaki iddia çok fantastik. maviyi herkes biliyor. aç ikisini birbirine karıştır, sonra iki hap seçeneği dayayan kendine müslüman faşo ağayı bulup poposunun çatalına süveyş kanalını şeklini ver yüce bastonunla falan, gitsin duvara ağlasın kudüs'te.
0
eğer neo olacaksam kırmızı hap. yok zion'daki sıradan vatandaş olacaksam maviyi alır matrixte paşa paşa yaşarım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
Soru acik ve net baslikta.
Soru acik ve net baslikta.
0
_k_u_z_g_u_n_
bu olay nerde olmuş bu adam ne cezası almış bunu bilen var mı belki uyumama yardımcı olut :(http://www.videozamani.tv/boyle-ogretmen-olmaz-olsun.html
bu olay nerde olmuş bu adam ne cezası almış bunu bilen var mı belki uyumama yardımcı olut :(www.videozamani.tv
0
bunla ilgili yabancı site yayını var ne yazıyor oç nu ne yapmışlar?www.dailymail.co.uk
0
hocam anladığım kadarıyla;
klasik haber tanıtımıyla girmişler şu kadar kişi izledi böyle olay oldu. eleman gözaltına alınmış, mahkemeye sevk etmişler muhtemelen 7 yıl ceza yiyecekmiş.
klasik haber tanıtımıyla girmişler şu kadar kişi izledi böyle olay oldu. eleman gözaltına alınmış, mahkemeye sevk etmişler muhtemelen 7 yıl ceza yiyecekmiş.
0
Dar Mecca Al-Mokarama yetiştirme yurdunun yöneticisi/müdürü olan Osama Mohamed Othman adlı herifi, TV'yi ve buzdolabını izinsiz açtılar diye çocuklara görülen şekilde dayak atarken gizlice çekmiş karısı ve şikayet etmiş. El Sisi suçlunun adalete teslim edilmesi için çağrıda bulunmuş ve adam bir pazartesi günü tutuklanmış. Çocuklar başka bir yurda nakledilmiş.
Adam zavallılara kendi çocuklarına nasıl davranıyorsa öyle davranıp onları disipline etmeye çalıştığı yönünde özrü kabahatinden beter bir de savunma yapmış. ulan ne manyaklar var. Ezik, bastırılmış köpek.
Adam zavallılara kendi çocuklarına nasıl davranıyorsa öyle davranıp onları disipline etmeye çalıştığı yönünde özrü kabahatinden beter bir de savunma yapmış. ulan ne manyaklar var. Ezik, bastırılmış köpek.
0
o degilde 90larda varos devlet okullarinda da boyle oc ogretmenlerimiz vardi. simdi karsima bi tanesi ciksa agzini yuzunu dagitirim.
0
aynen 90 lardaki hocalarımız hep böyleydi,kulağından,faaullerinden çekip çocukları havaya kaldırmaya çalışanları gördüm,böyle sopayla tüm gücüyle vurup parmakları kanayanlar gördüm yer istanbul bahçelievler
0
Okul olsa bari zavalli anne babasiz cocuklar birde daha cok uzuyor insani
0
hayaletin garip huylari
https://www.youtube.com/watch?v=xy2NfO584KM şu vidyo sanırım adalar vapurunda çekilmiş. ben de bir kere büyükada'ya giderken kışın, bundan biraz daha fazla bir sallanmayla yolculuk ettim. bu ocak ayındaydı ve acayip gerildim, başta gerilmiyordum ama insanlar panik yaptılar kusanlar, ağlayanlar falan
www.youtube.com
şu vidyo sanırım adalar vapurunda çekilmiş. ben de bir kere büyükada'ya giderken kışın, bundan biraz daha fazla bir sallanmayla yolculuk ettim. bu ocak ayındaydı ve acayip gerildim, başta gerilmiyordum ama insanlar panik yaptılar kusanlar, ağlayanlar falan oldu ben de kitap okuyordum onları görünce bayağı tırstım.
o zamana kadar vapur en sevdiğim ulaşım aracıydı. sıkıldıkça biniyordum falan. hala diğer ulaşım yöntemleri yerine vapura biniyorum zaten beyoğlu'nda oturuyorum işyerim kadıköy'de hep vapurla gidiyorum yani. ama binerken en ufak bir sallanmada tedirgin oluyorum. kolay kolay batmaz korkma falan diyorlar anca biz de biliyoruz, ama türkiye'de yaşıyoruz insan lan bir şeyi eksiktir bir problemi vardır şimdi sağa fazla yatarken birden devrilir o yöne doğru falan oluyorum.
nasıl aşıcam abi bunu? bi vapur zevkim vardı o da gitmesin.
şu vidyo sanırım adalar vapurunda çekilmiş. ben de bir kere büyükada'ya giderken kışın, bundan biraz daha fazla bir sallanmayla yolculuk ettim. bu ocak ayındaydı ve acayip gerildim, başta gerilmiyordum ama insanlar panik yaptılar kusanlar, ağlayanlar falan oldu ben de kitap okuyordum onları görünce bayağı tırstım.
o zamana kadar vapur en sevdiğim ulaşım aracıydı. sıkıldıkça biniyordum falan. hala diğer ulaşım yöntemleri yerine vapura biniyorum zaten beyoğlu'nda oturuyorum işyerim kadıköy'de hep vapurla gidiyorum yani. ama binerken en ufak bir sallanmada tedirgin oluyorum. kolay kolay batmaz korkma falan diyorlar anca biz de biliyoruz, ama türkiye'de yaşıyoruz insan lan bir şeyi eksiktir bir problemi vardır şimdi sağa fazla yatarken birden devrilir o yöne doğru falan oluyorum.
nasıl aşıcam abi bunu? bi vapur zevkim vardı o da gitmesin.
0
50-60 yıllık gemiler, ne fırtınalar görmüş yine de sapasağlam sefer atıyorlar. bence bu bile tek başına yeterli sebep. herbişeyleri tam, rahat olabilirsin.
herşey ters gider de batarsa yine rahat ol @japon askeri +1 10dk içinde bir sürü tekne gelip alır sizi.
korktuğun şey sanıyorum vapurun birden bire alabora olması ama o gemilerin dalgayla rüzgarla alabora olması için -sallıyorum- 60-70 derece falan yatması gerekir, o kadar yatması için de efsane fırtınanın içinde kalmanız lazım ki hava azıcık esince bile seferleri iptal ediyorlar zaten.
herşey ters gider de batarsa yine rahat ol @japon askeri +1 10dk içinde bir sürü tekne gelip alır sizi.
korktuğun şey sanıyorum vapurun birden bire alabora olması ama o gemilerin dalgayla rüzgarla alabora olması için -sallıyorum- 60-70 derece falan yatması gerekir, o kadar yatması için de efsane fırtınanın içinde kalmanız lazım ki hava azıcık esince bile seferleri iptal ediyorlar zaten.
0
marmara denizi kapalı bir deniz, vapurları alabora edecek kadar kuvvetli dalgalar olmaz.
edit: küçük bir bilgi; yüzen araçlar devrilmez, alabora olur.
edit 2: videoyu izledim, görüntülerde hiçbir şey yok. ovv ovv ne sallandı vs diyorlarda, bu insanların ve o insanların tepkileri cahillikten ve deniz görmemişlikten kaynaklanıyor. 3 tarafımız denizlerle çevrili ancak nasıl olduysa olabildiğince denizden izole bir toplumumuz var.
edit: küçük bir bilgi; yüzen araçlar devrilmez, alabora olur.
edit 2: videoyu izledim, görüntülerde hiçbir şey yok. ovv ovv ne sallandı vs diyorlarda, bu insanların ve o insanların tepkileri cahillikten ve deniz görmemişlikten kaynaklanıyor. 3 tarafımız denizlerle çevrili ancak nasıl olduysa olabildiğince denizden izole bir toplumumuz var.
0
bende de eskiden olmuyordu ama son zamanlarda nedense benzer bişey var ama fırtınadan ziyade bazen hızını almış giderken ani manevralar yapıyolar böyle 90 derece filan. o zaman aklıma öyle şeyler gelebiliyor. ya da bazen diğer vapurlara ya da büyük gemilere çok yakın geçilebiliyor.
aslında uçakta da benzer bi korkum var. uçağa havada bişey olduğu anda yapacak hiç bişeyin yok. burada da olası öyle bir alabora olsa mesela hemen gelir denmiş de o yardım gelene kadar ben çoktan dalgaların arasında kaybolurum zaten.
aslında uçakta da benzer bi korkum var. uçağa havada bişey olduğu anda yapacak hiç bişeyin yok. burada da olası öyle bir alabora olsa mesela hemen gelir denmiş de o yardım gelene kadar ben çoktan dalgaların arasında kaybolurum zaten.
0
2008 de ben kadıköy karaköy vapurundayken birisi tam boğazın ortasındayken denize düşmüştü,vapur düşen yolcudan belli mesafe uzaklaşarak 3 kere siren çaldı.can simitleri falan attık.aradan 5 dk bile geçmeden hem kadıköy,hem de eminönü tarafından 3 er tane tekne geldi.adamı alıp çıkardılar.tabi koca geminin batması ya da alabora olması durumunda baya sıkıntı olabilir
0
o büyüklükte bir taşıt marmara'nın küçük dalgasında alabora falan olmaz. bunun olması için navigasyon olmadan(oha) bilinmeyen bir güzergahtan falan gidip kayaya gömmesi gerekiyor herhalde. içinde hava var onun nasıl batacak. gel-gitler deseniz, dünyanın gündüz olan yanı aydan o sırdaki en uzak kısım olduğu ve çekim de uzaklık karesiyle azaldığından, vapur seferleri olan saatlerde zaten hissedilmez. e geriye pek bir ihtimal kalmıyor. bu arada dalgalar küçük olmaya mahkum çünkü marmara'nın derinliği ancak belli büyüklükte dalga kütlesi ve hareketine izin veriyor. çok çılgın bir fırtına olması lazım o da şimdiye kadar istanbul'da olan bir şey değil.
0
hava nedeniyle marmara denizinde hiçbir vapur batmaz. alabora da olmaz. anca çatışma sebebiyle batabilir, çatışma sebebiyle batacak olsa da gemi batana kadar bütün vapur rahat rahat tahliye edilir. gemi batması öyle aniden olan bir şey değil. ha zaten çatışma da olmaz, o gemilerin kaptanları minimum 15-20 yıl tecrübeli insanlar.
0
sırtçantalı
linklerinize talibim
linklerinize talibim
0
dessy
Uzun olacak, sabrı ve vakti olanlar okuyabilirse sevinirim, sinirden kendimi atacağım camdan! Bildiğiniz üzere 2 aya yakındır bir süredir Hakkari'de tek bir kitabı dahi olmayan bir okula yardım gönderiyoruz. Canımızı dişimize katarak o okula hem kütüphane, hem anasınıfı açmaya çalıştık. Dedik ki şu
Uzun olacak, sabrı ve vakti olanlar okuyabilirse sevinirim, sinirden kendimi atacağım camdan!
Bildiğiniz üzere 2 aya yakındır bir süredir Hakkari'de tek bir kitabı dahi olmayan bir okula yardım gönderiyoruz. Canımızı dişimize katarak o okula hem kütüphane, hem anasınıfı açmaya çalıştık. Dedik ki şu karanlık günlerde çocukların dünyalarına ışık olalım. Sevgiyi ve kardeşliği aşılayalım.
Okulun tüm kırtasiye malzemelerini sizlerin ve çevremdeki arkadaşların yardımlarıyla tamamladık. Gelen her bir ürünün fotoğrafını ürünü alan arkadaşlarla paylaştım. Yanılmıyorsam yaklaşık 6 bin tl'den fazla bir sipariş vermiş bulunduk, hepsini şuradan görebilirsiniz: docs.google.com
Ve bu yardım kampanyasıyla ilgili şöyle bir başlık açıldı sözlük'te: eksisozluk.com
Sizlerden gelen bu desteklerle okula anasınıfı yapıldı, bugün okula öğrenciler gelmeye başlamış ama öğrenciler eğitimlerine bu hafta başlayabilecek VE BU HEPİNİZİN SAYESİNDE OLDU! Bu yardım olmasaydı bu sene o okulda anasınıfı eğitimi olmayacaktı, okulda kütüphane olmayacaktı. Okula bugün aldığımız halıfleks yerleştirilmiş, okul müdür yardımcısı beni arayarak "internetimiz gelmedi, gelse fotoğraf çekip paylaşacaktım ama dayanamadım, çok heyecanlıyım, halıfleks yerlere çok güzel oldu, herkes bayıldı" dedi.
Bakın, hiç kimseyi ve beni dahi tanımadığınız halde birilerinin kalbine dokundunuz, o sınıfı görünce okula gelmek isteyen onlarca çocuğu düşünün bir de.
Sizler beni tanımadan, etmeden gerek para toplanma konusunda yardımcı oldunuz, gerek ihtiyaç listesindeki ürünleri alarak direkt okula siz gönderdiniz.
ANCAK!
Bir sorunla karşılaştık ve bu beni mahvediyor. Gerçekten insanlığımdan ve insanlıktan nefret ettim. O kadar sinirliyim ki insan gerçekten boşuna cinnet geçirmiyor!
Yer: İzmir!
Anasınıfı için gerekli olan malzemeler neler diye araştırırken mümkün mertebede uygun fiyatlı ama yine de çocukların sevebileceği ürünler seçtik.
Bu ürünlerden birisi de şuydu: www.pirlantaoyuncak.com
Bir gönüllümüz bu üründen iki adet sipariş etti. Sipariş ettiğimiz tarih ise 19 Ağustos, bakın: tinypic.com
O dönem de maalesef şehit haberleri çok olmaya başlamıştı. Vermiş olduğumuz diğer siparişlerin okula ulaştırılması konusunda pürüzler yaşamaya başlamıştık ancak yardım kampanyası olduğu için firmalar ürünleri gönderme konusunda epey çaba sarf ettiler. 2 bin tl'ye yakın aldığımız halıfleksin o bölgeye o dönem gönderilmesi neredeyse maliyetiyle aynı tutara denk geldi.
Ben de sırf bu yüzden ürünü aldığımız Pırlanta Oyuncak isimli firmayı aramadım. Ne de olsa telefonda konuşmuştuk, parayı almıştı ve ürünleri hazırlayacaktı.
Olaylardan 1 hafta kadar sonra okul müdür yardımcısı bana gelen ürünlerin fotoğraflarını yollamaya başladı ancak bu ürünler arasında Pırlanta Oyuncak'tan gelen hiçbir ürün yoktu. Biraz daha bekleyelim dedik. İzmir'den çıkışı geç olmuştur, insanlık halidir, İzmir gibi bir yerde yanlış olmaz dedik.
10 gün geçti, okuldan bu firmaya ait bir fotoğraf hala gelmedi, ben de artık sormaya başladım okula, hani gözden mi kaçırdılar, yok mu şu iki mobilya diye. Cık, yok.
Artık firma sahibi Muhammet Bey'i aramaya karar verdim. Aradım. Telefonu açtı. Durumu izah ettim. Öğleden sonra beni arar mısınız, fabrikaya gidecem, bir bakayım dedi. Öğleden sonra aradım, "bizim elemanlar ürünleri bırakmamışlar, kusura bakmayın, ben cuma günü göndertiyorum" dedi. "tamam" dedim.
Cuma günü geçti, bir sonraki haftanın Cuması oldu, hala gelen bir fotoğraf yok okuldan. Önce okula tekrar soruyorum, "gelen bir ürün yok İzmir'den" diyorlar, acaba ürünler başka bir şehirden mi yollatıldı diye düşünerek başka şehirden gelen mobilyalar var mı diye soruyorum. "yok" deniliyor.
Firma sahibi Muhammet Bey'i tekrar arıyorum. Tekrar öğleden sonra aramamı istiyor, fabrikada olacakmış, öğleden sonra arıyorum, "ya mobilyalar şu an tam gözümün önünde, kusura bakmayın, gündem kötü ya, gönderememişler, kargo kabul etmemiş" diyor. "Anlıyorum ama diğer siparişlerimizin hepsi gecikmeli olsa da gitti ve hiçbir kargo firması "bu ürünü kabul etmiyoruz" demedi diyorum. Neticede İzmit'ten 92 metrekare halıfleks gitmiş, düşünün! "Tamam, özür dilerim, ben göndericem, bizzat kendim gideceğim hatta, sıkıntı yok" dedi. İnandım.
Aradan 10 gün geçiyor, yine önce okulla teyitleşiyoruz, sonra firmayı arıyorum, Muhammet Bey diyor ki, "Vallahi bizzat kendim götürdüm, kargoyu almadılar, artık hangi kargo firmasına soracağımı şaşırdım". Artık ciddi ciddi kıllanmaya başlıyorum. Diyorum ki, "Ptt kargoyu aradınız mı?". "aaa, iyi fikir, ben bir de onu arayayım, yarın size takip numarasını paylaşırım" diyor. Kendisine tekrar tekrar bu mobilyaların yardım kampanyası dahilinde imkanı olmayan bir okula gönderildiğini, bu mobilyaları da bir gönüllünün aldığını, kendisine de mahcup olduğumu iletiyorum. "tamam, sıkıntı yok, ptt kargo gönderir oraya" diyor.
Ertesi gün oluyor, kargo takip numarası bana iletilmiyor. Ben de kendisine whatsapp üzerinden yazıyorum, yaşadığım hayal kırıklığını, kendisine artık güvenmediğimi, yardım eden arkadaşa da yüzümün kara çıktığını dile getiriyorum. Hepsinin ekran görüntüleri var elimde. Ağzımdan bir tek hoş olmayan kelime dahi çıkmıyor. Ancak bana cevap dahi vermiyor, üstelik aramalarıma da cevap vermiyor artık.
Ben de durumu siparişi veren avukat gönüllümüze iletiyorum, telefon numarasını istiyor Muhammet Bey'in. Muhammet Bey arkadaşıma telefonu açıyor, diyor ki yarın takip numarasını yollayacağım.
Ertesi gün oluyor, arkadaşım takip numarası geldi mi diye soruyor bana. Bana gelen bir numara yok. Biraz daha bekleyelim diyoruz. Sonra bana 1,5 ay önce sipariş ettiğimiz ürünlerin fotoğraflarını yolluyor, "PTT hala gelmedi ürünleri almaya" diyor. Cevap yazmıyorum. Ertesi gün akşam üzerine doğru "Hala gelmedi mi PTT?" diyorum. Okunuyor mesajım ama cevap verilmiyor.
Bir yandan da insanlığa olan inancımı yitirmiş, kendimden ve tüm insanlardan tiksinmiş halde buluyorum. Adamı arasam telefonu yine açmayacak veya yine aynı şeyleri söyleyecek ve ben artık sinir krizi geçirecem diye korkarak aramıyorum, sormuyorum. Bugün google'da "pırlanta oyuncak" diye aratayım diyorum. Aratınca ilk çıkan sonuçlardan biri: pırlanta oyuncak şikayet.
Şikayetleri okuyorum tek tek, şok. İnsanlar cinnet geçirmiş neredeyse! Kimisi köyün birinde öğretmen, velilerden ufak ufak yardım toplamayı başarmış, sınıfının eksiğini almak istemiş. Kimisi 6 aydır oyalandığını söylemiş, kimisi kendisine beddualar atmış, insanlar gerçekten haklı olarak çıldırmış!
Üstelik bu kişinin whatsapp profil durumu: ALLAH'A EMANET.
Şaka gibi!
Ben de dayanamıyorum ve gösterdiğimiz tüm iyi niyet ve anlayış için hakkımızı helal etmediğimizi, o güzel isminin anlamını taşımadığını, diğer müşterilerin yorumlarını okuduğumuzu, bizlerin de şikayet yazacağını ve PTT gerçekten kargoları onca gün almadıysa onlar için de hakkımızı yasal yollardan arayacağımızı söylüyorum.
Ve diyorum ki siz de beni diğerleri gibi oyalacak mısınız? avukatıma söylüyorum, hemen sizi aratıyorum, her yere şikayette bulunuyorum ve sözlük'e de konuyu taşıyorum. Bu sefer bana kargo takip numarasını paylaşıyor, kargonun nerede olduğunu söylüyor ama tabii kargoyu PTT ile vermemiş.
Ve diyor ki; kargo ücretini alıcı ödeyecek!! E biz böyle anlaşmamıştık!!!! Şaka gibi diyorum! "Evet, ister şaka, ister başka bişey" diye cevap dönüyor. Ve bana diyor ki: "Allah'a inancın varsa İnternet'e yorum yazmayın".
Arkadaşlar, yemin ederim, eğer ki kendi keyfim için aldığım bir ürün olmuş olsaydı, bu kadar sinirlerim harap olmayacaktı ama biz bu ürünü gerçekten ihtiyacı olan bir okula göndermek için aldık!! Ne kadar uğraştığımızı en iyi siz biliyorsunuz! Şu an bu iki dolap olmadığı için alınan malzemeler yerleştirilemiyor. Daha da açığımız var hala biliyorsunuz.
Sizlerden ricam, lütfen bu yazımı sözlük'te paylaşabilir misiniz? Yazık günah insanlar çıldırmış, birileri daha mağdur olmasın, şikayetler şöyle:
www.alosikayet.com
www.sikayetvar.com
www.kararvermeden.com
Ben o kadar koşturma arasında gözden kaçırdım, haklısınız, öncesinde firmayı araştırmam gerekiyordu. Ancak ben böyle bir konuda hele ki İzmir gibi bir yerden bu tarz bir sorunla karşılaşabileceğimi sanmıyordum.
Sinirden saçlarımı yolmak üzereyim!!! Bir de ürün için kaç yüz liralık kargo ücreti ödeyeceğiz şimdi kim bilir!
Soru olarak açtım ki her türlü önerilere açığım.
Bildiğiniz üzere 2 aya yakındır bir süredir Hakkari'de tek bir kitabı dahi olmayan bir okula yardım gönderiyoruz. Canımızı dişimize katarak o okula hem kütüphane, hem anasınıfı açmaya çalıştık. Dedik ki şu karanlık günlerde çocukların dünyalarına ışık olalım. Sevgiyi ve kardeşliği aşılayalım.
Okulun tüm kırtasiye malzemelerini sizlerin ve çevremdeki arkadaşların yardımlarıyla tamamladık. Gelen her bir ürünün fotoğrafını ürünü alan arkadaşlarla paylaştım. Yanılmıyorsam yaklaşık 6 bin tl'den fazla bir sipariş vermiş bulunduk, hepsini şuradan görebilirsiniz: docs.google.com
Ve bu yardım kampanyasıyla ilgili şöyle bir başlık açıldı sözlük'te: eksisozluk.com
Sizlerden gelen bu desteklerle okula anasınıfı yapıldı, bugün okula öğrenciler gelmeye başlamış ama öğrenciler eğitimlerine bu hafta başlayabilecek VE BU HEPİNİZİN SAYESİNDE OLDU! Bu yardım olmasaydı bu sene o okulda anasınıfı eğitimi olmayacaktı, okulda kütüphane olmayacaktı. Okula bugün aldığımız halıfleks yerleştirilmiş, okul müdür yardımcısı beni arayarak "internetimiz gelmedi, gelse fotoğraf çekip paylaşacaktım ama dayanamadım, çok heyecanlıyım, halıfleks yerlere çok güzel oldu, herkes bayıldı" dedi.
Bakın, hiç kimseyi ve beni dahi tanımadığınız halde birilerinin kalbine dokundunuz, o sınıfı görünce okula gelmek isteyen onlarca çocuğu düşünün bir de.
Sizler beni tanımadan, etmeden gerek para toplanma konusunda yardımcı oldunuz, gerek ihtiyaç listesindeki ürünleri alarak direkt okula siz gönderdiniz.
ANCAK!
Bir sorunla karşılaştık ve bu beni mahvediyor. Gerçekten insanlığımdan ve insanlıktan nefret ettim. O kadar sinirliyim ki insan gerçekten boşuna cinnet geçirmiyor!
Yer: İzmir!
Anasınıfı için gerekli olan malzemeler neler diye araştırırken mümkün mertebede uygun fiyatlı ama yine de çocukların sevebileceği ürünler seçtik.
Bu ürünlerden birisi de şuydu: www.pirlantaoyuncak.com
Bir gönüllümüz bu üründen iki adet sipariş etti. Sipariş ettiğimiz tarih ise 19 Ağustos, bakın: tinypic.com
O dönem de maalesef şehit haberleri çok olmaya başlamıştı. Vermiş olduğumuz diğer siparişlerin okula ulaştırılması konusunda pürüzler yaşamaya başlamıştık ancak yardım kampanyası olduğu için firmalar ürünleri gönderme konusunda epey çaba sarf ettiler. 2 bin tl'ye yakın aldığımız halıfleksin o bölgeye o dönem gönderilmesi neredeyse maliyetiyle aynı tutara denk geldi.
Ben de sırf bu yüzden ürünü aldığımız Pırlanta Oyuncak isimli firmayı aramadım. Ne de olsa telefonda konuşmuştuk, parayı almıştı ve ürünleri hazırlayacaktı.
Olaylardan 1 hafta kadar sonra okul müdür yardımcısı bana gelen ürünlerin fotoğraflarını yollamaya başladı ancak bu ürünler arasında Pırlanta Oyuncak'tan gelen hiçbir ürün yoktu. Biraz daha bekleyelim dedik. İzmir'den çıkışı geç olmuştur, insanlık halidir, İzmir gibi bir yerde yanlış olmaz dedik.
10 gün geçti, okuldan bu firmaya ait bir fotoğraf hala gelmedi, ben de artık sormaya başladım okula, hani gözden mi kaçırdılar, yok mu şu iki mobilya diye. Cık, yok.
Artık firma sahibi Muhammet Bey'i aramaya karar verdim. Aradım. Telefonu açtı. Durumu izah ettim. Öğleden sonra beni arar mısınız, fabrikaya gidecem, bir bakayım dedi. Öğleden sonra aradım, "bizim elemanlar ürünleri bırakmamışlar, kusura bakmayın, ben cuma günü göndertiyorum" dedi. "tamam" dedim.
Cuma günü geçti, bir sonraki haftanın Cuması oldu, hala gelen bir fotoğraf yok okuldan. Önce okula tekrar soruyorum, "gelen bir ürün yok İzmir'den" diyorlar, acaba ürünler başka bir şehirden mi yollatıldı diye düşünerek başka şehirden gelen mobilyalar var mı diye soruyorum. "yok" deniliyor.
Firma sahibi Muhammet Bey'i tekrar arıyorum. Tekrar öğleden sonra aramamı istiyor, fabrikada olacakmış, öğleden sonra arıyorum, "ya mobilyalar şu an tam gözümün önünde, kusura bakmayın, gündem kötü ya, gönderememişler, kargo kabul etmemiş" diyor. "Anlıyorum ama diğer siparişlerimizin hepsi gecikmeli olsa da gitti ve hiçbir kargo firması "bu ürünü kabul etmiyoruz" demedi diyorum. Neticede İzmit'ten 92 metrekare halıfleks gitmiş, düşünün! "Tamam, özür dilerim, ben göndericem, bizzat kendim gideceğim hatta, sıkıntı yok" dedi. İnandım.
Aradan 10 gün geçiyor, yine önce okulla teyitleşiyoruz, sonra firmayı arıyorum, Muhammet Bey diyor ki, "Vallahi bizzat kendim götürdüm, kargoyu almadılar, artık hangi kargo firmasına soracağımı şaşırdım". Artık ciddi ciddi kıllanmaya başlıyorum. Diyorum ki, "Ptt kargoyu aradınız mı?". "aaa, iyi fikir, ben bir de onu arayayım, yarın size takip numarasını paylaşırım" diyor. Kendisine tekrar tekrar bu mobilyaların yardım kampanyası dahilinde imkanı olmayan bir okula gönderildiğini, bu mobilyaları da bir gönüllünün aldığını, kendisine de mahcup olduğumu iletiyorum. "tamam, sıkıntı yok, ptt kargo gönderir oraya" diyor.
Ertesi gün oluyor, kargo takip numarası bana iletilmiyor. Ben de kendisine whatsapp üzerinden yazıyorum, yaşadığım hayal kırıklığını, kendisine artık güvenmediğimi, yardım eden arkadaşa da yüzümün kara çıktığını dile getiriyorum. Hepsinin ekran görüntüleri var elimde. Ağzımdan bir tek hoş olmayan kelime dahi çıkmıyor. Ancak bana cevap dahi vermiyor, üstelik aramalarıma da cevap vermiyor artık.
Ben de durumu siparişi veren avukat gönüllümüze iletiyorum, telefon numarasını istiyor Muhammet Bey'in. Muhammet Bey arkadaşıma telefonu açıyor, diyor ki yarın takip numarasını yollayacağım.
Ertesi gün oluyor, arkadaşım takip numarası geldi mi diye soruyor bana. Bana gelen bir numara yok. Biraz daha bekleyelim diyoruz. Sonra bana 1,5 ay önce sipariş ettiğimiz ürünlerin fotoğraflarını yolluyor, "PTT hala gelmedi ürünleri almaya" diyor. Cevap yazmıyorum. Ertesi gün akşam üzerine doğru "Hala gelmedi mi PTT?" diyorum. Okunuyor mesajım ama cevap verilmiyor.
Bir yandan da insanlığa olan inancımı yitirmiş, kendimden ve tüm insanlardan tiksinmiş halde buluyorum. Adamı arasam telefonu yine açmayacak veya yine aynı şeyleri söyleyecek ve ben artık sinir krizi geçirecem diye korkarak aramıyorum, sormuyorum. Bugün google'da "pırlanta oyuncak" diye aratayım diyorum. Aratınca ilk çıkan sonuçlardan biri: pırlanta oyuncak şikayet.
Şikayetleri okuyorum tek tek, şok. İnsanlar cinnet geçirmiş neredeyse! Kimisi köyün birinde öğretmen, velilerden ufak ufak yardım toplamayı başarmış, sınıfının eksiğini almak istemiş. Kimisi 6 aydır oyalandığını söylemiş, kimisi kendisine beddualar atmış, insanlar gerçekten haklı olarak çıldırmış!
Üstelik bu kişinin whatsapp profil durumu: ALLAH'A EMANET.
Şaka gibi!
Ben de dayanamıyorum ve gösterdiğimiz tüm iyi niyet ve anlayış için hakkımızı helal etmediğimizi, o güzel isminin anlamını taşımadığını, diğer müşterilerin yorumlarını okuduğumuzu, bizlerin de şikayet yazacağını ve PTT gerçekten kargoları onca gün almadıysa onlar için de hakkımızı yasal yollardan arayacağımızı söylüyorum.
Ve diyorum ki siz de beni diğerleri gibi oyalacak mısınız? avukatıma söylüyorum, hemen sizi aratıyorum, her yere şikayette bulunuyorum ve sözlük'e de konuyu taşıyorum. Bu sefer bana kargo takip numarasını paylaşıyor, kargonun nerede olduğunu söylüyor ama tabii kargoyu PTT ile vermemiş.
Ve diyor ki; kargo ücretini alıcı ödeyecek!! E biz böyle anlaşmamıştık!!!! Şaka gibi diyorum! "Evet, ister şaka, ister başka bişey" diye cevap dönüyor. Ve bana diyor ki: "Allah'a inancın varsa İnternet'e yorum yazmayın".
Arkadaşlar, yemin ederim, eğer ki kendi keyfim için aldığım bir ürün olmuş olsaydı, bu kadar sinirlerim harap olmayacaktı ama biz bu ürünü gerçekten ihtiyacı olan bir okula göndermek için aldık!! Ne kadar uğraştığımızı en iyi siz biliyorsunuz! Şu an bu iki dolap olmadığı için alınan malzemeler yerleştirilemiyor. Daha da açığımız var hala biliyorsunuz.
Sizlerden ricam, lütfen bu yazımı sözlük'te paylaşabilir misiniz? Yazık günah insanlar çıldırmış, birileri daha mağdur olmasın, şikayetler şöyle:
www.alosikayet.com
www.sikayetvar.com
www.kararvermeden.com
Ben o kadar koşturma arasında gözden kaçırdım, haklısınız, öncesinde firmayı araştırmam gerekiyordu. Ancak ben böyle bir konuda hele ki İzmir gibi bir yerden bu tarz bir sorunla karşılaşabileceğimi sanmıyordum.
Sinirden saçlarımı yolmak üzereyim!!! Bir de ürün için kaç yüz liralık kargo ücreti ödeyeceğiz şimdi kim bilir!
Soru olarak açtım ki her türlü önerilere açığım.
0
change.org'da imza kampanyası başlatsam bir işe yarar mı bir de? ay 140 kişi okudu, 1 kişi hariç kimseden bir cevap gelmedi :((((
0
cayma hakkı kullanılamaz mı? sonuçta alışveriş internetten yapılmış.
cayma hakkını kullanmanız durumunda iade kargoyu firma öder.
cayma hakkını kullanmanız durumunda iade kargoyu firma öder.
0
Tutar havale yapıldı, internet üzerinden alışveriş değildi. Tutarı geri yollayın dedik, ben ürünü yollayacağım dedi.
0
avukata soyle artik takip numarasi susu busunu sormayi biraksin cezai islem kovalansin.
gondermeyecek adam belli ki.
yapacak baska bir sey yok istediginiz kadar baslik acin bir sey degismez.
imza kampanyasi da cok sacma bu durum icin, 1 milyon kisi imza toplasa "ay o kadar imza atmislar dur ben mallari gondereyim" mi diyecek?
avukat biraz saf galiba...
gecmis olsun.
gondermeyecek adam belli ki.
yapacak baska bir sey yok istediginiz kadar baslik acin bir sey degismez.
imza kampanyasi da cok sacma bu durum icin, 1 milyon kisi imza toplasa "ay o kadar imza atmislar dur ben mallari gondereyim" mi diyecek?
avukat biraz saf galiba...
gecmis olsun.
0
yazıyı paylaştım.
firma ismi vererek şikayet talep etmenin yasal sakıncası var mı bilmiyorum. bilen birileri varsa aydınlatabilirse sevinirim.
firma ismi vererek şikayet talep etmenin yasal sakıncası var mı bilmiyorum. bilen birileri varsa aydınlatabilirse sevinirim.
0
internetten olmasın da telefonla olsun, mesafeli satış kapsamında cayma hakkınızı kullanırsınız. avukat arkadaş yardımıyla bir ihtarname çekin, 3 gün içinde paranın geri ödenmesine diye. sonra da malın fiyatına göre hakem heyeti ya da tüketici mahkemesine gidin. şu adamlara para kazandırmamış olun.
0
arkadaşınız avukatmış, ne yapılacağını bilir aslında. mahçup olacak bişey yok, firmanın böyle yapması sizin suçunuz değil ki.
ödeme evraklarınıza, sitesine, tanıtım broşürlerine "satıcı yollar/ adrese teslim" ibaresi var mı bakın bi. diğer satışlarına da bakabilirsiniz. firma adrese teslim çalışıyorsa bütün satışları adrese teslim kabul edilir.
ödeme evraklarınıza, sitesine, tanıtım broşürlerine "satıcı yollar/ adrese teslim" ibaresi var mı bakın bi. diğer satışlarına da bakabilirsiniz. firma adrese teslim çalışıyorsa bütün satışları adrese teslim kabul edilir.
0
hocam adam gibi işini yapmayıp üstüne de itibarım zedelenmesin diye nolur internete vermeyin diye yalvaran firmalara acımamak lazım. açık açık twitter ve facebook hesaplarından yazalım durumu. şikayet bombardımanına tutalım, herkes öğrensin bu adamların ne mal olduğunu. hem siparişi geç gönderecek hem insanları aptal yerine koyacak üstüne bi de yalan söyleyip kargoyu alıcıya ödettirecek. yok ya. bir sonraki yardım kampanyasında gene birileri bunların ağına düşecek.
0
Dediğinizi yapacağım.
Bu arada @hayat aklini konusacak bir filozof uret, bir yanlış anlaşılma olmasın, sonradan dank etti, ben şikayet talep etmiyorum, paylaşılsın sözlükteki insanlar bilsin istiyorum. ben "pırlanta oyuncak" diye aratmıştım sözlük'te ürünü almadan önce, bir başlık çıkmayınca kale alınacak bir durum yok diye google'da aratmamıştım. burada hatalıyım, farkındayım. ancak mesaj içeriğini istersen "şikayet talep ediliyor" demeyelim, hem senin için rahat olur, hem gerçekten sadece sözlükte bir entry açılarak paylaşılmasını ve insanların öğrenmesi amacındayım.
Bu arada @hayat aklini konusacak bir filozof uret, bir yanlış anlaşılma olmasın, sonradan dank etti, ben şikayet talep etmiyorum, paylaşılsın sözlükteki insanlar bilsin istiyorum. ben "pırlanta oyuncak" diye aratmıştım sözlük'te ürünü almadan önce, bir başlık çıkmayınca kale alınacak bir durum yok diye google'da aratmamıştım. burada hatalıyım, farkındayım. ancak mesaj içeriğini istersen "şikayet talep ediliyor" demeyelim, hem senin için rahat olur, hem gerçekten sadece sözlükte bir entry açılarak paylaşılmasını ve insanların öğrenmesi amacındayım.
0
Avukat arkadaşım şehir dışında şu an zaten, o yüzden de başının etini yemek istemiyorum :(
bakın şöyle bir şikayetleri de var, al işte, gel de çıldırma!!! "PIRLANTA OYUNCAK FİRMASI BENİ MAĞDUR ETTİ.PSİKOLOJİMİ BOZDU. KÖY OKULUNDA ÇALIŞIYORUM. VE ŞARTLARIN KÖTÜ OLDUĞUNDAN VELİLERDEN TOPLADIĞIM AZ BİR ÜCRETLE SINIFA GEREKLİ EĞİTİM ARAÇLARINI TEMİN ETMEK İSTEDİM ARAŞTIRDIM EN UYGUN BU FİRMAYI BULDUM.FAZLA OYUNCAK İÇİN FİYATTA ANLAŞTIK PEŞİN EFT GÖNDERDİM AYNI SAATLERDE 28. GÜN KARGO EKSİK ŞEKİLDE GELDİ ..."
bakın şöyle bir şikayetleri de var, al işte, gel de çıldırma!!! "PIRLANTA OYUNCAK FİRMASI BENİ MAĞDUR ETTİ.PSİKOLOJİMİ BOZDU. KÖY OKULUNDA ÇALIŞIYORUM. VE ŞARTLARIN KÖTÜ OLDUĞUNDAN VELİLERDEN TOPLADIĞIM AZ BİR ÜCRETLE SINIFA GEREKLİ EĞİTİM ARAÇLARINI TEMİN ETMEK İSTEDİM ARAŞTIRDIM EN UYGUN BU FİRMAYI BULDUM.FAZLA OYUNCAK İÇİN FİYATTA ANLAŞTIK PEŞİN EFT GÖNDERDİM AYNI SAATLERDE 28. GÜN KARGO EKSİK ŞEKİLDE GELDİ ..."
0
@halanne, teşekkür ederim anlayışın için.
firmanın twitter adresi şuymuş: twitter.com ben iş yerinden giriş yapamıyorum, evde akşam şikayette bulunacağım. dileyen arkadaşlar yazabilir.
firmanın twitter adresi şuymuş: twitter.com ben iş yerinden giriş yapamıyorum, evde akşam şikayette bulunacağım. dileyen arkadaşlar yazabilir.
0
cezai işlem+1
ancak adamı, bu tipleri internette orada burada rezil etmek son derece doğru. ders veren olmazsa adam neden devam etmesin ki kazık atmaya. kendiniz demişsiniz, bir sürü şikayet var: bence şikayetçi taraf birkaç kişi olsun.
izmir'de olmasına şaşırmayın, değişim ülkenin her yerine, özellikle büyük şehirlere sirayet etti. it kopuk nereden geldiği belli olmayan bir parayla bırakın onu bunu, istanbul'un nezih semtlerinde dükkan açıyor. hukuksuzluğa güveniyor, arkasının kollandığına güveniyor, onu bırakalım iç politikaya güveniyor falan. toplu tavır geliştirmek lazım ama onun için tüzel kişi haline gelmek mümkün olsa mesela "ekşi sözlük gönüllüleri" * falan olsa belki şans biraz daha artar. tabii bu durum değil sonraki hayır işleri için diyorum.
ancak adamı, bu tipleri internette orada burada rezil etmek son derece doğru. ders veren olmazsa adam neden devam etmesin ki kazık atmaya. kendiniz demişsiniz, bir sürü şikayet var: bence şikayetçi taraf birkaç kişi olsun.
izmir'de olmasına şaşırmayın, değişim ülkenin her yerine, özellikle büyük şehirlere sirayet etti. it kopuk nereden geldiği belli olmayan bir parayla bırakın onu bunu, istanbul'un nezih semtlerinde dükkan açıyor. hukuksuzluğa güveniyor, arkasının kollandığına güveniyor, onu bırakalım iç politikaya güveniyor falan. toplu tavır geliştirmek lazım ama onun için tüzel kişi haline gelmek mümkün olsa mesela "ekşi sözlük gönüllüleri" * falan olsa belki şans biraz daha artar. tabii bu durum değil sonraki hayır işleri için diyorum.
0
Benim en çok sinir olduğum şey adamın adı Muhammed, whatsapp durum mesajı ALLAH'A EMANET!
Ve bir de bana mesaj atıyor: Allah'a inanıyorsan internete yazma diye!!!
Çıldırmak üzereyim, gerçekten bir de bunun için koşturuyorum. Bir de bana "sizin işiniz gücünüz yok galiba" diyor!
Ve bir de bana mesaj atıyor: Allah'a inanıyorsan internete yazma diye!!!
Çıldırmak üzereyim, gerçekten bir de bunun için koşturuyorum. Bir de bana "sizin işiniz gücünüz yok galiba" diyor!
0
resmen ürünü şey etmiş. heryere şikayet et. gerekirse sitesine dos saldırı atarız bi kaç gün siteye giriş olmaz falan. niteleyemiyorum bu yapılan davranışı. boşvermişlik umursamama resmen karaktersizlik. lütfen bir daha yapmayın yaptırmayın. benim de aklımda pırlanta oyuncak önünden dahi geçmem. aldırmam da. change.org iyi olur. hepimiz imzalarız. buraya koyduğun belgeleri de ekle cidden hemen yap müsaitsen.
0
Sonra bu dincilerin çoğu böyle şerefsiz oluyor deyince kızıyorlar bize.
(Kaliteli dinci kardeşlerimi tenzih ederim.)
(Kaliteli dinci kardeşlerimi tenzih ederim.)
0
Her türlü cezai işleme başvurun, yapabileceğim bir şey varsa yardımcı olmak da isterim.
Başlığını da açtım.
Başlığını da açtım.
0
İşe yarar mı bilmiyorum ama link şöyle: www.change.org
aychovsky, çok teşekkür ederim, rica etsem başlığa benim yazımın linkini de paylaşabilir misin?
aychovsky, çok teşekkür ederim, rica etsem başlığa benim yazımın linkini de paylaşabilir misin?
0
ne pislik insanlar var ya..
parayı geri almanın bir yolu olmalı. bundan sonra adam gönderse bile kabul etmeyin, paranızı iade alın.
cezai işlem +1 bugün sizin sorununuz çözülse bile yarın başka biri mağdur olacak.
yol gösterebilecek bir avukat lazım.
kampanyayı imzalıyorum, yapabileceğimiz başka bir şey olursa lütfen haber verin.
parayı geri almanın bir yolu olmalı. bundan sonra adam gönderse bile kabul etmeyin, paranızı iade alın.
cezai işlem +1 bugün sizin sorununuz çözülse bile yarın başka biri mağdur olacak.
yol gösterebilecek bir avukat lazım.
kampanyayı imzalıyorum, yapabileceğimiz başka bir şey olursa lütfen haber verin.
0
bu kişinin cep telefonunu buradan paylaşın. whatsapp dan yüzlerce mesaj gitsin. en azından yardım kampanyasına katılan kişiler hesabını bu kişiden sorabilsin. bunu hak etmiş.
0
Onu yapamam maalesef. Ancak en büyük yardımı imza kampanyasını Imzalayarak, sözlükten Pırlanta oyuncak başlığı altında yazarak yardımcı olabilirsiniz. Mobilim, imla hataları için kusura bakmayın.
0
Numarasını paylaşmam hoş olmaz; hem haklıyken haksız duruma düşerim.
En güzel yardım: eksisozluk.com
Ya da: twitter.com
En güzel yardım: eksisozluk.com
Ya da: twitter.com
0
Kargo bugün belki de bu yazılar sayesinde gönderildi. Kargo tutarı: 120,70 TL.
Muhammet Bey kargo geldiği zaman okul müdürünün kendisini aramasını söyledi, aradığında Muhammet Bey de kargoyu arayıp "faturayı bize kesin, okuldan ücret almayın" diyecekmiş ama ne derece yapılabilecek bu, emin değilim.
Öncelikle bunun bir netleşmesi lazım. Kargo oraya gittiğinde bize sıkıntı çıkaracaklar mı?
İkincisi, gelen ürünler sipariş ettiğimiz ürünler mi, tam mı, eksik mi, bunu da görmemiz gerek. Zira gelen şikayetler arasında ürünlerinin eksik gönderildiğini söyleyenler de vardı. Bu şekilde sözlükteki başlıkta güncelleme yapabilir misiniz biriniz lütfen? => eksisozluk.com
Muhammet Bey kargo geldiği zaman okul müdürünün kendisini aramasını söyledi, aradığında Muhammet Bey de kargoyu arayıp "faturayı bize kesin, okuldan ücret almayın" diyecekmiş ama ne derece yapılabilecek bu, emin değilim.
Öncelikle bunun bir netleşmesi lazım. Kargo oraya gittiğinde bize sıkıntı çıkaracaklar mı?
İkincisi, gelen ürünler sipariş ettiğimiz ürünler mi, tam mı, eksik mi, bunu da görmemiz gerek. Zira gelen şikayetler arasında ürünlerinin eksik gönderildiğini söyleyenler de vardı. Bu şekilde sözlükteki başlıkta güncelleme yapabilir misiniz biriniz lütfen? => eksisozluk.com
0
Muhammet Bey bana mesaj attı, Allah belanı versin der kendisi. Ekran görüntülerini aldım ne olur, ne olmaz :/
0
la adama bak hem suclu hem guclu. utanmadan bi de urun gitti hala ne yapmaya calisiyorsunuz diyo.
ben de izmirdeyim hem de bucadayim. buca-kaynaklardaymis bunlarin da yeri. seytan diyo git fabrikaya, tekriri ile uslanmayani hakkini neymis ogret gel.
ben de izmirdeyim hem de bucadayim. buca-kaynaklardaymis bunlarin da yeri. seytan diyo git fabrikaya, tekriri ile uslanmayani hakkini neymis ogret gel.
0
Ürünler gönderildi, kargo parasını firma kendi üzerine aldı. Burada ve sözlük'te yazılanların etkisi büyük. Şimdi tek soru işareti eşyaların eksiksiz ve doğru şekilde gönderilip gönderilmediğini görmek. Bunun için okul müdür yardımcısı en geç yarın iki mobilyayı da monte eder, haber veririz dedi. Bir kullanıcı arkadaş sözlük'te bu şekilde güncelleme yapabilir mi acaba?
0
d e ayri yazilir
Herkes 3 5 atsın bişeyler.
Herkes 3 5 atsın bişeyler.
0
Joe walsh - rocky mountain way
Willie nelson - on the road again
Metallica/bob seger - turn the page
Guns n' roses - nightrain
The allman brothers band - ramblin' man
Willie nelson - on the road again
Metallica/bob seger - turn the page
Guns n' roses - nightrain
The allman brothers band - ramblin' man
0
Kiss - detroit rock city
Unknown artist - İf you're going to san francisco :)))
Yine unknown artist - new york groove
Unknown artist - İf you're going to san francisco :)))
Yine unknown artist - new york groove
0
king crimson, starless www.youtube.com
bruce springsteen, streets of philadelphia www.youtube.com
pearl jam, release www.youtube.com
bruce springsteen, streets of philadelphia www.youtube.com
pearl jam, release www.youtube.com
0
bende bildiğin şarkı yapıcaz sandım..
Yine düştük yollara yollara yollara
Yine aştık dağları dağları dağları
Ayağım gaz pedalında ardımda fırtına
Dönülmez ufuklarda yollardayım
Bu bir belirsiz gidiş hem çıkış var hem iniş
İşte şimdi burdayım yanındayım
Sen varsın ya her şey senden önce ve senden sonra x2
Yine düştük yollara yollara yollara
Yine aştık dağları dağları dağları
Bugünü güzel sevdim eridim sevdalarda
Korkular vız geldi tırıs gitti
Orada bir yer var ki o yer bizim yerimizdir
İz bıraksak geçerken bize yeter
Yine düştük yollara yollara yollara
Yine aştık dağları dağları dağları
Ayağım gaz pedalında ardımda fırtına
Dönülmez ufuklarda yollardayım
Bu bir belirsiz gidiş hem çıkış var hem iniş
İşte şimdi burdayım yanındayım
Sen varsın ya her şey senden önce ve senden sonra x2
Yine düştük yollara yollara yollara
Yine aştık dağları dağları dağları
Bugünü güzel sevdim eridim sevdalarda
Korkular vız geldi tırıs gitti
Orada bir yer var ki o yer bizim yerimizdir
İz bıraksak geçerken bize yeter
0
cenkist
Bugun fake instagramla instamessage girdim.Aynı anda 18 yasındaki kızdan tutun 30 yasındaki kadına karşı hepsi ile randevu kopardım.Bir ferrarili resim ,bi tane lüks restoranda yenmiş yemek ,lux bir ev ,Büyük bir çoğunluğu cevap veriyor .Biri de benim sevgilim ..fake adam da 31 yasında biri ..Yuh ya
Bugun fake instagramla instamessage girdim.Aynı anda 18 yasındaki kızdan tutun 30 yasındaki kadına karşı hepsi ile randevu kopardım.Bir ferrarili resim ,bi tane lüks restoranda yenmiş yemek ,lux bir ev ,Büyük bir çoğunluğu cevap veriyor .Biri de benim sevgilim ..fake adam da 31 yasında biri ..Yuh ya moralim bozuldu .. :(
Aşk meşk yalan !! Niye böyle lan :(
Aşk meşk yalan !! Niye böyle lan :(
0
vay anasını arkadaş bu ayrı uygulamaymış. Ben de sanıyorum ki instagramdan fotoğraf atarak mesaj göndermeye instamessage falan diyorlar.
belki de yalnızlığımın tek nedeni windowsphone :/
olmayan soruya cevap: valla seviyorlar durduramıyoruz.
belki de yalnızlığımın tek nedeni windowsphone :/
olmayan soruya cevap: valla seviyorlar durduramıyoruz.
0
cemlemikonusuyorsun
Merhabalar,Bir ödev hazırlamam gerekiyor. Bolca diferensiyel denklem, türev, integral, üstel vs. matematik fonskyionları var. Kitaplardaki gibi güzellikte ve kolaylıkla hazırlayabileceğim bir program var mıdır? Cevaplar için teşekkürler. Umarım istediğimi anlatabilmişimdir.
Merhabalar,
Bir ödev hazırlamam gerekiyor. Bolca diferensiyel denklem, türev, integral, üstel vs. matematik fonskyionları var. Kitaplardaki gibi güzellikte ve kolaylıkla hazırlayabileceğim bir program var mıdır?
Cevaplar için teşekkürler. Umarım istediğimi anlatabilmişimdir.
Bir ödev hazırlamam gerekiyor. Bolca diferensiyel denklem, türev, integral, üstel vs. matematik fonskyionları var. Kitaplardaki gibi güzellikte ve kolaylıkla hazırlayabileceğim bir program var mıdır?
Cevaplar için teşekkürler. Umarım istediğimi anlatabilmişimdir.
0
wordde equation koyabiliyorsun. direkt menüden seçerek de olur ya da \partial x / \partial y gibi de olur ( \partial olmayabilir de, \del olur başka bir şey olur ama sadece yazı ile yapılabiliyor). ya da x\dot ve x\ddot da olur. aynı şekilde integral falan da yazdırılabiliyor. alışınca kolay.
0
wolframalpha'nın bir math editor'ı olacaktı. aslında "math editor" olarak aratırsanız işletim sistemi vs.'inizle uyumlu olan pek çok program görürsünüz ki muhtemelen mobil destekli de olur bunlar.
edit: bence tablet/smart phone editorlarını kullanıp, denklemleri telefonda halledip daha sonra dosya içlerine aktarmak için bilgisayara geçin.
edit: bence tablet/smart phone editorlarını kullanıp, denklemleri telefonda halledip daha sonra dosya içlerine aktarmak için bilgisayara geçin.
0
keyfinbilir
allah'ını seven gerçeklerden uyarlanma film önerisi atsın üstüme.
allah'ını seven gerçeklerden uyarlanma film önerisi atsın üstüme.
0
sybil: çoklu kişilik bozukluğu olan bir kadınla ilgili (16 kişiliği vardı sanırım, çok hatırlamıyorum)
127 hours, into the wild, the elephant man, hotel rwanda +1
127 hours, into the wild, the elephant man, hotel rwanda +1
0
önerileriniz için çok teşekkür ederim. hakikaten yağmur gibi öneri geldi. buradakilerden sadece enigma'yı izlemişliğim var. diğerlerini izleyeyim.
0
burayı takip etmekten film izleyemiyorum. burası daha heyecanlı gidiyor :d bilhassa titanic önerisi beni benden aldı :d
0
ya geçen the conjuring'i izledim, adamlar based on a true story demiş utanmadan. o film için doğrusu based on a true hoax olabilir ancak.
artık bu lafa itibar etmeyin. neyse cevabıma geçeyim: (bkz: in the name of the father)
artık bu lafa itibar etmeyin. neyse cevabıma geçeyim: (bkz: in the name of the father)
0
evc
Arkadaslar tirsan biri olaraktan almaya da niyeti olan biri olarak duyuruyu açan biriyim. Simdi ben bu sokaktaki kedilerden birazcik korkuyorum aslinda tekirlerden. Ama böyle nette gördüğüm şirin kediler var, onlari da cok tatli buluyorum. Yani kediyi sevebilmem icin basta sirin tatli gelmesi lazim
Arkadaslar tirsan biri olaraktan almaya da niyeti olan biri olarak duyuruyu açan biriyim. Simdi ben bu sokaktaki kedilerden birazcik korkuyorum aslinda tekirlerden. Ama böyle nette gördüğüm şirin kediler var, onlari da cok tatli buluyorum. Yani kediyi sevebilmem icin basta sirin tatli gelmesi lazim sanirim. Bu yuzden kucuklukten alayim diyorum. Ama korkuyorum buyuyunce kendisinden korkar miyim diye. Huyu da guzel olsun diyorum.
Hele beni bi aydinlatin lütfen. Biseler diyi cesaretlendirmek icin tabi gerçekçi olsun lütfen.
Hele beni bi aydinlatin lütfen. Biseler diyi cesaretlendirmek icin tabi gerçekçi olsun lütfen.
0
kendi büyüttüğün, baktığın kediden korkmazsın ki. Benim köpeğim var, büyük ırk bir köpek kocaman bişey. Ben küçücük kalıyorum yanında ama hiç korkmuyorum. Tanımadığım bir köpek olsa korkabilirim.
0
korkuyorum dedin, şimdi radikal (onları böyle tanımlayabiliyorum ancak), itici, aksi hayvanseverler toplanıp linç etmeye kalkarlar seni.
0
@evc evet, alakası yok da işte öyle manyak tipler var duyuruda, sözlükte. sanki bir tek kendileri hayvanlara değer veriyorlarmış gibi davranıp başkalarını eleştirmeye meraklılar. o yüzden dedim.
0
Senin korkun kedilerin ani sayılabilecek hareketleri olabilir mi? Benim bir arkadaşım tam o sebepten kedilerden korkardı. Sonra kapısının önüne gelen yavru bir kediyi evine aldı. Şu an bir sorunu yok.
Alışılıyor yani.
Alışılıyor yani.
0
Kediye alışınca, hareketlerini anlamlandırınca büyüklerinden de korkmamaya başlayabilirsin. Sokaktaki tekirlerden korkman aslında anlaşılabilir bir şey, çünkü onlar birer "survivor", hepsi ayrı ayrı birer çetin ceviz (tabi büyüyebilmiş olanlar). Haliyle saldırılara hazırlıklılar. Sen iyi niyetle bri şey yaparsın ama kedileri tanımadığın için pek de hoşlarına gitmeyecek bir şey yaparsın, o durumda yersin tırmığı, korkmakta da haklı çıkarsın.
Halbuki kedinin neye kızıp neye kızmadığını, neyi nasıl yorumladığını öğrenince sokaktakilere de zaten farklı bakmaya başlayacaksın bence.
Korkacak bir şey yok, ama bir canlının sorumluluğunu üstlenmeden önce iyice düşün taşın derim. Geleceği de düşünmen lazım. Şöyle bir yazılar karalamıştım bakmak istersen: kedinmivar.blogspot.com.tr
Halbuki kedinin neye kızıp neye kızmadığını, neyi nasıl yorumladığını öğrenince sokaktakilere de zaten farklı bakmaya başlayacaksın bence.
Korkacak bir şey yok, ama bir canlının sorumluluğunu üstlenmeden önce iyice düşün taşın derim. Geleceği de düşünmen lazım. Şöyle bir yazılar karalamıştım bakmak istersen: kedinmivar.blogspot.com.tr
0
whimsical +1 bir kediyle beraber yaşadığınız zaman kedi denen canlının genel anlamda dertlerini, hani bir insanın anlayabileceği kadar da düşünüş şeklini anlıyorsunuz. dolayısıyla korkacak tek durum bir kediye baktıktan sonra birden iki kediye sonra üç kediye... falan baktığınızı fark etmek :D
tekirler özel bir tür değil denilerek reddedildiği için*** çoğu "street smart" diyeceğiniz feleğin çemberinden geçmiş ve ayakta kalmayı öğrenmiş hayvanlar.
ancak hangi yavru kediyi alırsanız alın büyüdüğünde korkmanız neredeyse imkansız. kedinin aslında kendisi korku kaynaklı ve savunmadan ibaret olan korkutma hedefli davranışları elinizde büyüyen bir kedide -en azından size karşı- olmuyor, çünkü bu kedi sizi tanıyor. zaten kediler ancak yabancı bir tehdit olarak algıladığı durumlarda bu davranışları sergiler.
inanın tamamen gerçekçiyim şu anda ve korkmanız için hiçbir sebep görmüyorum. ayrıca bir kediniz olunca göreceksiniz ki her kedi güzel, hepsi ayrı.
tekirler özel bir tür değil denilerek reddedildiği için*** çoğu "street smart" diyeceğiniz feleğin çemberinden geçmiş ve ayakta kalmayı öğrenmiş hayvanlar.
ancak hangi yavru kediyi alırsanız alın büyüdüğünde korkmanız neredeyse imkansız. kedinin aslında kendisi korku kaynaklı ve savunmadan ibaret olan korkutma hedefli davranışları elinizde büyüyen bir kedide -en azından size karşı- olmuyor, çünkü bu kedi sizi tanıyor. zaten kediler ancak yabancı bir tehdit olarak algıladığı durumlarda bu davranışları sergiler.
inanın tamamen gerçekçiyim şu anda ve korkmanız için hiçbir sebep görmüyorum. ayrıca bir kediniz olunca göreceksiniz ki her kedi güzel, hepsi ayrı.
0
sokaktan aldığın bir yavruyu büyüttüğünde onun sana olan sevgisinden sonra korkmanın imkanı bile yok. özellikle sokaktan diyorum; çünkü cins olanlar biraz artiz olur. kaç minik tekir yavruyu yuvalandırmadan koynumda uyuttum bilemezsin. eğer gerçekten niyetliysen iyi düşün çünkü oyuncak değiller, bakımı çok zor değil ancak sorumluluğu büyük.
0
hayvanların kendi karakterleri var ama sizin ona davranışınız daha etkili. siz ona sakin yaklaşıp sevgi dolu olursanız büyüyünce hırçın bir kedinizin olma ihtimali çok düşük. bir de yavru kedi sahiplenecekseniz oynadığınız oyunlar davranışını şekillendirecek. mesela atlamalı zıplamalı, bir şey kapmalı oyunlar atik bir kedi olmasını sağlıyor. evde bir avcınız olabilir. kıl, tüy takıntınız yoksa bir yavruyla çok rahat uyumlu ev arkadaşı olabilirsiniz. yalnız ömürlerinin 10 yıldan uzun olduğunu unutmayın.
@bir fincan kahve ile film izlemek kimse kediden, köpekten korkuyorum diyene saldırmıyor. kediden köpekten korkuyorum, sokaktakileri toplasınlar, öldürsünler diyene tepki gösteriyor. aradaki farkı anlayabildiğinizi umuyorum.
@bir fincan kahve ile film izlemek kimse kediden, köpekten korkuyorum diyene saldırmıyor. kediden köpekten korkuyorum, sokaktakileri toplasınlar, öldürsünler diyene tepki gösteriyor. aradaki farkı anlayabildiğinizi umuyorum.
0
straples
Soru başlıkta.Bir koku duyarsınız da bir şey hatırlarsınız.Olur mu sizde öyle şeyler?OLUYORSA, nasıl oluyor? Ne neyi hatırlatıyor anlatır mısınız?
Soru başlıkta.
Bir koku duyarsınız da bir şey hatırlarsınız.
Olur mu sizde öyle şeyler?
OLUYORSA, nasıl oluyor? Ne neyi hatırlatıyor anlatır mısınız?
Bir koku duyarsınız da bir şey hatırlarsınız.
Olur mu sizde öyle şeyler?
OLUYORSA, nasıl oluyor? Ne neyi hatırlatıyor anlatır mısınız?
0
çok oldu, hala oluyor.
en belirgin olanı ilkokul 4. sınıftaki kadın öğretmenimizin ağıır pudralı bi kokusu vardı. kendisiyle nahoş anılarımız oldu. bu kokunun adını bilmiyorum ama aradan geçen o kadar senede birkaç kez burnuma çalında ve hiç hoş şeyler hissetmedim.
en belirgin olanı ilkokul 4. sınıftaki kadın öğretmenimizin ağıır pudralı bi kokusu vardı. kendisiyle nahoş anılarımız oldu. bu kokunun adını bilmiyorum ama aradan geçen o kadar senede birkaç kez burnuma çalında ve hiç hoş şeyler hissetmedim.
0
evet oluyor, oldu ama ne nasıl oldu söylemem.
not: @straples videonun malzemelerini buradan toplama kendin bul.
not: @straples videonun malzemelerini buradan toplama kendin bul.
0
Evet, hep olur. Bu herkese olur. Cok normal bir sey.
Ornek de vereyim: En basitinden bazi tras kolonyalari mazot kokusu askerligi hatirlatiyor. Nivea'nin fresh-active deodorant kokusu Kapadokya'yi hatirlatiyor, cunku oraya gittigimde bunu kullanmistim ilk kez. Ornek cok. Dedigim gibi, herkeste olan bir sey bu. Hatta en guclu hatirlaticilardan biridir.
Ornek de vereyim: En basitinden bazi tras kolonyalari mazot kokusu askerligi hatirlatiyor. Nivea'nin fresh-active deodorant kokusu Kapadokya'yi hatirlatiyor, cunku oraya gittigimde bunu kullanmistim ilk kez. Ornek cok. Dedigim gibi, herkeste olan bir sey bu. Hatta en guclu hatirlaticilardan biridir.
0
Bi örnek daha geldi aklıma. Sene 2011-2012 civarıydı. Aventus yeni çıkmış. Parfüme de meraklıyım, bu kokunun da çok methini duydum. Kalabalık bir arkadaş toplantısında, bizim kızlardan birinin yeni erkek arkadaşı bir eleman bu kokuyui yurtdışından biryerden almış. Gıcık gıcık konuştu. Ondan beri o koku o gıcık tipi hatırlatmaya başladı.
Koku çok klas, çok seviyorum hatta hastasıyım ama bu pis herifi hatırlattığı için kullanmıyorum.
Koku çok klas, çok seviyorum hatta hastasıyım ama bu pis herifi hatırlattığı için kullanmıyorum.
0
bi deterjanin kokusu anaokulunu hatırlatıyor bana. markasını da bulup eve almıştım da unuttum sonra.
bir de lise 1de özel kimya dersi aldığım bir hocam vardı. inanılmaz bir uyumumuz vardı, o bir saat kahkahalarla, espirilerle akip gidiyordu. büyük olsam ve o da nisanli olmasa muhtemelen nikahı basardım. neyse işte onun parfümü geçen burnuma geldi bir an şok oldum. sağıma soluma baktım acaba o mu diye ama i ih. hayır parfümün adını bilsem gam yemeyecegim, alicam bi şişe koyucam odamin bi köşesine.
bir de lise 1de özel kimya dersi aldığım bir hocam vardı. inanılmaz bir uyumumuz vardı, o bir saat kahkahalarla, espirilerle akip gidiyordu. büyük olsam ve o da nisanli olmasa muhtemelen nikahı basardım. neyse işte onun parfümü geçen burnuma geldi bir an şok oldum. sağıma soluma baktım acaba o mu diye ama i ih. hayır parfümün adını bilsem gam yemeyecegim, alicam bi şişe koyucam odamin bi köşesine.
0
çok sık özellikle cenazelerdeki kokular. mesela bir koku duyayım onun kimin cenazesindeki aldığım koku olduğunu bilirim. aslında çok sık değil bu biri babamın diğeri de anneannemin cenazelerindeki kokular asla unutmam.
0
evet, bir keresinde okul kantininde eski sevgilimin parfümünün kokusunu almıştım. ayrılalı 1 yıl olmuştu. 5 dakika geçmişe gitmiştim.
0
*eskilerin güneş yağı - çocukluk, anne babayla sarıyer altınkum plajı yaş 3 suya batırılıp çıkarılıyorum, gökkuşağı renkli kırmızı tabanlı köpükten terlik, yeşil beyaz bir mayo, annem gülümsüyor, diğer çocuklar da, diğer anne babalar da, burası cennet olmalı, annemin beni havluya sarışının paha biçilmez duygusu + kuşadası benzer yaşlar, havada süzülen paraşüt, çiçekli bahçeler, küçükoğlu
*naftalin - babaanne, kapalı sandıklar, hiç açılamayacak hazineler, gizlilik, düzen, mutsuzluk + servise girip montunun etrafı kokuttuğu, antipatik bulduğum için kendimden rahatsız olduğum o uzun boylu iri, yarı, suskun ve soğuk sınıf arkadaşı
* fahrenheit - servise giren benden bir yaş büyük diğer çocuk, kendini cool zanneden hakan ve lanet kavunlu sakızı. bir gün sordum bu koku ne kavun mu diye. sonra öğrendim ne olduğunu. kel alaka bir şeymiş görüldüğü üzere.
* yağmur - ebediyet, özgürlük, arınmak, bütünleşmek, bilumum acayip duygular ve bunların bir araya geldiği, eski, yağmurlu acayip bir ergenlik rüyası + bir dolu özel ve genel hatıra. sayamayacağım.
* 212 - otobüs, olasılıklar, heyecanlanmak, gençlik, gizem. güzel, güneş gibi bir gülümseme ve idiotça karşılığım.
* rutubet - ergenlik, mutsuzluk, karanlık, kapalı kapılar ardında birbirini incitmek, apoptosis gibi bir şey
* eski kitap sayfası - lise kütüphanesi ve kütüphaneden atılmalarımın anıları, by şşşş ve 90 yaşında geriye 180 derece yay çizerek şşlayabilmesi+koliler, taşınmak, nedenini bilmeden terk edilen evler, annem ve babamın ardından sürüklenen ben.
* yazın buğday sapı kokusu - çocukluk, yazlığa doğru arşınlanan yollar, ayçiçekleri, bisiklet, şose, eski ve tarihi bir köy, bisiklet tamircisi, maceralar
* iyot - ergenlikte olmasını beklediğim ve dalgalarının altına girdiğim gel-gitler, dalganın iskeleye vurması ve parçalanması, kadıköy hasır'da lisedeyken içilen çay, yerde her şeyi yansıtan o güzelim 1 kat su tabakası.
* gitanes - gördüğüm bir iki esrarlı rüya, akşam pazarı,...
dolu ya. bitmiyor. bunların kokusunu her duyduğumda hepsi birden aklıma üşüşmüyor ama illa ki bir tanesi üşüşüyor. o bir kapı açıyor bazen ve diğerleri ya da burada yazmadığım başka bir sürü şey çağrışımla geliyor. kimi zaman bir geçişle, kimi zaman sıçramalarla.
kokunun verdiği duygu olmasa bu görüntüler çok eksik kalırmış, onu fark ettim. belki de olmazlarmış.onları beraberinde kazıyan bu kokular belki de.
tl;dr: www.youtube.com
*naftalin - babaanne, kapalı sandıklar, hiç açılamayacak hazineler, gizlilik, düzen, mutsuzluk + servise girip montunun etrafı kokuttuğu, antipatik bulduğum için kendimden rahatsız olduğum o uzun boylu iri, yarı, suskun ve soğuk sınıf arkadaşı
* fahrenheit - servise giren benden bir yaş büyük diğer çocuk, kendini cool zanneden hakan ve lanet kavunlu sakızı. bir gün sordum bu koku ne kavun mu diye. sonra öğrendim ne olduğunu. kel alaka bir şeymiş görüldüğü üzere.
* yağmur - ebediyet, özgürlük, arınmak, bütünleşmek, bilumum acayip duygular ve bunların bir araya geldiği, eski, yağmurlu acayip bir ergenlik rüyası + bir dolu özel ve genel hatıra. sayamayacağım.
* 212 - otobüs, olasılıklar, heyecanlanmak, gençlik, gizem. güzel, güneş gibi bir gülümseme ve idiotça karşılığım.
* rutubet - ergenlik, mutsuzluk, karanlık, kapalı kapılar ardında birbirini incitmek, apoptosis gibi bir şey
* eski kitap sayfası - lise kütüphanesi ve kütüphaneden atılmalarımın anıları, by şşşş ve 90 yaşında geriye 180 derece yay çizerek şşlayabilmesi+koliler, taşınmak, nedenini bilmeden terk edilen evler, annem ve babamın ardından sürüklenen ben.
* yazın buğday sapı kokusu - çocukluk, yazlığa doğru arşınlanan yollar, ayçiçekleri, bisiklet, şose, eski ve tarihi bir köy, bisiklet tamircisi, maceralar
* iyot - ergenlikte olmasını beklediğim ve dalgalarının altına girdiğim gel-gitler, dalganın iskeleye vurması ve parçalanması, kadıköy hasır'da lisedeyken içilen çay, yerde her şeyi yansıtan o güzelim 1 kat su tabakası.
* gitanes - gördüğüm bir iki esrarlı rüya, akşam pazarı,...
dolu ya. bitmiyor. bunların kokusunu her duyduğumda hepsi birden aklıma üşüşmüyor ama illa ki bir tanesi üşüşüyor. o bir kapı açıyor bazen ve diğerleri ya da burada yazmadığım başka bir sürü şey çağrışımla geliyor. kimi zaman bir geçişle, kimi zaman sıçramalarla.
kokunun verdiği duygu olmasa bu görüntüler çok eksik kalırmış, onu fark ettim. belki de olmazlarmış.onları beraberinde kazıyan bu kokular belki de.
tl;dr: www.youtube.com
0
sinestezik olunca alakasız şeyler de anımsatabiliyor, daha doğrusu uyandırabiliyor.
parfümlerden örnek verirsem,
armani black code bana iki tarafı ısırılmış kırmızı bir elmayı
dune ise tenis ve wv passat'ı anımsatıyor. bazen de mavi camlı güneş gözlükleri ve balerin pointelerini..
onun dışında, ne zaman kıymalı makarna pişirsem anneannem aklıma geliyor, çamaşır suyu kokusu alsam annem(kendisi biraz fazla titizdir, sağı solu çamaşır sulamaya bayılır), şekerli sakız kokusu alsam kuzenimi, damla sakızı kokusu alsam ayvalığı, captain black tütününün kokusunu alsam babamı düşünüyorum. kendi kokumu çok merak ediyorum bir de, o yüzden saçımı kolumun içini falan koklayıp duruyorum ama birleşiminin nasıl olduğu hakkında bir öngörüde bulunamıyorum
parfümlerden örnek verirsem,
armani black code bana iki tarafı ısırılmış kırmızı bir elmayı
dune ise tenis ve wv passat'ı anımsatıyor. bazen de mavi camlı güneş gözlükleri ve balerin pointelerini..
onun dışında, ne zaman kıymalı makarna pişirsem anneannem aklıma geliyor, çamaşır suyu kokusu alsam annem(kendisi biraz fazla titizdir, sağı solu çamaşır sulamaya bayılır), şekerli sakız kokusu alsam kuzenimi, damla sakızı kokusu alsam ayvalığı, captain black tütününün kokusunu alsam babamı düşünüyorum. kendi kokumu çok merak ediyorum bir de, o yüzden saçımı kolumun içini falan koklayıp duruyorum ama birleşiminin nasıl olduğu hakkında bir öngörüde bulunamıyorum
0
Tabi ki oluyor
Mesela en çok şaşırdığımı yazayım;
Küçükken oturduğumuz binada alt komşumuz iett'de çalışıyordu ama aynı zamanda pazarda ayakkabı da satıyordu
Annem babam bir yere gidecekleri zaman bazen bizi o eve bırakırlardı, eğer ev sahibi adam o gün pazardan gelirse siyah dev poşetlerde ayakkabılar getirir ve salona döküp istediğimizi alabileceğimizi söylerdi, biz de almasak bile o ayakkabı yığınından beğendiklerimizi dener, yığını deşerdik.
O ayakkabılar kauçuk, plastik falan kokardı.
20 yıl sonra yapı markette gezerken hortum ve sapı kauçuklu el aletlerinin olduğu reyondaki koku beni o ayakkabı yığınının yanına ışınlamıştı
Mesela en çok şaşırdığımı yazayım;
Küçükken oturduğumuz binada alt komşumuz iett'de çalışıyordu ama aynı zamanda pazarda ayakkabı da satıyordu
Annem babam bir yere gidecekleri zaman bazen bizi o eve bırakırlardı, eğer ev sahibi adam o gün pazardan gelirse siyah dev poşetlerde ayakkabılar getirir ve salona döküp istediğimizi alabileceğimizi söylerdi, biz de almasak bile o ayakkabı yığınından beğendiklerimizi dener, yığını deşerdik.
O ayakkabılar kauçuk, plastik falan kokardı.
20 yıl sonra yapı markette gezerken hortum ve sapı kauçuklu el aletlerinin olduğu reyondaki koku beni o ayakkabı yığınının yanına ışınlamıştı
0
nasrettinhoja
Uyuyamıyorsunuz,merak ediyorsunuz,üzülüyorsunuz,özlüyorsunuz,iyi olup olmadığını öğrenmek için sosyal ağların ırzına geçiyorsunuz; Ne mi görüyorsunuz ? Ben hayatıma devam ediyorum,gülüyorum,eğleniyorum,tatil planı yapıyorum...Bunlara rağmen olsun, mutlu olsun yeter ki diyerek herşeyi boğazına sıralı
Uyuyamıyorsunuz,merak ediyorsunuz,üzülüyorsunuz,özlüyorsunuz,iyi olup olmadığını öğrenmek için sosyal ağların ırzına geçiyorsunuz;
Ne mi görüyorsunuz ? Ben hayatıma devam ediyorum,gülüyorum,eğleniyorum,tatil planı yapıyorum...
Bunlara rağmen olsun, mutlu olsun yeter ki diyerek herşeyi boğazına sıralıyorsunuz. Şimdi siz olsanız ne yapardınız ?
Ne mi görüyorsunuz ? Ben hayatıma devam ediyorum,gülüyorum,eğleniyorum,tatil planı yapıyorum...
Bunlara rağmen olsun, mutlu olsun yeter ki diyerek herşeyi boğazına sıralıyorsunuz. Şimdi siz olsanız ne yapardınız ?
0
bir sigara yakar, uzaklara dalardım, ve yeni avların peşine.
hayat devam ediyor dostum, keep calm and carry on!
hayat devam ediyor dostum, keep calm and carry on!
0
işte bu nedenle her stalk stalk değildir arkadaş! kapalı ortamda bir osuruğu yok etmek için hepimize görevler düşüyor bildiğiniz üzere. çok bilge bir arkadaşımın deyimiyle, herkes içine birazcık çekseydi, osuruk kalır mıydı?
şimdi... alakaya çayı demleme kısmına geleyim:
acıyı çekerek acıdan kurtulun! doya doya takip et; takip ettikçe kendine yan. sonra yavaş yavaş yeni acılar keşfet. tam şu noktada:
"ulan, bu hayatına aynen devam ediyor, benden eser yok, hiçbir izim kalmamış, kek gibi zamanımı veriyor, mutlu mu diye soruyorum kendime, ne oluyor bana, sevdiğim için, merak ettiğim için takip etmiyor muydum?!!"
dediğiniz anda, siz artık shylock gibi "borcun kadar etini istiyorum" diyecek kıvama gelmiş ama sanal bir alacak duygusuyla apışıp kalmış, dolayısıyla da özgürlüğünüze doğru yelken açmaya başlamış birisiniz :) :)
karikatürize ettim sakınca görmeyerek. özet geçmem gerekirse mutlu olduğunu görmek istemek falan, benim bildiğim ve anladığım şekliyle, maalesef sadece ama sadece bunu yapan adem evladının derdidir. diğeri istemek halinde değil, daha ziyade yaşamak halinde, siz de bunu hazım etmeye uğraşır haldesiniz. hala sevdiğiniz için hala bekliyrsunuz, hala bir duygu kırıntısı peşinde kouyorsunuz, hala umuyorsunuz. kötü bir şey yok bunda. hatta çok insancıl bir şey. fakat... boşverin. o sizi merak etsin edecekse. sıra size gelsin. zamana izin verin görevini yapsın. demesi kolay ama elimden başka bir şey gelmiyor.
şimdi... alakaya çayı demleme kısmına geleyim:
acıyı çekerek acıdan kurtulun! doya doya takip et; takip ettikçe kendine yan. sonra yavaş yavaş yeni acılar keşfet. tam şu noktada:
"ulan, bu hayatına aynen devam ediyor, benden eser yok, hiçbir izim kalmamış, kek gibi zamanımı veriyor, mutlu mu diye soruyorum kendime, ne oluyor bana, sevdiğim için, merak ettiğim için takip etmiyor muydum?!!"
dediğiniz anda, siz artık shylock gibi "borcun kadar etini istiyorum" diyecek kıvama gelmiş ama sanal bir alacak duygusuyla apışıp kalmış, dolayısıyla da özgürlüğünüze doğru yelken açmaya başlamış birisiniz :) :)
karikatürize ettim sakınca görmeyerek. özet geçmem gerekirse mutlu olduğunu görmek istemek falan, benim bildiğim ve anladığım şekliyle, maalesef sadece ama sadece bunu yapan adem evladının derdidir. diğeri istemek halinde değil, daha ziyade yaşamak halinde, siz de bunu hazım etmeye uğraşır haldesiniz. hala sevdiğiniz için hala bekliyrsunuz, hala bir duygu kırıntısı peşinde kouyorsunuz, hala umuyorsunuz. kötü bir şey yok bunda. hatta çok insancıl bir şey. fakat... boşverin. o sizi merak etsin edecekse. sıra size gelsin. zamana izin verin görevini yapsın. demesi kolay ama elimden başka bir şey gelmiyor.
0
Merhaba,
Ben o hayatına devam eden, mutlu, gülüp-eğlenen, tatil planları yapan kişiyim.
İçim kan ağlıyor, her gün açıp açıp onun fotoğraflarına bakıyorum, her gece deliler gibi içiyorum, üzülüyorum, ağlıyorum; ama kuyruğu dik tuttuğum için bunu hiçbir şekilde yansıtmadan mutluymuş imajı çiziyorum.
Bazen bunu yaparız, bu da bir ihtimal, unutma.
Ben o hayatına devam eden, mutlu, gülüp-eğlenen, tatil planları yapan kişiyim.
İçim kan ağlıyor, her gün açıp açıp onun fotoğraflarına bakıyorum, her gece deliler gibi içiyorum, üzülüyorum, ağlıyorum; ama kuyruğu dik tuttuğum için bunu hiçbir şekilde yansıtmadan mutluymuş imajı çiziyorum.
Bazen bunu yaparız, bu da bir ihtimal, unutma.
0
Paranoyak senarist +1
Çok kötü şartlarda ayrılmadıysak iyi olup olmadığını sorardım.
Çok kötü şartlarda ayrılmadıysak iyi olup olmadığını sorardım.
0
innatedesire
.. kim var?(Hayvansever olup hayvan sevmeyen kişileri linç etme girişimcileri için herhangi bir soru yok burda, susabilirler.)
.. kim var?
(Hayvansever olup hayvan sevmeyen kişileri linç etme girişimcileri için herhangi bir soru yok burda, susabilirler.)
(Hayvansever olup hayvan sevmeyen kişileri linç etme girişimcileri için herhangi bir soru yok burda, susabilirler.)
0
Hayvanlari sevmeyebilirsin. Ben de seni sevmiyorum ornegin. Onemli olan hicbir canlinin yasam hakkina karismaman.
0
Kedi gördüğünde mi miden bulanıyor? Kusacak gibi mi, zehirlenmiş gibi mi oluyorsun? Biraz açıklasana. Linç etmeyeceğim. Madem troll değilsin durumun ciddiyetini izah et.
0
offfff, yine başlamışlar linç etmeye.
sevip sevmemekle, merhametle, canlıya saygıyla ilgisi yok, yalnız değilsiniz.
etrafımda gayet "insan" olan, "başkasının yaşam hakkına saygı gösteren" ama yine de hayvanların yaşam alanı ile insanların yaşam alanlarının farklı olması gerektiğini düşünen bir sürü insan var.
senin kedinin yaladığı, dilini soktuğu yiyeceklerden miden bulanmıyor diye ali'ninkinin de bulanmayacağı anlamına gelmez. köpeğinin su içtiği kapta salata yapıyorsun diye ayşe'nin bunu normal karşılaması veya aynı davranışı göstermesi gerekmez. linç etmeyin hemen adamı.
ekleme: bir de neyin mide bulandırıcı, neyin mide bulandırmayan bir şey olduğuna kim karar veriyor? kaplumbağa besleyenler için kaplumbağalar çok sevimli iken benim midemi bulandırıyor örneğin.
ama ben kedi besliyorum, seviyorum diye herkesin de "aman ben de çok severim, çok sevimliler" demesini beklemiyorum. bu sevmeyiş, onların canlarına kasteteden bir davranışa dönüşmediği sürece kimseyi ilgilendirmez.
sevip sevmemekle, merhametle, canlıya saygıyla ilgisi yok, yalnız değilsiniz.
etrafımda gayet "insan" olan, "başkasının yaşam hakkına saygı gösteren" ama yine de hayvanların yaşam alanı ile insanların yaşam alanlarının farklı olması gerektiğini düşünen bir sürü insan var.
senin kedinin yaladığı, dilini soktuğu yiyeceklerden miden bulanmıyor diye ali'ninkinin de bulanmayacağı anlamına gelmez. köpeğinin su içtiği kapta salata yapıyorsun diye ayşe'nin bunu normal karşılaması veya aynı davranışı göstermesi gerekmez. linç etmeyin hemen adamı.
ekleme: bir de neyin mide bulandırıcı, neyin mide bulandırmayan bir şey olduğuna kim karar veriyor? kaplumbağa besleyenler için kaplumbağalar çok sevimli iken benim midemi bulandırıyor örneğin.
ama ben kedi besliyorum, seviyorum diye herkesin de "aman ben de çok severim, çok sevimliler" demesini beklemiyorum. bu sevmeyiş, onların canlarına kasteteden bir davranışa dönüşmediği sürece kimseyi ilgilendirmez.
0
@pembegurba: var; bizim eski ev sahibi. kadın köpeğiyle dışarıdan geldi, evde oturma odasında sağda solda gezmesine göz yumdu. sonra da "bir kovanız varsa ondan su getirir misin köpeğime?" dedi. ben de olmadığını söyleyince "derin bir kap filan getir bari. yıkayıp yeniden kullanırsın" dedi ve salata yaptığım büyük kasede su içirdi.
0
herhangi bir kedi tarafindan sevilmemis olmakla ilgili olarak, birileri, var...
0
kimin ne soracağına hatta hangi hayvana nasıl duygular beslemesi gerektiğine yine karışanlar olmuş. fazlasıyla samimiyetsiz ve ironik.
midesi bulanabilir, sevmeyebilir bundan size ne? sen seviyorsun diye herkes sevmek zorunda değil.
kedilerden hoşlanmam ama midem bulanmıyor.
sevmiyorum dedim ya beni de linç edin, duyarlılık skilliniz artsın hadi.
midesi bulanabilir, sevmeyebilir bundan size ne? sen seviyorsun diye herkes sevmek zorunda değil.
kedilerden hoşlanmam ama midem bulanmıyor.
sevmiyorum dedim ya beni de linç edin, duyarlılık skilliniz artsın hadi.
0
ben sevmiom arkadaş ne anlarlar bilmiyorum, daha bugün duyuruda okudum 1 kedisi varmış yalnız hissediyo olabileceğini düşünüp yanına 1 kedi daha almış, ama ilk kedinin bunu dışladığını iddia ediyor.
dedim he amk amerikan dizisine çevirdiler iyice. 5-6 kedi beslemek nedir yahu yemek yesin zıbarsın 2 okşa da işiniz mi yok kardeşim ya
dedim he amk amerikan dizisine çevirdiler iyice. 5-6 kedi beslemek nedir yahu yemek yesin zıbarsın 2 okşa da işiniz mi yok kardeşim ya
0
@m e b:
kedinin köpeğin yaşam alanına girip içine sıçtıktan, dünyanın toprağına fiyat biçip içindeki canlılarla kendince birbirine falan satıp içine zift asfalt döktükten, havanın suyun madde kompoziyonunu değiştirdikten sonra....
insanoğlu,
yaşam alanlarının farklı olması gerektiğinden mi bahsediyor, anlayamadım?
o zaman bozmak istemem de açıklayayım bari:
sizin insanlığınızın başladığı yerde bizim gibilerin insanlığı bitiyor. başka dalga boyutlarında salınım yapıyoruz herhalde ki kurtz'ün "the horror!"ından sonra "oh the nerve, the nerve!" diye haykırmak istemek de varmış.
son olarak; o aşamayı çoktan geçtiniz. eğer yaşam alanları umrunuzda olsaydı, önce bu alanları yok edenlere sesinizi çıkarırdınız. bir yapana değil yaptırana bakacaksın, mevzuunun daha sonuna geldik.
(bkz: höh)
kedinin köpeğin yaşam alanına girip içine sıçtıktan, dünyanın toprağına fiyat biçip içindeki canlılarla kendince birbirine falan satıp içine zift asfalt döktükten, havanın suyun madde kompoziyonunu değiştirdikten sonra....
insanoğlu,
yaşam alanlarının farklı olması gerektiğinden mi bahsediyor, anlayamadım?
o zaman bozmak istemem de açıklayayım bari:
sizin insanlığınızın başladığı yerde bizim gibilerin insanlığı bitiyor. başka dalga boyutlarında salınım yapıyoruz herhalde ki kurtz'ün "the horror!"ından sonra "oh the nerve, the nerve!" diye haykırmak istemek de varmış.
son olarak; o aşamayı çoktan geçtiniz. eğer yaşam alanları umrunuzda olsaydı, önce bu alanları yok edenlere sesinizi çıkarırdınız. bir yapana değil yaptırana bakacaksın, mevzuunun daha sonuna geldik.
(bkz: höh)
0
@godoşu beklerken:
(bkz: faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir)
yahu, normalde faşizanlığın bıçağını bilemeyim diyorum ama illa bilettireceksiniz. ben de kedi seviyorum, korumasız, annesiz bir kedi gördüğümde kendim besliyorum. yolda beslemeyeceğim bir yerde kedi görünce günüm mahvoluyor üzüntümden. "kediler de çok oldu canıııııım, gitseler ya yaşam alanlarımızdan.s.s.s" diyen yok. ama "yaşam alanlarınn ayrı olmasını düşünen insanlar"dan kastımın aynı tabaktan yemek yemeye kadar varan içli dışlı yaşamı normal bulmayan kişiler olduğunu görmemek veya başka anlama çekmek çok tuhaf doğrusu.
"onların yaşam alanlarını bizler berbat ettik" diyerek hem katılıyorum, hem de yapacak bir şeyin olmadığını düşünüyorum. eğer siz düşünüyorsanız ailenizle birlikte evinizi satın, bölgenizi bağa bahçeye çevirin. hatta işinize/okulunuza/evinize bisikletle gidin. böylelikle her canlının doğasına en az şekilde zarar verirsiniz.
(bkz: faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir)
yahu, normalde faşizanlığın bıçağını bilemeyim diyorum ama illa bilettireceksiniz. ben de kedi seviyorum, korumasız, annesiz bir kedi gördüğümde kendim besliyorum. yolda beslemeyeceğim bir yerde kedi görünce günüm mahvoluyor üzüntümden. "kediler de çok oldu canıııııım, gitseler ya yaşam alanlarımızdan.s.s.s" diyen yok. ama "yaşam alanlarınn ayrı olmasını düşünen insanlar"dan kastımın aynı tabaktan yemek yemeye kadar varan içli dışlı yaşamı normal bulmayan kişiler olduğunu görmemek veya başka anlama çekmek çok tuhaf doğrusu.
"onların yaşam alanlarını bizler berbat ettik" diyerek hem katılıyorum, hem de yapacak bir şeyin olmadığını düşünüyorum. eğer siz düşünüyorsanız ailenizle birlikte evinizi satın, bölgenizi bağa bahçeye çevirin. hatta işinize/okulunuza/evinize bisikletle gidin. böylelikle her canlının doğasına en az şekilde zarar verirsiniz.
0
Almanya'da yaşayan müslümanlar, ülkenin geleneksel festivali Oktoberfest'in iptali için kampanya başlatmış:
www.mynet.com
..
Şimdi ben bu duyuruda midesi bulanmayanların cevabına gerek duymadığımı belirttim mi başta? Evet. Sen yine de sivrildin mi ordan? Evet. Aferin.
Kedilerden midemin bulandığını söyledim mi? Hayır.
Sen kafana göre çıkarım yaptın mı? Evet. Harikasın.
Çıkarımın doğruysa bile;
-sanane benim kedilere olan duygumdan? ben sana "nasıl öpüp yatağına alıyorsun, iğrençsin." diyor muyum?
-midemin bulanmasının yaşama hakkına saygıyla falan ne alakası var?
-mide bulantısı hissini "tuhaf kafalar"la açıklamak nedir? biri his, biri kafa?
-sorduğum soruya müdahale etme hakkı nasıl doğuverdi birden? soruya doğru düzgün cevap alabilseydim ikinci bir soru soracaktım, amaç "el kaldırsın" deyip oturmak değil, ufak çaplı bir araştırmaydı.
-buna bile hoşgörüsüzsen, travmatik nedenleri olan nice farklı - uçuk davranışlara nasıl yaklaşırsın acaba?
Kendin gibi olmayana bu kadar cephe alırken, toplumun özgürlükçü olmamasından, müdahaleci, hoşgörüden uzak, dedikoducu, yobaz, özel hayata saygısız olmasından her ortamda yakınıyorsundur eminim.
Tebrik ederim, hepiniz birbirinizden bilinçli ve mantıklı kişilersiniz, ben de trollüm evet.
www.mynet.com
..
Şimdi ben bu duyuruda midesi bulanmayanların cevabına gerek duymadığımı belirttim mi başta? Evet. Sen yine de sivrildin mi ordan? Evet. Aferin.
Kedilerden midemin bulandığını söyledim mi? Hayır.
Sen kafana göre çıkarım yaptın mı? Evet. Harikasın.
Çıkarımın doğruysa bile;
-sanane benim kedilere olan duygumdan? ben sana "nasıl öpüp yatağına alıyorsun, iğrençsin." diyor muyum?
-midemin bulanmasının yaşama hakkına saygıyla falan ne alakası var?
-mide bulantısı hissini "tuhaf kafalar"la açıklamak nedir? biri his, biri kafa?
-sorduğum soruya müdahale etme hakkı nasıl doğuverdi birden? soruya doğru düzgün cevap alabilseydim ikinci bir soru soracaktım, amaç "el kaldırsın" deyip oturmak değil, ufak çaplı bir araştırmaydı.
-buna bile hoşgörüsüzsen, travmatik nedenleri olan nice farklı - uçuk davranışlara nasıl yaklaşırsın acaba?
Kendin gibi olmayana bu kadar cephe alırken, toplumun özgürlükçü olmamasından, müdahaleci, hoşgörüden uzak, dedikoducu, yobaz, özel hayata saygısız olmasından her ortamda yakınıyorsundur eminim.
Tebrik ederim, hepiniz birbirinizden bilinçli ve mantıklı kişilersiniz, ben de trollüm evet.
0
bu duyuru kedi için değilde hamamböceği için açılmış olsaydı kimsenin sesi çıkmazdı. ne trollük olurdu ne de başka bir şey ama konu kedi olunca herkesin duyar kasası tuttu. ben kedileri köpekleri, kısaca hayvanları çok severim. hiçbirinden miğdem bulanmaz ve elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışırım. evimde 3 kedi 2 köpek var. köpeklerden biri hasta diye bende. normalde sayı 3 kedi 1 köpek. ancak arkadaşın durumunu anlayabiliyorum ve bana trollük gibi gelmiyor. çeşit çeşit insan var. bende mesela pamuk şekerden iğrenirim. gördüğüm zaman miğdem kalkar, bakamam. ciddiyim savunmak için boş beleş sallamıyorum. ufaktan beri böyle. pamuk şeker dersin, nasıl bulanacak dersin ama bulanıyor işte. yakın zamana kadar düşüncesi bile bulandırıyordu da biraz azaldı gibi. ben yarın pamuk şekerden benim kadar miğdesi bulanan var mı merak edip duyuru açarım. durumumun genel mi yoksa sadece bende mi olduğunu anlarım. bu arkadaşta aynısını yapmış. kediler miğdesini bulandırıyormuş, olabilir. gelmiş soruyor. kaldı ki belirtmişte art niyetinin olmadığını.
bana göre burada bu arkadaşı trollükle suçlayıp linç etmeye çalışanlar trollük yapıyor. amaçları o olmasa bile yazdıklarının gereksizliği trollerin amacına hizmet ediyor.
not: ayrıca; başta hamamböcekleri olmak üzere bütün böcekler keyfimi kaçırır. onların yaşam alanımda bulunması miğdemi bulandırır ancak zorunda olmadıkça hiçbirini öldürmem. yani hem miğdem bulanır ancak aynı zamanda yaşam haklarına da saygı gösteririm. planlı bir şekilde sadece 2 çiyan ve 1 akrep öldürdüm. çiyanlardan biri odamda diğeri salondan çıktı. akrep ise koridorda dolaşıyordu. kendi sağlığım için ölmeleri gerekiyordu. ancak farklı bir şekilde zarar vermeden uzağa götürebilme şansım olsaydı yapardım. ancak onu tutmaya çalışırken beni sokma ihtimalleri çok büyüktü.
bana göre burada bu arkadaşı trollükle suçlayıp linç etmeye çalışanlar trollük yapıyor. amaçları o olmasa bile yazdıklarının gereksizliği trollerin amacına hizmet ediyor.
not: ayrıca; başta hamamböcekleri olmak üzere bütün böcekler keyfimi kaçırır. onların yaşam alanımda bulunması miğdemi bulandırır ancak zorunda olmadıkça hiçbirini öldürmem. yani hem miğdem bulanır ancak aynı zamanda yaşam haklarına da saygı gösteririm. planlı bir şekilde sadece 2 çiyan ve 1 akrep öldürdüm. çiyanlardan biri odamda diğeri salondan çıktı. akrep ise koridorda dolaşıyordu. kendi sağlığım için ölmeleri gerekiyordu. ancak farklı bir şekilde zarar vermeden uzağa götürebilme şansım olsaydı yapardım. ancak onu tutmaya çalışırken beni sokma ihtimalleri çok büyüktü.
0
@m e b: ya çok afedersiniz de bu berbat demagojiyi gidin 5 yaşındaki bir velede yapın, ne olduğunu anlayamadan ağlamaya başlasın da kendinizi muzaffer hissedin, oldu mu?
siz sokakta yürürken yediği kabın ayrı gitmediğini ima ettiğiniz hayvan sahiplerinin evlerine periskopla falan mı bakıyorsunuz? hayvanlardan midenizin genelleme yapacak kadar bulanmasına o fırsatı nasıl buldunuz?
burada okuyanın "yaşam alanı"ndan anlayacağı şey, vurgulayarak söylüyorum "ÖZEL" değil, "GENEL" yaşam alanı. o nedenle münferit durumlara ilişkin gözlemler geçersiz olur.
özel yaşam alanında mide bulandıracak şey yapan insan da gırla bu arada. bana ne, size ne?
ayrıca yaptığınız muhabbetin en kokmuş kısmına geleyim:
bu boktan sistemi ben kurmadım ama değiştiremesem de eleştirimi yaptım, oylarımı doğru bulduğum insanlara da atıyorum. buna sistemsel bir çözüm gelmeden kendi evimi -ki istesem de yapamam zaten apartman denen şey ortak bir alan, herkesin kabul etmesi gerekirdi- bağa falan çeviremem.
ben herkesin bencilce pis bir domuz gibi yaşadığı dünyada sayısını bilmediğim kedi ve öpeği kurtarmaya değil, yapabildiğimi yapmaya çalışıyorum. kaldı ki yorumum insanların hayvanları sevmeleriyle alakalı olmayıp "yaşam alanı"na referans yapan bir yorumdu.
bununla ilgili hiçbir hükmünüz olamaz. konuşurken haddinizi bileceksiniz.
kişilerin genellemeleri* üzerinden ilerleyen eleştirileri bireylere odaklamaya çalışmak tarzı acz emaresi manevralarla gün geçirirsiniz de lafınız anca sizi ırgalar.
düzen kötü olduğunda çözümün hiçbir aşamasına katılmadan semere yemek istemekte beis görmeyen iki yüzlü "her koyun kendi bacağından asılır"cılara bilmukabele demekten başka yol kalmıyor çünkü o zaman.
yazı yazma ve düşünce belirtme özgürlüğü sadece sizin tasarrufunuzda değil. kendinizi anlatmaya mecbur değilsiniz; sizi zorlamadım. bunları kaldıramıyorsanız gidin kendi forumunuzu falan kurun. konuşma hakkını kullandıktan sonra konuşmaktan muzdarip olmak sizin probleminiz, kullanmayıverirsiniz biter. burada işim bitti.
siz sokakta yürürken yediği kabın ayrı gitmediğini ima ettiğiniz hayvan sahiplerinin evlerine periskopla falan mı bakıyorsunuz? hayvanlardan midenizin genelleme yapacak kadar bulanmasına o fırsatı nasıl buldunuz?
burada okuyanın "yaşam alanı"ndan anlayacağı şey, vurgulayarak söylüyorum "ÖZEL" değil, "GENEL" yaşam alanı. o nedenle münferit durumlara ilişkin gözlemler geçersiz olur.
özel yaşam alanında mide bulandıracak şey yapan insan da gırla bu arada. bana ne, size ne?
ayrıca yaptığınız muhabbetin en kokmuş kısmına geleyim:
bu boktan sistemi ben kurmadım ama değiştiremesem de eleştirimi yaptım, oylarımı doğru bulduğum insanlara da atıyorum. buna sistemsel bir çözüm gelmeden kendi evimi -ki istesem de yapamam zaten apartman denen şey ortak bir alan, herkesin kabul etmesi gerekirdi- bağa falan çeviremem.
ben herkesin bencilce pis bir domuz gibi yaşadığı dünyada sayısını bilmediğim kedi ve öpeği kurtarmaya değil, yapabildiğimi yapmaya çalışıyorum. kaldı ki yorumum insanların hayvanları sevmeleriyle alakalı olmayıp "yaşam alanı"na referans yapan bir yorumdu.
bununla ilgili hiçbir hükmünüz olamaz. konuşurken haddinizi bileceksiniz.
kişilerin genellemeleri* üzerinden ilerleyen eleştirileri bireylere odaklamaya çalışmak tarzı acz emaresi manevralarla gün geçirirsiniz de lafınız anca sizi ırgalar.
düzen kötü olduğunda çözümün hiçbir aşamasına katılmadan semere yemek istemekte beis görmeyen iki yüzlü "her koyun kendi bacağından asılır"cılara bilmukabele demekten başka yol kalmıyor çünkü o zaman.
yazı yazma ve düşünce belirtme özgürlüğü sadece sizin tasarrufunuzda değil. kendinizi anlatmaya mecbur değilsiniz; sizi zorlamadım. bunları kaldıramıyorsanız gidin kendi forumunuzu falan kurun. konuşma hakkını kullandıktan sonra konuşmaktan muzdarip olmak sizin probleminiz, kullanmayıverirsiniz biter. burada işim bitti.
0
genelde akpliler ve sempatizanlarında görülüyor bunlar insanda sevmez çoçukda kadınada düşmandır ağacada kin kusar.
0
rheia
arkadaşlığınızı bir anda bıçak gibi hiçbir şey açıklamadan kestiğiniz insanlar var mı? kendince sebepleriniz vardır, sinirlenmişsinizdir, sizi kırmıştır, üzmüştür vs. bu yüzden bütün irtibatı kopartmışsınızdır.ben bunu yapıyorum mesela. bazen yanlış yaptığımı düşünüyorum bazen de zaten bana değer ve
arkadaşlığınızı bir anda bıçak gibi hiçbir şey açıklamadan kestiğiniz insanlar var mı? kendince sebepleriniz vardır, sinirlenmişsinizdir, sizi kırmıştır, üzmüştür vs. bu yüzden bütün irtibatı kopartmışsınızdır.
ben bunu yapıyorum mesela. bazen yanlış yaptığımı düşünüyorum bazen de zaten bana değer vermeyenle ne konuşacağım diyorum.
bazen özlüyorum, bazense oh iyi yaptım diyorum.
aniden insanlarla bir anda çeşitli sebeplerle görüşmeyi kesiyorum kısacası.
sizde durum nedir merak ettim acaba bu insanlar hep beni mi buluyor ben mi onları.
ben bunu yapıyorum mesela. bazen yanlış yaptığımı düşünüyorum bazen de zaten bana değer vermeyenle ne konuşacağım diyorum.
bazen özlüyorum, bazense oh iyi yaptım diyorum.
aniden insanlarla bir anda çeşitli sebeplerle görüşmeyi kesiyorum kısacası.
sizde durum nedir merak ettim acaba bu insanlar hep beni mi buluyor ben mi onları.
0
yaptım ben. en yakın arkadaşım ve de çalıştığım yerin sahibiydi. bir müddet sonra iyice kullanıldığımın farkına vardım. vardırıldım. telefonumu kapattım. facebook filan heryerden engelledim sildim. herhangi bir izahat vermeden pılımı pırtımı toplayıp bir gecede şehir değiştirdim. pişman değilim. bana değer verseydi zaten yapmazdım bunu. sadece değer veriyor gibi görünüyordu. oh iyi yaptım diyorum. üç senemi aldı benden, elimde ne var bu üç sene boyunca? hiç. benden sonra berbat olmuştur o işyeri eminim. beter olsun.
0
Var, aslında bana değer verdiğinden emindim ama bazı hareketleri hoşuma gitmiyordu. Açık açık konuşmak yerine her şey yolunda gibi görünürken ilişkimi kesmeyi tercih ettim. O zamanlar en doğrusunu yaptığımı düşünüyordum ama zaman geçip olgunlaştıkça fikrim değişti. Pişman değilim, onsuzluk bana çok iyi geldi ama vicdanım rahatsız. Hatta arada bir rüyama giriyor ama iletişime geçmeyi düşünmüyorum, yolda karşılaşmak bile istemem.
0
bana bir arkadaşım yaptı şimdi bunu ama hala 1 metre ötemde çalıştığı için her gün görüşüyoruz oradan soğuk rüzgarlar esiyor sanki bana doğru. ben de çok üzüldüm sonra üzüldüğüm için sinirlendim, keşke bana söyleseydi neden yaptığını ama sorup rahatsız etmek de istemiyorum. bir de korkuyorum aslında söyleyeceği nedenleri duymaktan.
ki ben de yaptım aslında bunu ama belli bir insanla arkadaş olmak istemiyorum diye değil de kötü bir dönemimde bütün ilişkilerimden koptuğum için böyle oldu ama eminim onlar da önce üzülmüş sonra sinirlenmişlerdir çünkü insanların hayatından böyle lök diye çıkmak ayıp gibi geliyor bana.
ki ben de yaptım aslında bunu ama belli bir insanla arkadaş olmak istemiyorum diye değil de kötü bir dönemimde bütün ilişkilerimden koptuğum için böyle oldu ama eminim onlar da önce üzülmüş sonra sinirlenmişlerdir çünkü insanların hayatından böyle lök diye çıkmak ayıp gibi geliyor bana.
0
benim yok ama bana yapılmışlığı var. hatta sebebini bile bilmiyorum.
bunu yapıp da övünürmüş gibi anlatan arkadaşlarım var onlar da güvenilmez geliyor çünkü sıra bana da gelebilir her an. böyle yaparak ve bunu her fırsatta anlatarak kararlı olduklarını mı düşünüyorlar güçlü, özgür olduklarını mı düşünüyorlar bilmiyorum
bunu yapıp da övünürmüş gibi anlatan arkadaşlarım var onlar da güvenilmez geliyor çünkü sıra bana da gelebilir her an. böyle yaparak ve bunu her fırsatta anlatarak kararlı olduklarını mı düşünüyorlar güçlü, özgür olduklarını mı düşünüyorlar bilmiyorum
0
evet yaptım ve etrafımda insan kalmadı. ben arayıp sormayı sevmiyorum. bu tür bakım isteyen ilişkilere gelemiyorum. esecek, soracağım. periyodik olarak çiçek sulamak istemiyorum. susayınca gelsinler, susayınca gideyim. az gelsin, çok gelsin. sadece olduğu gibi gelsin. karakter sorunu, anlayacağınız. benim aksi şekil için enerjim yok çoğu zaman.
bunlar eriyip gidenler. bir de birkaç tane kesip attığım var. hepsi özellikle ben ve bu kişiler arasında geçen şeylerden dolayı değil. ben bu kişilerin çoğuyla iyiydim. ama onların kalabalık içerisindeki karakterlerini izlemek acı vermeye başladı; bir de sanki sandığımdan başka insanlardı. şöyle bir şey de var. kendime katlanamıyorum ama kendimden kurtulmam için şalteri indirmem lazım. onlardan onları görmeyerek kurtulabiliyorum. gerçi buna da birkaç yıldır ayıldım. onları reddettiğim için kendimi daha farklı, daha doğru falan zannetme sendromlarını bir süre yaşamadım değil yani. hayat öpe öpe öğretiyor. her şey olma potansiyeli var insanda. bir adım gerisi ya da ilerisi, şeyler hep ana bakıyor.
böyle biraz varoluşsal sıkıntılarla alakalı olmasa ilişki falan kesmezdim sanırım, yoksa hiçbir şeyin yoldaki çalıdan farkı yok. bas geç, hemhal ol geç, dolan geç,ırgalayan bir şey yok ki. herkesin hayatına seyyah gibi girip çıkmak beceri galiba. öldürmüyorsa güçlendiriyor klişesi.neyse kısacası bunalttığı için kestim. bundan sonra da öğrenebilirsem anca seyyahlığı öğrenirim.
anlayacağınız bu kadar genelleyebileceğiniz bir durum varsa ortada bulma gibi bir şey yok. kimse kimseyi bulmuyor, kimse kimseye denk gelmiyor. ortada tesadüf yok yani. istikrar sadece sizin baktığınız yönde, açıda. siz öyle bakıyorsunuz ve baktığınız tarafı daha çok görüyorsunuz. bunun hata olup olmadığı da neyi ne kadar istediğinize ve neyi kaldırdığınıza bakar herhade. tabii insan zaman içinde değişiyor, unutmamalı bunu da. yani bu huyunuzu takibe alın bence. bugün böylesiniz diye yarın bunu yapmak isteyeceksiniz diye birşey yok ama ilginç bir şekilde huy olabiliyor insanda bu. *
bunlar eriyip gidenler. bir de birkaç tane kesip attığım var. hepsi özellikle ben ve bu kişiler arasında geçen şeylerden dolayı değil. ben bu kişilerin çoğuyla iyiydim. ama onların kalabalık içerisindeki karakterlerini izlemek acı vermeye başladı; bir de sanki sandığımdan başka insanlardı. şöyle bir şey de var. kendime katlanamıyorum ama kendimden kurtulmam için şalteri indirmem lazım. onlardan onları görmeyerek kurtulabiliyorum. gerçi buna da birkaç yıldır ayıldım. onları reddettiğim için kendimi daha farklı, daha doğru falan zannetme sendromlarını bir süre yaşamadım değil yani. hayat öpe öpe öğretiyor. her şey olma potansiyeli var insanda. bir adım gerisi ya da ilerisi, şeyler hep ana bakıyor.
böyle biraz varoluşsal sıkıntılarla alakalı olmasa ilişki falan kesmezdim sanırım, yoksa hiçbir şeyin yoldaki çalıdan farkı yok. bas geç, hemhal ol geç, dolan geç,ırgalayan bir şey yok ki. herkesin hayatına seyyah gibi girip çıkmak beceri galiba. öldürmüyorsa güçlendiriyor klişesi.neyse kısacası bunalttığı için kestim. bundan sonra da öğrenebilirsem anca seyyahlığı öğrenirim.
anlayacağınız bu kadar genelleyebileceğiniz bir durum varsa ortada bulma gibi bir şey yok. kimse kimseyi bulmuyor, kimse kimseye denk gelmiyor. ortada tesadüf yok yani. istikrar sadece sizin baktığınız yönde, açıda. siz öyle bakıyorsunuz ve baktığınız tarafı daha çok görüyorsunuz. bunun hata olup olmadığı da neyi ne kadar istediğinize ve neyi kaldırdığınıza bakar herhade. tabii insan zaman içinde değişiyor, unutmamalı bunu da. yani bu huyunuzu takibe alın bence. bugün böylesiniz diye yarın bunu yapmak isteyeceksiniz diye birşey yok ama ilginç bir şekilde huy olabiliyor insanda bu. *
0
Eğer biri çok çok büyük bir hata yapmadıysa, genelde soğuyarak arkadaşlığa ara vermek şeklinde oluyor bende. Üstünden vakit geçtikten sonra, eğer denk gelirse, doğumgünüydü, hal hatır sormaydı konuşuyorum. Bence biriyle ilişkiyi o derece kesmek onun çok ciddiye alındığını gösteriyor. Değer mi diyorum, hayır oluyor cevabım.
Ha kötü niyetli/kötü biri olduğunu düşürsem, hem hayatından çıkarırım , hem çıkarım...
Ha kötü niyetli/kötü biri olduğunu düşürsem, hem hayatından çıkarırım , hem çıkarım...
0
hayatimdan niye postalandigini bilmeyen bir suru insan var. son birsey soylemis oluyorum ama genellikle ben. farkederler, farketmezler, aldirmiyorum. sorabilseler arar sorarlar "niye?" diye. demek ki, icin icin, niye biliyorlar.
0
dessy
benimki şöyle: https://www.youtube.com/watch?v=qBiS4cBE2_cEdit: soruyu unutmuşum :D sizin geç keşfettiğiniz şarkılar neler?
0
youtu.be
1 ay olmuştur anca kesfedeli, hatta arkadaşım kızdı ben sana onermistim bunu cok once, neden dinlemedin, diye.
1 ay olmuştur anca kesfedeli, hatta arkadaşım kızdı ben sana onermistim bunu cok once, neden dinlemedin, diye.
0
gerçekte tüm albüm olmakla birlikte Estatic Fear - Somnium Obmutum www.youtube.com
0
Steven Wilson - Drive Home, solo kısmı gerçekten çok güzelmiş, sırayla dinliyorum, teşekkürler!
0
ay bu başlık çok güzel patlıyor!
tek tek dinledikçe tikler gelecek, sağ olun! ben şuan ilk duyuruyu açtım şarkıyı dinliyordum tam :D
tek tek dinledikçe tikler gelecek, sağ olun! ben şuan ilk duyuruyu açtım şarkıyı dinliyordum tam :D
0
sevdalı başım-zülfü livaneli-www.youtube.com
kiss of fire-kiosk-www.youtube.com
darren kobb -Mother, I'm Here www.youtube.com
house of rising sun-www.youtube.com
Come Join The Murder-www.youtube.com
kiss of fire-kiosk-www.youtube.com
darren kobb -Mother, I'm Here www.youtube.com
house of rising sun-www.youtube.com
Come Join The Murder-www.youtube.com
0
0
Sufjan Stevens - John Wayne Gacy Jr
www.youtube.com
The Antlers - Kettering
www.youtube.com
METRIC - Speed the Collapse
www.youtube.com
www.youtube.com
The Antlers - Kettering
www.youtube.com
METRIC - Speed the Collapse
www.youtube.com
0
Jan Arslan - Çima
(ama sadece deezer'de duydum, youtube linkini bulamadım :( Bulabilen varsa sevabına yollayabilir mi bana?)
(ama sadece deezer'de duydum, youtube linkini bulamadım :( Bulabilen varsa sevabına yollayabilir mi bana?)
0
şarkı değil de direkt grup olarak sabaton. savaş mevzularına bu kadar meraklı olup da şu ana kadar sabaton dinlememiş olmam şerefsizlik resmen. gerçi daha önce dinlemiş ama pek beğenmemiştim, sonradan aşık oldum. bi de savaş müzesinde falan dinledim ben bunların şarkılarını, hepten kazındı aklıma, arada the price of a mile açıp siperdeymişim gibi rol keserek mutsuz oluyorum,
www.youtube.com
"Hear the sound of a machine gun
Hear it echo in the night
Mortals firing rains the scene
Scars the fields
That once were green"
"Six miles of ground has been won
Half a million men are gone
And as the men crawled the general called
And the killing carried on and on
How long?
What's the purpose of it all?
What's the price of a mile?"
ulan ne dramlar yaşanmış/yaşanıyor be...
i1.kym-cdn.com
www.youtube.com
"Hear the sound of a machine gun
Hear it echo in the night
Mortals firing rains the scene
Scars the fields
That once were green"
"Six miles of ground has been won
Half a million men are gone
And as the men crawled the general called
And the killing carried on and on
How long?
What's the purpose of it all?
What's the price of a mile?"
ulan ne dramlar yaşanmış/yaşanıyor be...
i1.kym-cdn.com
0
lana del rey - west coast
2 hafta kadar oluyor sanırım, klibi sayesinde tesdüfen keşfettim.
www.youtube.com
2 hafta kadar oluyor sanırım, klibi sayesinde tesdüfen keşfettim.
www.youtube.com
0
dessy
Hep beraber izleyelim, biraz keyiflenelim.
Hep beraber izleyelim, biraz keyiflenelim.
0
bir de bu iki senkronize şapşirik var
25.media.tumblr.com
bu da tek, köpek misin slinky misin?
i.onionstatic.com
25.media.tumblr.com
bu da tek, köpek misin slinky misin?
i.onionstatic.com
0
0
cenkist
Nedir mesela ?Benim için 19 yasındaki cocuğun 1 milyon dolarlık yatla dünya turu yapmasıdır.Yada 60 yasındaki teyzenin estetikle oparasyon yaparak 30 yasında gözükmesidir.Bu tarzTanımlar verir misinz?
Nedir mesela ?
Benim için 19 yasındaki cocuğun 1 milyon dolarlık yatla dünya turu yapmasıdır.
Yada 60 yasındaki teyzenin estetikle oparasyon yaparak 30 yasında gözükmesidir.Bu tarz
Tanımlar verir misinz?
Benim için 19 yasındaki cocuğun 1 milyon dolarlık yatla dünya turu yapmasıdır.
Yada 60 yasındaki teyzenin estetikle oparasyon yaparak 30 yasında gözükmesidir.Bu tarz
Tanımlar verir misinz?
0
haberlerde çıkmadımı 13 yaşındaki cocuga babası yat almış en keyif aldığı şey yatın çıkardığı köpük değilmiydi hayır yani anlamadığım neden 1 milyon dolarlık dünya turu yapsında isterse ro-ro gemileriyle yapsın :D
0
eğer moral durumları işine katmazsak benim için zenginlik hiçbirşey yapmamaktır işe dair. tabi bunun için en tepede oturmak gerekir. uzay seyahatine kaydolmaktır. uçağın en pahalı koltuğunu alıp dünyanın başka bi ucuna gitmektir. zenginlik yarını düşünmeden yaşamaktır.
0
@cesario
dün stuttgartta gördüğüm mercedes taksilerden sonra dediğine sonuna kadar katılıyorum
dün stuttgartta gördüğüm mercedes taksilerden sonra dediğine sonuna kadar katılıyorum
0
zenginlik, vaktinin senin olmasıdır.
zenginlik, insanlar metrobüste birbirini fortlarken senin lüks aracınla yanlarından geçmendir.
:(
zenginlik, insanlar metrobüste birbirini fortlarken senin lüks aracınla yanlarından geçmendir.
:(
0
yaşamımı idame ettirmek için hiçbir "zorunluluk" olmaması. hiçbir şey için. uyumak, uyanmak, belli bir yerde olmak, belli bir şey yapıyor olmak... hepsi tamamen tercihe bağlı olduğunda zenginlik oluyor. artık bunu ayda bin tl alıp her gün kuru ekmek yiyerek mi sağlarsın yoksa bir milyar dolar ile mi o sana kalmış. benim şu an bu dediğime sahip olmak için aylık ihtiyacım olan para 3 bin euro. yani havadan gelecek üç bin euro. çalışmayacağıma göre.
0
kişisel yaşamda özgürlüktür. patronun hariç kimseye hesap vermemektir.
0
elif mağazada denediği tek elbiseyi pahalı diye alamazken bihter ziyagil'in aynı mağazadan denemeden 15-20 tane elbiseyi satın alıp tezgahtara "paketleri arabaya indirin olmazsa geri yollarım ;)" demesidir
0
ölene kadar içine zevkle gömülüp hazdan haza koşabildiğin bir tutkun olması benim için zenginliktir.
temel ihtiyaçların karşılanmış olması da zenginliktir. doğru zamanda koşulsuz sevgiyi, sağlıklı bireyleşebilmeyi de katıyorum bunun içine. sonra sağlıklı olmak, elden ayaktan düşmemek...
her gün nasıl yaşayacağını düşünmemek veya gelecek kaygısı gütmemek zenginliktir. bunun için yakın gelecek veya sonrasını ipotek etmek zorunda kalmamak, başkalarının önüne "tırman yoksa sana yer yok" diye koyduğu basamakları tırmanmak zorunda kalmamak...* bunlar da öyle.
kısa ve ölümlü hayatını verimle ve üretken bir biçimde geçirebilmek. aldıklarına karşılık gerçekten bir şeyler verebilmek...
epey yoksulum galiba, çitin öbür yanına baktığımda gördüğüm bu :)tek zenginliğim patronum olmaması, emir almamam, riayet edeceğim bir şey olmaması.
edit: ikinci örneğini düşündüm de... bir de şu sıra duyuruda olan intihar vakasını*. bunları düşünmek zorunda kalmamak da bir tür zenginlik, evet. stresten uzak olabilmek vs. ve bunun için insanoğlu birbirini kesiyor. ironik.
temel ihtiyaçların karşılanmış olması da zenginliktir. doğru zamanda koşulsuz sevgiyi, sağlıklı bireyleşebilmeyi de katıyorum bunun içine. sonra sağlıklı olmak, elden ayaktan düşmemek...
her gün nasıl yaşayacağını düşünmemek veya gelecek kaygısı gütmemek zenginliktir. bunun için yakın gelecek veya sonrasını ipotek etmek zorunda kalmamak, başkalarının önüne "tırman yoksa sana yer yok" diye koyduğu basamakları tırmanmak zorunda kalmamak...* bunlar da öyle.
kısa ve ölümlü hayatını verimle ve üretken bir biçimde geçirebilmek. aldıklarına karşılık gerçekten bir şeyler verebilmek...
epey yoksulum galiba, çitin öbür yanına baktığımda gördüğüm bu :)tek zenginliğim patronum olmaması, emir almamam, riayet edeceğim bir şey olmaması.
edit: ikinci örneğini düşündüm de... bir de şu sıra duyuruda olan intihar vakasını*. bunları düşünmek zorunda kalmamak da bir tür zenginlik, evet. stresten uzak olabilmek vs. ve bunun için insanoğlu birbirini kesiyor. ironik.
0
i am cookie monsters nipple
Selamlar,Bi kaç defa açtım bu duyuruyu lakin aradığımı bulamadım. Tekrar yazıyorum o yüzden.Aradığım op bir ana karaktere sahip, doğaüstü, tercihen eski zamanlarda geçen (teknolojiden uzak) güzel ve taşşaklı dövüş sahneleri olan, çocuksu olmayan bir anime.Nanatsu no taizai'yi yeni bitirdim. Meliodas
Selamlar,
Bi kaç defa açtım bu duyuruyu lakin aradığımı bulamadım. Tekrar yazıyorum o yüzden.
Aradığım op bir ana karaktere sahip, doğaüstü, tercihen eski zamanlarda geçen (teknolojiden uzak) güzel ve taşşaklı dövüş sahneleri olan, çocuksu olmayan bir anime.
Nanatsu no taizai'yi yeni bitirdim. Meliodas benzeri bir ana karaktere sahip olursa güzel olur mesela. Gücünü zamanla elde etmekten ziyade baştan hayvani güce sahip ve gücünün farkında olan bi' ana karakter lazım.
Şimdiden teşekkürler.
Bi kaç defa açtım bu duyuruyu lakin aradığımı bulamadım. Tekrar yazıyorum o yüzden.
Aradığım op bir ana karaktere sahip, doğaüstü, tercihen eski zamanlarda geçen (teknolojiden uzak) güzel ve taşşaklı dövüş sahneleri olan, çocuksu olmayan bir anime.
Nanatsu no taizai'yi yeni bitirdim. Meliodas benzeri bir ana karaktere sahip olursa güzel olur mesela. Gücünü zamanla elde etmekten ziyade baştan hayvani güce sahip ve gücünün farkında olan bi' ana karakter lazım.
Şimdiden teşekkürler.
0
Mahouka ve Overlord'un ana karakterleri tam o tanıma uyuyor. Yalnız ikisi de pek shounen sayılmaz. Zaten shounen kavramına biraz ters ana karakterin çok güçlü olup bunun farkında olması. Ortada bir dayak yeme durumu olmak zorunda. Karakter gelişimini öyle sağlıyorlar.
0
@sesee
karakter gelişimini es geçenleri de var. ana karakter olmasa bile önemli karakterlerden biri böyle olsun istiyorum. shounen harici anime de izlerim ama canım shounen istiyo şu aralar. hayvani dövüşler, karizmatik karakterler vs.
karakter gelişimini es geçenleri de var. ana karakter olmasa bile önemli karakterlerden biri böyle olsun istiyorum. shounen harici anime de izlerim ama canım shounen istiyo şu aralar. hayvani dövüşler, karizmatik karakterler vs.
0
@chaotic good
kenshin'e başlamıştım eskiden ama nerdeyse hiç doğaüstü olay yok onda da. bana böyle dbz gibi, bleach gibi dövüşler lazım.
kenshin'e başlamıştım eskiden ama nerdeyse hiç doğaüstü olay yok onda da. bana böyle dbz gibi, bleach gibi dövüşler lazım.
0
shounendi flndı fıstıktı janrlardan çok anlamam ama acaba claymore ya da berserk istediğin gibi bir şey olabilir mi ki?
0
berserk tam shounen sayılmaz, yetişkin mangası/animesi. ayrıca gutts son bıraktığımda 33. vol(mangasını öneririm ben) özel bir güce sahip değildi.
griffith ise sonradan sahip oldu.
ama tabii berserk çok, acayip güzel bir manga. her şekilde okunur. okumadan izlemek bence iyi olmaz.
fakat kentaro miura bunu bitireceğe benzemiyor. kendini köşeye mi sıkıştırdı nedir. son çıkan 2 chapter'ı okumadım, baştan alacağım.
edit: bitireceğe benzemiyor çünkü bu 20 yıllık bir manga ve yeni chapter'ların çıkmadığı yıllar bile olmuş.
griffith ise sonradan sahip oldu.
ama tabii berserk çok, acayip güzel bir manga. her şekilde okunur. okumadan izlemek bence iyi olmaz.
fakat kentaro miura bunu bitireceğe benzemiyor. kendini köşeye mi sıkıştırdı nedir. son çıkan 2 chapter'ı okumadım, baştan alacağım.
edit: bitireceğe benzemiyor çünkü bu 20 yıllık bir manga ve yeni chapter'ların çıkmadığı yıllar bile olmuş.
0
john
S.b
S.b
0
elvan dalton :/
not: daha iyi anlatan bulamadım, bi yardım edinde aynı konuda daha havalı bir şarkım olsun benimde.
not: daha iyi anlatan bulamadım, bi yardım edinde aynı konuda daha havalı bir şarkım olsun benimde.
0
0
ac gozunu seyret tekrari yok bunun
isimiz muhabbet efkari yok bunun
arada bir dilimiz surcer ise af ola
susmasini biliriz de kemigi yok bunun
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar
niyetimiz kimseyi kirmak degildir
suradakini buraya koymak degildir
arada bir zulfu yare dokunduk
tam yerine rast geldi manzara koyduk
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar
isimiz muhabbet efkari yok bunun
arada bir dilimiz surcer ise af ola
susmasini biliriz de kemigi yok bunun
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar
niyetimiz kimseyi kirmak degildir
suradakini buraya koymak degildir
arada bir zulfu yare dokunduk
tam yerine rast geldi manzara koyduk
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar
0
ack3000
Plaza insanı, beyaz yakalı olmaktan iğreniyorum. Bu insanlardan da iğreniyorum. Bok gibi yaşıyorlar.Senelik 15 gün izin kullanmak için 350 günlerini satıyorlar. Sırf yukarıdakiler daha fazla kazansın diye.İşçi olduklarının farkında bile değiller. İşçisin deyince hakaret etmişsin gibi savunmaya geçiy
Plaza insanı, beyaz yakalı olmaktan iğreniyorum. Bu insanlardan da iğreniyorum. Bok gibi yaşıyorlar.
Senelik 15 gün izin kullanmak için 350 günlerini satıyorlar.
Sırf yukarıdakiler daha fazla kazansın diye.
İşçi olduklarının farkında bile değiller. İşçisin deyince hakaret etmişsin gibi savunmaya geçiyorlar.
O kimlik kartlarını bir taraflarına sokacaklar imkanları olsa. Tasma gibi takmışlar, tuvalette sıçarken harcayacağı dakikalar bile başkaları tarafından belirleniyor.
Paranın, rahatlığın kölesi olmuşlar. Kredi çekip önlerindeki 10 seneyi ipotek ediyorlar. Tek dertleri altlarındaki arabanın üst modelini almak, iphonelarını yenilemek. Sanatsal, fikirsel hiçbir katkıları yok, ne kendilerine ne dünyaya.
Nereden geldiklerini unutmuşlar. Senin deden köyde çobanlık yapıyordu. Sanayileşme sürecinde, köleleşmişler. Zihinleri ele geçirilmiş, düşünmüyorlar. Düşünmeleri yasak. Sorgulayamazsın, çünkü layn menecırın öyle dedi.
Tek dertleri terfi etmek. Bilmem ne müdürü olup "üst sınıf"a kapak atmak.
Hayatları koca bir yalan. Bu plazaların pencereleri bile yok, soludukları hava bile yapay.
Şu andan itibaren 50 yaşıma kadar hayatımı çizsem, çok az hata payı olur. 6.30'da kalk, kredi çekip aldığın arabanla 2 saat trafik ardından işe git, maillerine bak, müdürünün bi tarafını yala, toplantı sikecuıl et, tasma gibi yaka kartınla öğlen yemeğe çık, inek gibi otlandırsınlar seni, sonra 7'de işten çık, mesai varsa o da yalan, çünkü köle gibi çalışmak ve bundan memnun olmak zorundasın, 10'da eve git, yemek ye uyu, sabah tekrar iş. bu şekilde 40 sene yaşa, sırf üsttekiler günlerini gün etsin, sermayelerine sermaye katsın diye sen hayatını başkasına ipotek ettir. çok çalışacaksın ve buna ses çıkarmayacaksın, çünkü sen bilmemne sikim asoşieytsin ve bu seni gaza getirmeli. kimsenin sikinde olmayan bir titr lütfetmişler sana, uyumaya devam et diye. Bir gün bi gözünü açacaksın, 50 yaşına gelmiş, tek derdi çocuğunun özel okul parasını vermek olan bir insan olmuşsun. Ne sevdiğin şeyleri yapabilmişsin, ne kendini geliştirebilmişsin. Sadece birileri daha fazla kazansın, sistem çalışsın diye kölelik yapmışsın. Tasman başkalarının elinde. Çıkıp bi bisiklete bile binemezsin, doğanın tadını çıkaramazsın. Her gün ama her gün 8de gelip 7de çıkacaksın ve daha da kötüsü buna şükretmelisin.
Takım elbise diye bir şey icat etmişler. O boyun her zaman sıkı olacak, tek tip olacaksınız. Çünkü uyanmamalısınız. "çok çalıştım dün ya" demen gerekiyor, çok çalışmış olmaktan gurur duyacağın şekilde eğitecekler seni, bundan utanmak gerektiği yerde. O takım elbiseyi giyip bilgisayar karşısında oturacaksın, o laptop klavyesine "saygı" göstermen gerekiyor çünkü.
Evet zenginsin, ama özgür değilsin. Roma İmparatorluğu'ndaki köleden farkın yok. Sahibin para kazansın diye, arenada diğerlerini öldürmeye çalışıyorsun. Zekisin, ama zekanı bu kapital daha çok kazansın diye harcıyorsun. Bir şey ürettiğin yok, üretilen doğru yere ulaşsın sermaye doysun diye hayatını bok ediyorsun.
Yazın 10 gün bodrum'un en pahalı yerlerinde tatil yaptığın için mutlu olmak zorundasın. Selfie çekip instagrama koymalısın ve diğerleri de seni görmeli. Hayatını yaşıyorsun çünkü. Nah yaşıyorsun. Ezik bir kölesin.
HAYIR.
Şu an karşımda müdür benden istediği raporu hazırladığımı sanıyor. Hazırlamıyorum, hazırlamayacağım. Laf söylediği zaman da "bok gibi yaşıyorsunuz. bi kendinize bakın, uyanın" diyeceğim.
Ben bunun parçası olmayacam arkadaş. en büyük başarısı 10 yıllık konut kredisi çekmek olan insan olmayacağım. ben de fakir olayım bir şey olmaz. fakir mutluluk > zengin mutsuzluk. gerçek mutsuzluk > yalan mutluluk.
23 yaşındayım, sıfırdan başlamak için geç değil dimi?
aşağıdaki cevabımı buraya da ekliyorum:
aileden zengin değilim, aksine üniversite okurken bile para alamıyordum. durumumuz bu.
şu an istifa edip eve gidip yatmayacağım. birkaç ay önce bir arkadaşım, sen bu hayatın insanı değilsin gel benimle çalış biraz demişti. onunla konuştum 2 gün önce, teklifi geçerli. kendisi kamera arkası fotoğrafçısı, iyi de para kazanıyor. abimin en iyi ekipmanı var video ve fotoğraf için, onun mesleği bu. istediğini alabilirsin dedi. yani onun ekipmanlarını alıp bu işi deneyeceğim. arkadaşım sayesinde çalışma koşullarını, ne yaptıklarını çok iyi biliyorum. yani plansız bir şekilde bırakmayacağım, hatta haftaya sete gidiyorum. durum bu.
Senelik 15 gün izin kullanmak için 350 günlerini satıyorlar.
Sırf yukarıdakiler daha fazla kazansın diye.
İşçi olduklarının farkında bile değiller. İşçisin deyince hakaret etmişsin gibi savunmaya geçiyorlar.
O kimlik kartlarını bir taraflarına sokacaklar imkanları olsa. Tasma gibi takmışlar, tuvalette sıçarken harcayacağı dakikalar bile başkaları tarafından belirleniyor.
Paranın, rahatlığın kölesi olmuşlar. Kredi çekip önlerindeki 10 seneyi ipotek ediyorlar. Tek dertleri altlarındaki arabanın üst modelini almak, iphonelarını yenilemek. Sanatsal, fikirsel hiçbir katkıları yok, ne kendilerine ne dünyaya.
Nereden geldiklerini unutmuşlar. Senin deden köyde çobanlık yapıyordu. Sanayileşme sürecinde, köleleşmişler. Zihinleri ele geçirilmiş, düşünmüyorlar. Düşünmeleri yasak. Sorgulayamazsın, çünkü layn menecırın öyle dedi.
Tek dertleri terfi etmek. Bilmem ne müdürü olup "üst sınıf"a kapak atmak.
Hayatları koca bir yalan. Bu plazaların pencereleri bile yok, soludukları hava bile yapay.
Şu andan itibaren 50 yaşıma kadar hayatımı çizsem, çok az hata payı olur. 6.30'da kalk, kredi çekip aldığın arabanla 2 saat trafik ardından işe git, maillerine bak, müdürünün bi tarafını yala, toplantı sikecuıl et, tasma gibi yaka kartınla öğlen yemeğe çık, inek gibi otlandırsınlar seni, sonra 7'de işten çık, mesai varsa o da yalan, çünkü köle gibi çalışmak ve bundan memnun olmak zorundasın, 10'da eve git, yemek ye uyu, sabah tekrar iş. bu şekilde 40 sene yaşa, sırf üsttekiler günlerini gün etsin, sermayelerine sermaye katsın diye sen hayatını başkasına ipotek ettir. çok çalışacaksın ve buna ses çıkarmayacaksın, çünkü sen bilmemne sikim asoşieytsin ve bu seni gaza getirmeli. kimsenin sikinde olmayan bir titr lütfetmişler sana, uyumaya devam et diye. Bir gün bi gözünü açacaksın, 50 yaşına gelmiş, tek derdi çocuğunun özel okul parasını vermek olan bir insan olmuşsun. Ne sevdiğin şeyleri yapabilmişsin, ne kendini geliştirebilmişsin. Sadece birileri daha fazla kazansın, sistem çalışsın diye kölelik yapmışsın. Tasman başkalarının elinde. Çıkıp bi bisiklete bile binemezsin, doğanın tadını çıkaramazsın. Her gün ama her gün 8de gelip 7de çıkacaksın ve daha da kötüsü buna şükretmelisin.
Takım elbise diye bir şey icat etmişler. O boyun her zaman sıkı olacak, tek tip olacaksınız. Çünkü uyanmamalısınız. "çok çalıştım dün ya" demen gerekiyor, çok çalışmış olmaktan gurur duyacağın şekilde eğitecekler seni, bundan utanmak gerektiği yerde. O takım elbiseyi giyip bilgisayar karşısında oturacaksın, o laptop klavyesine "saygı" göstermen gerekiyor çünkü.
Evet zenginsin, ama özgür değilsin. Roma İmparatorluğu'ndaki köleden farkın yok. Sahibin para kazansın diye, arenada diğerlerini öldürmeye çalışıyorsun. Zekisin, ama zekanı bu kapital daha çok kazansın diye harcıyorsun. Bir şey ürettiğin yok, üretilen doğru yere ulaşsın sermaye doysun diye hayatını bok ediyorsun.
Yazın 10 gün bodrum'un en pahalı yerlerinde tatil yaptığın için mutlu olmak zorundasın. Selfie çekip instagrama koymalısın ve diğerleri de seni görmeli. Hayatını yaşıyorsun çünkü. Nah yaşıyorsun. Ezik bir kölesin.
HAYIR.
Şu an karşımda müdür benden istediği raporu hazırladığımı sanıyor. Hazırlamıyorum, hazırlamayacağım. Laf söylediği zaman da "bok gibi yaşıyorsunuz. bi kendinize bakın, uyanın" diyeceğim.
Ben bunun parçası olmayacam arkadaş. en büyük başarısı 10 yıllık konut kredisi çekmek olan insan olmayacağım. ben de fakir olayım bir şey olmaz. fakir mutluluk > zengin mutsuzluk. gerçek mutsuzluk > yalan mutluluk.
23 yaşındayım, sıfırdan başlamak için geç değil dimi?
aşağıdaki cevabımı buraya da ekliyorum:
aileden zengin değilim, aksine üniversite okurken bile para alamıyordum. durumumuz bu.
şu an istifa edip eve gidip yatmayacağım. birkaç ay önce bir arkadaşım, sen bu hayatın insanı değilsin gel benimle çalış biraz demişti. onunla konuştum 2 gün önce, teklifi geçerli. kendisi kamera arkası fotoğrafçısı, iyi de para kazanıyor. abimin en iyi ekipmanı var video ve fotoğraf için, onun mesleği bu. istediğini alabilirsin dedi. yani onun ekipmanlarını alıp bu işi deneyeceğim. arkadaşım sayesinde çalışma koşullarını, ne yaptıklarını çok iyi biliyorum. yani plansız bir şekilde bırakmayacağım, hatta haftaya sete gidiyorum. durum bu.
0
istifa falan etmeyeceksin, sadece burada yazıp içini rahatlatıyorsun, biri sana "haklısın ama işte boşver" falan diyecek ya da yazdıklarını sanki yeni bir fikir sunmuşsun gibi takdir edecek, sen de mutlu olacaksın. olur bunlar bir bardak su iç geçer.
0
Babadan mal mülk para varsa istifa etmek kolay hocam. Eğer yoksa dert esas..
5 yıldır bu çarkın içindeyim, ne "dünyayı kurtarırmış gibi bir önemle" yaptığımız iş ne de bu içi beni dışı seni yakan ruhsuz devasa kuleler umrumda değil. Ama bıraktığım an götüm açıkta. Bunu bildiğim için devam ediyorum işte..
5 yıldır bu çarkın içindeyim, ne "dünyayı kurtarırmış gibi bir önemle" yaptığımız iş ne de bu içi beni dışı seni yakan ruhsuz devasa kuleler umrumda değil. Ama bıraktığım an götüm açıkta. Bunu bildiğim için devam ediyorum işte..
0
daha cok gencsin. guzel de ozetlemissin. ama biraz daha dusunursen sana da cok cazip gelecek bu hayat. gercekten kendinden eminsen, simdi git ve istifa et. yeniden ciz yolunu.
bol sans!
bol sans!
0
@want2die, abi bu mudur yani...
@theos @funl böyle düşünmekte haklısınız. anlık bir karar değil, kesin karar verdim. sadece o istifa anı daha güzel olsun diye bekliyorum. bana laf söylesinler, ben de eeh siktirin lan diyeyim diye beklyorum. dilekçem bile hazır.
@lcha, babadan para 0. üniversitede okurken bile para almıyordum. evet sorun olacak, götüm açıkça kalacak. ama bu riski almak istiyorum. yoksa hayatım boyunca keşke deneseydim derim. en azından denedim ama olmadı derim. risksiz olmaz, cesur olmak lazım.
@theos @funl böyle düşünmekte haklısınız. anlık bir karar değil, kesin karar verdim. sadece o istifa anı daha güzel olsun diye bekliyorum. bana laf söylesinler, ben de eeh siktirin lan diyeyim diye beklyorum. dilekçem bile hazır.
@lcha, babadan para 0. üniversitede okurken bile para almıyordum. evet sorun olacak, götüm açıkça kalacak. ama bu riski almak istiyorum. yoksa hayatım boyunca keşke deneseydim derim. en azından denedim ama olmadı derim. risksiz olmaz, cesur olmak lazım.
0
o kadar yazıp da o son cümleyle bitirdin ya istemsiz güldüm kusura bakma.
23 yaşında geç olup olmadığını gerçekten soruyorsan hayırlısı diyelim.
23 yaşında geç olup olmadığını gerçekten soruyorsan hayırlısı diyelim.
0
güzel hikaye :) yıllık 15 gün izninde ve fazla mesai yapmadığın günlerde yazarlığa eğilebilirsin. aldığın maaşın yanına ek bir gelir olur, kredilerini ödemen kolaylaşır.
0
bir insanın edindiği mesleğin kendine uygun olmadığını anlaması, başka bir iş yapmak istemesi neden ergen bilmemne olsun ki?
beden gücüyle çalışıp, oto sanayide ustalık yaparken okul okumaya karar verip beyaz yakalı olmaya karar veren var. tersi neden olmasın? 2 yıllık bir okul okusa meslek yüksekokulu kıvamında , o sürede de okuduğu alanda en alt seviyede çalışmaya başlasa, ama yaptığından ortaya çıkardığı işten memnun olsa, parada pulda da gözü yokmuş, fena mı? ya da gitsin okul gerektirmeyen elinin yatkın olduğu, memnun olacağı bir iş yapsın, badanacı olsun, saat tamircisine çırak girsin. kime ne?
beden gücüyle çalışıp, oto sanayide ustalık yaparken okul okumaya karar verip beyaz yakalı olmaya karar veren var. tersi neden olmasın? 2 yıllık bir okul okusa meslek yüksekokulu kıvamında , o sürede de okuduğu alanda en alt seviyede çalışmaya başlasa, ama yaptığından ortaya çıkardığı işten memnun olsa, parada pulda da gözü yokmuş, fena mı? ya da gitsin okul gerektirmeyen elinin yatkın olduğu, memnun olacağı bir iş yapsın, badanacı olsun, saat tamircisine çırak girsin. kime ne?
0
www.youtube.com ... çok güzel bi şarkı dinle kendini(zi) göreceksin(iz)
... çok güzel bi şarkı dinle kendini(zi) göreceksin(iz)
0
Adam çok doğru şeyler yazmış. Duyuruyu açma sebebini de yazmış. Sonuna soru ekleyip formata da uydurmuş. Ne diye kızıp tepki gösterirsiniz ki böyle duyurulara? Asıl sizin amacınız ne yani? Size saçma geliyorsa ilgilenmezsiniz, cevap yazmazsınız olur biter.
Soruya cevap veriyorum: Et ulan! Sana iş mi yok? Ne güzel yazmışsın fikirlerini, hepsine katılıyorum. O riski almak istiyorum da demişsin, ee daha ne? 23 tabii ki geç değil lan manyak mısın? Şu an sıfırdan üniversiteye girip, onu okuyup, onunla ilgili bir işe bile girebilirsin ki sen bu kadarını değil, sadece iş kısmını değiştireceksin. Yardır.
Soruya cevap veriyorum: Et ulan! Sana iş mi yok? Ne güzel yazmışsın fikirlerini, hepsine katılıyorum. O riski almak istiyorum da demişsin, ee daha ne? 23 tabii ki geç değil lan manyak mısın? Şu an sıfırdan üniversiteye girip, onu okuyup, onunla ilgili bir işe bile girebilirsin ki sen bu kadarını değil, sadece iş kısmını değiştireceksin. Yardır.
0
Çalışmadan hayatını devam ettirme şansın varsa ne ala hiç durma.
Ya da kendi işini yapıp, kendi kendinin patronu olabilirsin. Varsa böyle fırsatların hiç durma.
Senin yazdıkların doğru, ama bu sadece plaza insanı için değil, asgari ücret olan bir insan içinde öyle. Sabahtan akşama kadar it gibi çalışan insanlarız.
Dediğin gibi 350 gün çalışıyoruz 15 gün ödül veriyorlar. Evet klasik bir söylem.
"Kölelik kalktı adı işçi oldu."
Hayat o kadar zor ki, senin bulduğun imkanları bulamayan insanlar var. İster aptal de, ister başka birşey ama öyle. Duymuşsundur illaki bir yerlerde, tek maaşıyla 3 çocuğunu okutan anneler, babalar vs. Onlar ne yapsın bıraksın gitsinler mi?
Hayat zor be arkadaşım. Yaşamaya çalışıyor insanlar. Çalışmaktan, yalancı iş arkadaşlarından, sahtekar dolandırıcı patronlardan bıkmış olabilirsin. Varsa başka imkanın durma!
Hiç bir insan memnun değil olduğu yerde. Çalıştığı ortamdan, kazandığı paradan. Zengini, fakiri, plaza çalışanı, sanayi çalışanı, hamal... ne farkeder? Saltanatın sonu yok genç.
Çalışmak zorundayız, zorundasın! Değilsen yapma, başla sıfırdan, hiç bir şey için geç değil.
Durma, yap istediğini.
Mutlu olacaksan, durma.
Kolay gele.
Ya da kendi işini yapıp, kendi kendinin patronu olabilirsin. Varsa böyle fırsatların hiç durma.
Senin yazdıkların doğru, ama bu sadece plaza insanı için değil, asgari ücret olan bir insan içinde öyle. Sabahtan akşama kadar it gibi çalışan insanlarız.
Dediğin gibi 350 gün çalışıyoruz 15 gün ödül veriyorlar. Evet klasik bir söylem.
"Kölelik kalktı adı işçi oldu."
Hayat o kadar zor ki, senin bulduğun imkanları bulamayan insanlar var. İster aptal de, ister başka birşey ama öyle. Duymuşsundur illaki bir yerlerde, tek maaşıyla 3 çocuğunu okutan anneler, babalar vs. Onlar ne yapsın bıraksın gitsinler mi?
Hayat zor be arkadaşım. Yaşamaya çalışıyor insanlar. Çalışmaktan, yalancı iş arkadaşlarından, sahtekar dolandırıcı patronlardan bıkmış olabilirsin. Varsa başka imkanın durma!
Hiç bir insan memnun değil olduğu yerde. Çalıştığı ortamdan, kazandığı paradan. Zengini, fakiri, plaza çalışanı, sanayi çalışanı, hamal... ne farkeder? Saltanatın sonu yok genç.
Çalışmak zorundayız, zorundasın! Değilsen yapma, başla sıfırdan, hiç bir şey için geç değil.
Durma, yap istediğini.
Mutlu olacaksan, durma.
Kolay gele.
0
Az önce 3 fava istifa ederim yazdım, paranoid android dinleyip üçüncü favı bekliyorum.
Döngünün kırılması zor, yapabilirsen ne ala.
Döngünün kırılması zor, yapabilirsen ne ala.
0
hocam daha önce sohbetimiz olmuştu seninle, daha çok gençsin. bak kaç senedir çalışıyorum bir gün bile işe uçarak gelmedim. Kafan çok dolduysa kafa izni yap, kendini rahatlat ama çalışmadan hayatını devam ettiremeyeceksen çılgınca işler yapma derim.
daha iyi bir pozisyona geldiğinde daha rahat edersin. plazada değil de başka bir kurumda çalışsan inan bana yine aynı şeyleri yaşayacaksın. bir sürü çapsız insan amirin olacak ya da amirinin akrabalarını yönettiğin için başın ağrıyacak. bugünlük midem ağrıyor de izin al abi. git evde yat. kendi işini kurmanın hayallerini kur, hayatını ona göre planla ancak o zaman kurtulursun.
iş iyi bir şey olsa bize üstüne para verirler mi?
daha iyi bir pozisyona geldiğinde daha rahat edersin. plazada değil de başka bir kurumda çalışsan inan bana yine aynı şeyleri yaşayacaksın. bir sürü çapsız insan amirin olacak ya da amirinin akrabalarını yönettiğin için başın ağrıyacak. bugünlük midem ağrıyor de izin al abi. git evde yat. kendi işini kurmanın hayallerini kur, hayatını ona göre planla ancak o zaman kurtulursun.
iş iyi bir şey olsa bize üstüne para verirler mi?
0
mesleğin ne bilmiyorum. mesleğinle alakalı tüm çalışma ortamları 9-6, sürekli mesaili, herkesin yükselme peşinde koştuğu yerlerse istifa etmeden önce mesleğini nasıl değiştireceğini hesaplaman gerekebilir.
yok aslında daha makulu de var ben yanlışlıkla buraya düştüm diyorsan, zaten durma çalıştığın yeri değiştir olsun bitsin.
herkesin kariyer planı, mutluluk anlayışı kendine. bence yazdıkların doğru ama birçok insan için o kart çok önemli işte, çünkü başka türlüsünü bilmiyor. sırf bu yüzden salak muamelesi de yapmamak lazım.
aileden zenginsen zaten bunları hiç düşünme, kur işini kendi patronun ol geç.
yok aslında daha makulu de var ben yanlışlıkla buraya düştüm diyorsan, zaten durma çalıştığın yeri değiştir olsun bitsin.
herkesin kariyer planı, mutluluk anlayışı kendine. bence yazdıkların doğru ama birçok insan için o kart çok önemli işte, çünkü başka türlüsünü bilmiyor. sırf bu yüzden salak muamelesi de yapmamak lazım.
aileden zenginsen zaten bunları hiç düşünme, kur işini kendi patronun ol geç.
0
katılmamak elde degil. her ne kadar plaza insani olmasam de zaman zaman ben de kendimi öyle hissediyorum. ama emekliligine su kadar kaldi seklinde kendimi avutuyorum. istifa etmeden önce sonrasini planlamani tavsiye ederim. bol sans...
0
uzun yıllar çalışıp emek vermeden bir şey elde etmen zor (tabi miras felan kalmadıysa ya da baban zengin değilse ya da bir şey icat edemiyorsan ya da süper zeki değilsen -ki bu durumda sıradan bir insansın demektir) ister plazalarda çalış, ister git köyde çalış sana kalmış, ama senin niyetin çalışmadan yaşamak gibi duruyor o zor söyliyim sana.
0
gayet gençsin. aileni çok üzmeyeceğini/telaşlandırmayacağını düşünüyorsan bas istifayı.
birkaç ay taksicilik falan yap, ne bileyim mc donalds'ta falan çalış(atıyorum) yani kafana göre takıl.
bu sürede kafan da rahatlar düşünmeye zamanın olur. yolunu çizersin.
cevap veren arkadaşlar, tamam çocuk biraz ergen tepkiler veriyor ok ama yazdıklarına kelimesi kelimesine katılmıyor olamazsınız. en azından erkenden bunun farkına vardığı (yahut bu cesareti göstermeye yeltendiği) için biraz arkasından itilmeyi/cesaretlendirilmeyi hak etmiyor mu sizce?
birkaç ay taksicilik falan yap, ne bileyim mc donalds'ta falan çalış(atıyorum) yani kafana göre takıl.
bu sürede kafan da rahatlar düşünmeye zamanın olur. yolunu çizersin.
cevap veren arkadaşlar, tamam çocuk biraz ergen tepkiler veriyor ok ama yazdıklarına kelimesi kelimesine katılmıyor olamazsınız. en azından erkenden bunun farkına vardığı (yahut bu cesareti göstermeye yeltendiği) için biraz arkasından itilmeyi/cesaretlendirilmeyi hak etmiyor mu sizce?
0
Plazada çalışmıyorum ama ben de beyaz yakalıyım. Bahsettiğin iş hayatı benimkine uyuyor. Ama bok gibi yaşadığımı düşünmüyorum. Bir iş yapıyorum ve bunun bir değeri var. Bu değeri ben de ödüyorum (zaman olarak), bunun karşılığını da bana ödüyorlar (para olarak). Bu dengeyi yanlış bulsaydım istifa ederdim. Demek ki senin hayatın dengede değil. Peki ne yaparak hayatına denge getireceksin? Pahalı yerler, lüks yaşam vs. değil, hayatının amacı ne olacak? Ne üreteceksin? Sıfırda değilsin aslında, mezun olup işe başlamışsın. Ama ne istediğini bilmeyince sıfırın bile altı oluyor. Ne istediğine karar ver, 23 hiç de geç değil.
0
Düzen hakkında söylediklerin çok doğru ama plaza insanları hakkında çok büyük genellemeler içerisine girmişsin. Beyaz yakalı insanları bu anlattıklarının bilincinde olmayan koyun sürüsü gibi tasvir etmişsin, halbuki onlar da bunun bilincinde, en azından bir çoğu.
+ Bir beyaz yakalı çok çalıştım derken, gerçekten çok çalıştığı için bunu söylüyordur (çoğunluğu bana kalırsa)
+ Beyaz yakalı olmasam da 10 gün boyunca güzel bir yerde tatil yaptığımda mutlu olurdum. Bunu instagramda paylaşmak konu dışı. Beyaz yakalı olmakla alakası ne?
+ Kendi işini kurmadıysan hep başkalarını zengin edeceksin malesef. Bu yeni bir konu değil.
+ Tek derdimiz terfi etmek değil. Onun özeti şu aslında: Daha çok sorumlulukla, daha az çalışıp, daha çok kazanmak.
+ Takım elbise bir üniforma evet, haklısın. Keşke özgür olunsa o konuda. Ama takım elbise giyilmeyen kurumsal şirketlerde aynı şartlarda çalışan beyaz yakalılar bizden daha mı farklı? Daha mı az acınası? En azından istediklerini giyiyorlar?
+ Sevdiğim şeyleri yapacak çok vaktim yok, ama bütün boş vakitlerim sevdiğim şeylerle geçiriyorum, kendimi geliştiriyorum. Okumaya, arkadaşlara, araştırmaya, eğlenceye vaktim var. (şu an mı? iş yapıyorum tabi ki)
+ Beyaz yakalının tercihleri bu yönde. Zengin olduğunda erişemeyeceklerini fakir olduğunda erişemeyeceklerine tercih ediyorlar. O kadar.
+ Bok gibi yaşayan herkes kendisinden sorumlu. Bok gibi yaşadığını düşünüyorsan bence istifa edip hayatına devam etmelisin. 23 yaş mükemmel bir yaş bunun için, endişen olmasın. Fakat başkası sana göre bok gibi yaşıyor diye gidip onları eleştirmen seni bok gibi bir insan yapar. Müdürüne mi artık kimeyse bu şekilde ifade etmemelisin. Mecburen çalışan insanlar da var aralarında ve sırf kapitalist sistemde varoluşunun anlamsızlığın yeni keşfettin diye kimseye bu statükoyu hatırlatıp canını sıkmak zorunda değilsin. Oo helal diyenler de çıkacaktır ama canı yanan da.
+ Bir beyaz yakalı çok çalıştım derken, gerçekten çok çalıştığı için bunu söylüyordur (çoğunluğu bana kalırsa)
+ Beyaz yakalı olmasam da 10 gün boyunca güzel bir yerde tatil yaptığımda mutlu olurdum. Bunu instagramda paylaşmak konu dışı. Beyaz yakalı olmakla alakası ne?
+ Kendi işini kurmadıysan hep başkalarını zengin edeceksin malesef. Bu yeni bir konu değil.
+ Tek derdimiz terfi etmek değil. Onun özeti şu aslında: Daha çok sorumlulukla, daha az çalışıp, daha çok kazanmak.
+ Takım elbise bir üniforma evet, haklısın. Keşke özgür olunsa o konuda. Ama takım elbise giyilmeyen kurumsal şirketlerde aynı şartlarda çalışan beyaz yakalılar bizden daha mı farklı? Daha mı az acınası? En azından istediklerini giyiyorlar?
+ Sevdiğim şeyleri yapacak çok vaktim yok, ama bütün boş vakitlerim sevdiğim şeylerle geçiriyorum, kendimi geliştiriyorum. Okumaya, arkadaşlara, araştırmaya, eğlenceye vaktim var. (şu an mı? iş yapıyorum tabi ki)
+ Beyaz yakalının tercihleri bu yönde. Zengin olduğunda erişemeyeceklerini fakir olduğunda erişemeyeceklerine tercih ediyorlar. O kadar.
+ Bok gibi yaşayan herkes kendisinden sorumlu. Bok gibi yaşadığını düşünüyorsan bence istifa edip hayatına devam etmelisin. 23 yaş mükemmel bir yaş bunun için, endişen olmasın. Fakat başkası sana göre bok gibi yaşıyor diye gidip onları eleştirmen seni bok gibi bir insan yapar. Müdürüne mi artık kimeyse bu şekilde ifade etmemelisin. Mecburen çalışan insanlar da var aralarında ve sırf kapitalist sistemde varoluşunun anlamsızlığın yeni keşfettin diye kimseye bu statükoyu hatırlatıp canını sıkmak zorunda değilsin. Oo helal diyenler de çıkacaktır ama canı yanan da.
0
e iyi dediklerin doğru ve mantıklı fakat bunu ilk söyleyen sen değilsin.
bu noktada çıkış planın hazır mı? ne yapacaksın hangi parayla geçineceksin? neye yeteneğin var, atıyorum kaportacı olmak için çalışmaya razı mısın? veya antalyada bir yerde orman içinde bir evde mi yaşayacaksın bağları koparıp?
bu noktada çıkış planın hazır mı? ne yapacaksın hangi parayla geçineceksin? neye yeteneğin var, atıyorum kaportacı olmak için çalışmaya razı mısın? veya antalyada bir yerde orman içinde bir evde mi yaşayacaksın bağları koparıp?
0
güzel yazmışsın, keşke herkes bu bilince varsa.
bence kendi işimi yapıp 1500 lira kazanmak, başkasının altında/emrinde/yanında çalışıp 10.000 tl almaktan çok çok daha iyidir.
yalnız şunu söylemem lazım, şu an için hayat çok zor, yaşamak, barınmak, giyinmek ve yemek hem çok pahalı hem de bunları temin etmek sıkıntılı. o yüzden bence bir işin varsa, eşeğini sağlam kazığa bağlamadan işinden ayrılma. bu zamanda işsiz kalmak köle olamaktn çok daha zor.
ve ayrıca rızkın onda dokuzu ticaret ve cesarettir deyip sonlandırıyorum.
bence kendi işimi yapıp 1500 lira kazanmak, başkasının altında/emrinde/yanında çalışıp 10.000 tl almaktan çok çok daha iyidir.
yalnız şunu söylemem lazım, şu an için hayat çok zor, yaşamak, barınmak, giyinmek ve yemek hem çok pahalı hem de bunları temin etmek sıkıntılı. o yüzden bence bir işin varsa, eşeğini sağlam kazığa bağlamadan işinden ayrılma. bu zamanda işsiz kalmak köle olamaktn çok daha zor.
ve ayrıca rızkın onda dokuzu ticaret ve cesarettir deyip sonlandırıyorum.
0
yaşın 23 ve bu yaşlarda hata yapmaktan korkmamalısın. istifa edip diğer işte çalışırsın baktın olmuyor yine bu yaşam tarzına dönersin. hayatın başındayken ne yaparsan yap, içinde kalmasın çünkü zaman geçip giderken bu kadar özgür olamayacaksın( evlilik, çoçuk vs.)
0
Yazdıklarının çoğuna katılıyorum ki katılmasaydım dahi önemli olan senin kendini nasıl gördüğün, iş ortamının üzerinde oluşturduğu baskı ve stres, geleceğe dair umutsuzluğunun ciddiyeti...
Derhal istifa et ama dramatik bir konuşma yapmaktan kaçın. İşin seni tatmin etmediğini, kendine daha çok zaman ayırabileceğin bir işte çalışmanın sana daha uygun olduğunu düşündüğünü söylemen yeterli.
Yalnız istifa ettikten sonra da İş Kanunu gereğince öngörülen süre kadar işe gidip çalışmaya devam edeceksin. Belki bilmiyorsundur diye yazdım. O yüzden sakin sakin ver istifanı. İş yerinden de iyilikle güzellikle ayrılmaya bak.
23 hiç geç değil. Hayırlı olsun.
Derhal istifa et ama dramatik bir konuşma yapmaktan kaçın. İşin seni tatmin etmediğini, kendine daha çok zaman ayırabileceğin bir işte çalışmanın sana daha uygun olduğunu düşündüğünü söylemen yeterli.
Yalnız istifa ettikten sonra da İş Kanunu gereğince öngörülen süre kadar işe gidip çalışmaya devam edeceksin. Belki bilmiyorsundur diye yazdım. O yüzden sakin sakin ver istifanı. İş yerinden de iyilikle güzellikle ayrılmaya bak.
23 hiç geç değil. Hayırlı olsun.
0
Bence senin sikintin plaza insani olmak degil, calismak...yoksa bilmemkac defa 15 gun tatil demezdin. 23 yasinda oldugunu da dusunerek yeni girdigini farz ediyorum ise.
Kendi isinin patronu oldugunda yani calisma saatin dogrudan kazandigin parayla iliskili oldugunda o 15 gunde bile tatil yapamiyorsun bu bir. Smdi sen isten tatile gittiginde mailini telefonunu kapatabilirsin, dedigin kamera isinde boyle bi luksun yok gece gunduz ararlar seni bu iki.
Ha bi de 50 yasinda cocuklarinin ozel okul masrafini odemeyi kucumsemissin ya...bu sectigin meslekte 50 yasinda nerede olacaksin bi de onu dusun bakalim. Forografci birden cok arkadasim var. is geliyo 10binlik oh be guzel ama sonra aylarca is yok. Birak ozel okul masrafini, devlet okulunda kirtasiyeyi bile odeyemeyebilirsin. Bi etrafina bak allahaskina kac tane 50lik aile babasi fotografci amca var?
Ha ama sorunun direkt mevcut isinle ilgiliyse istifa et gitsin, baska plazada is ararsin
Kendi isinin patronu oldugunda yani calisma saatin dogrudan kazandigin parayla iliskili oldugunda o 15 gunde bile tatil yapamiyorsun bu bir. Smdi sen isten tatile gittiginde mailini telefonunu kapatabilirsin, dedigin kamera isinde boyle bi luksun yok gece gunduz ararlar seni bu iki.
Ha bi de 50 yasinda cocuklarinin ozel okul masrafini odemeyi kucumsemissin ya...bu sectigin meslekte 50 yasinda nerede olacaksin bi de onu dusun bakalim. Forografci birden cok arkadasim var. is geliyo 10binlik oh be guzel ama sonra aylarca is yok. Birak ozel okul masrafini, devlet okulunda kirtasiyeyi bile odeyemeyebilirsin. Bi etrafina bak allahaskina kac tane 50lik aile babasi fotografci amca var?
Ha ama sorunun direkt mevcut isinle ilgiliyse istifa et gitsin, baska plazada is ararsin
0
Üstte cevapları okumadım belki aynı şeyi söyleyen olmuştur ama çok fena gaza gelmişsin.
Hayat tatilde harcadığın 15 gün değildir.Bizim işyerinin plazasında akşam 17:00'de işten çıkıyorlar.Her işyeri aynı değil işten memnun değilsen iş değiştir ama bu sistemin kölesi olmuşuz laflarını da geçeceksin. Diğer işin çok mu rahat olacak sanıyorsun?
Bence daha düzgün bir iş bul.
Hayat tatilde harcadığın 15 gün değildir.Bizim işyerinin plazasında akşam 17:00'de işten çıkıyorlar.Her işyeri aynı değil işten memnun değilsen iş değiştir ama bu sistemin kölesi olmuşuz laflarını da geçeceksin. Diğer işin çok mu rahat olacak sanıyorsun?
Bence daha düzgün bir iş bul.
0
herkese tekrar merhaba.
öncelikle şunu açıklamak istiyorum. ben yukarıda yazdığım her şeyi kendime hitaben yazdım. bok gibi yaşıyorsun, kölesin şusun busun derken plaza insanlarına dğeil, kendime sesleniyordum. bu belli olmuştur diye düşündüm ama olmamış. amacım kimseyi küçümsemek değil. onların hepsini kendime söyledim. aranızda kırılmış olan yoktur umarım.
ve evet. az önce işi bıraktığımı söyledim. dur sonra konuşuruz gibi abuk bir cevap aldım:D sanırım ya ciddi olduğumu anlamadı ya da ikna etmeye çalışacak. kararım kesin. oh be, rahatladım....
öncelikle şunu açıklamak istiyorum. ben yukarıda yazdığım her şeyi kendime hitaben yazdım. bok gibi yaşıyorsun, kölesin şusun busun derken plaza insanlarına dğeil, kendime sesleniyordum. bu belli olmuştur diye düşündüm ama olmamış. amacım kimseyi küçümsemek değil. onların hepsini kendime söyledim. aranızda kırılmış olan yoktur umarım.
ve evet. az önce işi bıraktığımı söyledim. dur sonra konuşuruz gibi abuk bir cevap aldım:D sanırım ya ciddi olduğumu anlamadı ya da ikna etmeye çalışacak. kararım kesin. oh be, rahatladım....
0
babandan zengin değilsen ya da paraya çevireceğin sıradışı bir yeteneğin yoksa zevk almak zorundasın kardeş.
0
gel sen benim yerime geç. ben senin yerine geçeyim avmde çalışıyorum kaçta geldiğim gittiğim belli değil. müşterilerin hepsi gerizekalı hepsinden nefret ediyorum. sinemada çalışıyorum "dublaj"ın ne demek olduğunu bilmeyen mallarla uğraşıyorum. gel.
0
haklısın bok gibiyiz ama yapacak bir şey yok. plazada çalışmıyorum ama koşullar benzer. ağustos sonunda bir hafta izne çıkacağım bütün yıl onu bekliyorum. şimdi işimi bıraksam ortada kalıcam. ya da A firmasından çıkıp B'ye gireceğim hepsi de aynı bokun laciverti. ne iş kurabileceğim bir sermayem var, ne de sınıf atlayabileceğim bir yeteneğim.
benim de hayalim şu mesala:
www.boredpanda.com
ama birikimimiz çok az arabayı satsak 6 ayda dönmek zorunda kalırız. sonrası muamma. umarım istediğin gibi bir iş bulursun.
benim de hayalim şu mesala:
www.boredpanda.com
ama birikimimiz çok az arabayı satsak 6 ayda dönmek zorunda kalırız. sonrası muamma. umarım istediğin gibi bir iş bulursun.
0
evet dostlar az önce istifa ettim. güzel bir konuşma oldu, benden çok güzel bir şekilde 1-2 hafta devam etmemi rica etti. ben de tamam ne kadar süreye ihtiyacınız varsa devam edeyim, sizi zor durumda bırakmak istemem dedim.
oh be, ÇOK RAHATLADIM LAN:D
oh be, ÇOK RAHATLADIM LAN:D
0
tebrikler, cesur bir karar. ben de istifa edip artık hayalimdeki işleri yapmak istiyorum ancak banka borçlarım bitmene kadar beklemem lazım. darısı başıma:)
0
iş bulmadan bırakma diyecektim ki bulmuşsun zaten hayırlı olsun şimdiden.
23 çok erken bir yaş 30 undan sonra hayatını komple değiştiren insanlar var, yeni bir şeyler öğrenme ve üretme süreci hayatının sonuna kadar devam ediyor.
bi eleman vardı gazatecilik okumuş ve gazetecilik yapıyordu, askere gitti geldi ben ellerimle bişi yapmayı seviyorum dedi, gitti aşçılık kursuna girdi şimdi aşçılık yapıyor, adamın aklı askerlikten sonra başına geldi hayatını ona göre değiştirdi, yani ne yapmayı sevdiğini bulacan onu yapacan.
birde fakir ve gururlu adam vardı klişsesine girmene gerek yok, adam gibi ben bu işin adamı olmadığını anladım ayrılıyorum de olsun bitsin işte.
23 çok erken bir yaş 30 undan sonra hayatını komple değiştiren insanlar var, yeni bir şeyler öğrenme ve üretme süreci hayatının sonuna kadar devam ediyor.
bi eleman vardı gazatecilik okumuş ve gazetecilik yapıyordu, askere gitti geldi ben ellerimle bişi yapmayı seviyorum dedi, gitti aşçılık kursuna girdi şimdi aşçılık yapıyor, adamın aklı askerlikten sonra başına geldi hayatını ona göre değiştirdi, yani ne yapmayı sevdiğini bulacan onu yapacan.
birde fakir ve gururlu adam vardı klişsesine girmene gerek yok, adam gibi ben bu işin adamı olmadığını anladım ayrılıyorum de olsun bitsin işte.
0
@duşbeg,
ahahaha evet öyle oldu biraz. ancak çok güzel yaklaştılar konuya girdiğimde. güzel yaklaşan insana sert çıkmak olmaz, kimsenin kalbini kırmamak lazım...
@selam,
öyle oldu zaten sonunda. çok gaza gelince gözüm dönmüştü bir an:D ama dediğin gibi yaptım. içimde hala gaz var tabii ama bu şekliyle daha iyi oldu sanırım.
ahahaha evet öyle oldu biraz. ancak çok güzel yaklaştılar konuya girdiğimde. güzel yaklaşan insana sert çıkmak olmaz, kimsenin kalbini kırmamak lazım...
@selam,
öyle oldu zaten sonunda. çok gaza gelince gözüm dönmüştü bir an:D ama dediğin gibi yaptım. içimde hala gaz var tabii ama bu şekliyle daha iyi oldu sanırım.
0
alternatifin varsa, yaratabiliyorsan, sen bu değilsen durduğun hata. piyon olduğunun evet farkındasın ki bunu söylüyorsun. maaşın varsa, iş sahibi maaşını ödüyorsa evet işçisin. bunu anlamayanları da umursama. bu sistem bunlar yüzünden böyle zaten, o nedenle sen kendini kurtarırsın başkası değil.
www.youtube.com
alkışlıyorum. sadece tek bir uyarı yapacağım: ailen sağlık vs nedeniyle ileride paraya sıkışırsa kendini güçsüz hissetmemek için yedek 1-2 plan yaparsan fena olmaz.
www.youtube.com
alkışlıyorum. sadece tek bir uyarı yapacağım: ailen sağlık vs nedeniyle ileride paraya sıkışırsa kendini güçsüz hissetmemek için yedek 1-2 plan yaparsan fena olmaz.
0
Teyzesinin guzusu. Canını çok sıkıyolar di mi insanın? Amlarına koyayım onların. İlerde hayatına dönüp baktığında bu iş ufacık bi deneyim bi hatıra olarak kalıcak. Sen istediğin hayatı yaşamanın gururunu duyacaksın hep. Canını yerim. Öbdüm.
0
çocuk yaşını 23 diye yazınca yazdığı yapacağı şeyler hep ergen tribi olarak görülmüş. yaşını 30 yazsaydı da siz yine aynı ön yargıyla yaklaşıp yine ergen derdiniz, kaldı ki adam o kadar yazmış okumadan hala ne iş yapacaksın, babadan zengin misin ki falan, adam fotoğraf işiyle uğraşacağını okurken bile para alamadığını zengin olmadığını yazmış, buradan bile ön yargıyla yaklaştığınız anlaşılıyor. onda ki cesaret sizde olmadığı için sinirlenmeniz gayet normal. bir çok insan bir şeylere mecbur kaldığından yapmak zorunda olduğundan şuan sevmediği işte kalmak zorunda bunu da biliyorum onları ayrı tutuyorum, zorunluluğu kalmadığında onlarda başka bir kaçış yolu arayacaktır.
bende 29 yaşındayım aynı şeyleri bende onun gibi düşündüm ve bende istifa edeceğim hayallerim için uğraşacağım.
iyi yapmışsın 23 de olsan 33 de olsan bir şeyleri değiştirmek için geç mi erken mi diye düşünme. hiç bir şey için geç değildir.
Tebrik ederim.
bende 29 yaşındayım aynı şeyleri bende onun gibi düşündüm ve bende istifa edeceğim hayallerim için uğraşacağım.
iyi yapmışsın 23 de olsan 33 de olsan bir şeyleri değiştirmek için geç mi erken mi diye düşünme. hiç bir şey için geç değildir.
Tebrik ederim.
0
Ben okudum, baktım, gördüm diyene kadar istifayı basmışsın :D hayırlısı olsun. Bana kalsa "birkaç ay dişini sık para biriktir ki sonrasında yapacağın işlerde daha rahat hareket edebilesin" derdim garanticiliğimden ötürü.
Ama sonuç olarak mutluysan, kafan rahatsa en güzeli. Yaşın çok değil, bu dönemlerde insan pek çok şeyi değiştirip, 30'lu yaşlarına hazırlanabiliyor rahatça.
Ama sonuç olarak mutluysan, kafan rahatsa en güzeli. Yaşın çok değil, bu dönemlerde insan pek çok şeyi değiştirip, 30'lu yaşlarına hazırlanabiliyor rahatça.
0
destek veren, eleştiren, ciddiye alan-almayan, fikrini belirten herkese çok teşekkürler. karşıt fikirleri okumak da iyidir, insanın düşünmediği şeyleri düşündürür. aynı fikirleri okumak da güç verir. o yüzden hepinize teşekkür ediyorum, iyi geldi gerçekten.
0
hayat n'aparsın. zengin patronun oğlu olarak da doğabilir, instagram'da bodrum fotoğrafları paylaşabilirdin. o zaman öfkelenmez ve kapital sermaye falan düşünmezdin.
la noix +1. çalışmayı sevmeyen sevmez.
la noix +1. çalışmayı sevmeyen sevmez.
0
seni kıskanan o kadar çok kişi var ki.
istifa edecek gücü bulduğun için tebrik ediyorum. hiçbi zaman bu işin kadar iyi bi iş bulamasan bile pişman olmayacaksın.
tebrik ederim. hayırlısı olsun. sabah kalmak için güzel sebeplerin olsun, yeni işin mutluluk versin
istifa edecek gücü bulduğun için tebrik ediyorum. hiçbi zaman bu işin kadar iyi bi iş bulamasan bile pişman olmayacaksın.
tebrik ederim. hayırlısı olsun. sabah kalmak için güzel sebeplerin olsun, yeni işin mutluluk versin
0
tebrikler tebrikler:D yolun acik olsun.
darisi yapmak isteyip de yapamayanlarin basina!!! Gelismelerden haberdar et bizleri de.
Eksiduyuru loves you :3
darisi yapmak isteyip de yapamayanlarin basina!!! Gelismelerden haberdar et bizleri de.
Eksiduyuru loves you :3
0
bay muskulpesent
Genelde facebook'ta kapak fotoğrafı olarak karşıma çıkıyor, 4 ya da 5 tane marjinal tipli adam gömlekli sarı gözlüklü falan serseri tipler. Bir tanesi yanılmıyorsam kameraya çok yakın açıdan bakıyor, filmden bir sahne ya da belkide filmin posterinden olsa gerek. Bu kadar bilgiyle filmin ne olduğunu
Genelde facebook'ta kapak fotoğrafı olarak karşıma çıkıyor, 4 ya da 5 tane marjinal tipli adam gömlekli sarı gözlüklü falan serseri tipler. Bir tanesi yanılmıyorsam kameraya çok yakın açıdan bakıyor, filmden bir sahne ya da belkide filmin posterinden olsa gerek. Bu kadar bilgiyle filmin ne olduğunu söyleyene cidden bravo tabi.
0
@scent of a pastrami daha türk tipli elemanlar bahsettiklerim. film türk filmi dahi olabilir. biri bıyıklı adamlardan. a clockwork orange kolay oldu tahmin için. :)
0
marjinal tipli serseri falan diyince ilk o film geliyor akla :)
daha çok detay lazım...
daha çok detay lazım...
0
@scent of a pastrami elemanlardan birinin sarı gözlükleri var, kameranın dibinde olan bu karakter diye hatırlıyorum, dişleri de ayrık sanırım. bıyıklı elemanın saçları uzun diye hatırlıyorum, memoli tarzı. gömlek ve ceket tarzı giyimleri vardı.
0
@scent of a pastrami filmi buldun :) sonunda kafam rahatladı, çok teşekkür ederim.
@godoşu beklerken bu da tanıma uyuyor ama big lebowski de a clockwork orange gibi kolay olurdu tahmin için, teşekkürler sana da :)
@godoşu beklerken bu da tanıma uyuyor ama big lebowski de a clockwork orange gibi kolay olurdu tahmin için, teşekkürler sana da :)
0
alice practice
bunu herkes yaşıyor mu ya? içkiye düşkünüm, hiç içmemek de bir seçenek değil o nedenle.sabah bir kalkıyorum, hayatımı mahfettiğimi, berbat bir insan olduğumu, bundan sonra düzelemeyeceğimi, bu şekilde yaşamaktansa ölmenin daha iyi olduğunu düşünüyorum. ne özsaygı kalıyor, ne kendine güven. yaptıklar
bunu herkes yaşıyor mu ya? içkiye düşkünüm, hiç içmemek de bir seçenek değil o nedenle.
sabah bir kalkıyorum, hayatımı mahfettiğimi, berbat bir insan olduğumu, bundan sonra düzelemeyeceğimi, bu şekilde yaşamaktansa ölmenin daha iyi olduğunu düşünüyorum. ne özsaygı kalıyor, ne kendine güven. yaptıklarımı hatırlayıp mideme kramplar giriyor, diyorum ki işte bu kadarmış, hayatının kalanını mahfettin, bundan bir kurtuluş yok.
şimdi böyle yazınca orgyden orgye koşmuş, adam öldürmüş, satanist ayin yapmış gibi oldu ama. kimi zaman en basitinden söylediğim bir laf bile olabiliyor bu, sarhoşlukla saçmalak bile ertesi sabahında bu etkiyi yapıyor.
sabah bir kalkıyorum, hayatımı mahfettiğimi, berbat bir insan olduğumu, bundan sonra düzelemeyeceğimi, bu şekilde yaşamaktansa ölmenin daha iyi olduğunu düşünüyorum. ne özsaygı kalıyor, ne kendine güven. yaptıklarımı hatırlayıp mideme kramplar giriyor, diyorum ki işte bu kadarmış, hayatının kalanını mahfettin, bundan bir kurtuluş yok.
şimdi böyle yazınca orgyden orgye koşmuş, adam öldürmüş, satanist ayin yapmış gibi oldu ama. kimi zaman en basitinden söylediğim bir laf bile olabiliyor bu, sarhoşlukla saçmalak bile ertesi sabahında bu etkiyi yapıyor.
0
Kararında içmeye çalışın. İlla zil zurna sarhoş yatağa girmek zorunda değilsiniz. Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
Arada biz de ne saçmalamışız lan diyoruz.
Arada biz de ne saçmalamışız lan diyoruz.
0
bir de bir kere hafif sarhoş hale gelince, mantığım siliniyor, daha da içme isteğini durduramıyorum. yani mesela 3 bira alıp eve geliyorum, bunları içip yatarım diyorum. ancak o noktada tamam biralar bitti yatayım diyemiyorum, bir tane daha, bir tane daha derken, 6-7 ye tamamlıyorum. öyle çok içerim yıkılmam bir bünyem de yok.
0
Olmak istediğin kişiyle olduğun kişi arasında fark var demek ki. O nefret değerli, biraz daha büyür ve aldığın zevkin üstüne çıkarsa yerini mutluluğa bırakır belki.
0
@murphy ağır alkollü içecek tüketmiyorum. dediğim gibi çok da içmiyorum aslında. ama herkesin sarhoş olma eşiği farklı.
@ciğerdelen her gün bu şekilde içmiyorum doğal olarak 1-2 ayda bir bu şekilde, fazla içmiş, saçmalamış oluyorum.
@ciğerdelen her gün bu şekilde içmiyorum doğal olarak 1-2 ayda bir bu şekilde, fazla içmiş, saçmalamış oluyorum.
0
işte o nedenle oluyor bunlar. bence bir akşam rakı içip denemelisin. gerçekten sarhoş olduğunda neler oluyor ona bi bak.
0
@harvey +1
bizim gibi sürekli maskelerle dolaşan insanlar bir nevi maskelerini çıkartıyorlar. ben neler yapmadım ki. üstünden yıllar geçti, sikimde değil, ama aklıma geldikçe karnıma sancılar giriyor.
ben içerken sosyal medya, telefondan uzaklaşırım. çok samimi olmadığım ortamda önce onların sarhoş olmasını bekler ondan sonra içkiye öküz gibi yumulurum. o saatten sonra kimse bişi siklemez zaten.
bizim gibi sürekli maskelerle dolaşan insanlar bir nevi maskelerini çıkartıyorlar. ben neler yapmadım ki. üstünden yıllar geçti, sikimde değil, ama aklıma geldikçe karnıma sancılar giriyor.
ben içerken sosyal medya, telefondan uzaklaşırım. çok samimi olmadığım ortamda önce onların sarhoş olmasını bekler ondan sonra içkiye öküz gibi yumulurum. o saatten sonra kimse bişi siklemez zaten.
0
maske herkese lazım sıkıyorsa mal gibi adam kullanan bölüm başkanına brn senin aq de bakayım.
o kadar övmeyin maskesizliği herkese lazım
o kadar övmeyin maskesizliği herkese lazım
0
ben lisedeyken ailecek görüştüğümüz bir arkadaşım bize gelmişti ve ebeveynler ve biz ayrı ayrı içmiştik. ben bant oldum. sonra o zamanki sevgilimle ne bok yediysek o kafayla herşeyi bizimkilere anlatmışım, french kissler kondomlar havada uçuşmuştu yani :) sonra tövbe ettim.
0
Yok, oyle olmuyor. Sadece "ne kadar aptal dans ettim oyle" gibi seyler diyorum ertesi gun.
0
adabıyla içmeyi bir bok zannedip otu boku karıştırıp içerek edepli edepli yerimde durduğum oldu. araya bir kahve 5-10 dk açık havada voltalar ekliyordum. sulandırıyordum vs. yerimde otursam da olurdu ama zaten pis bir asosyal olarak sorun kalabalıkta ne yapacağını şaşırmak oluyordu benim için. içmek ve güzel müzik beklemekten başka bir eylem veya eylemsi yoktu, konuşmaya çabalamak, tanışmak, kaynaşmak hiç sevmem hep kendiliğinden olsun isterim o nedenle sıkıntılı geliyordu bana.
samimi bir gruplaysam da onu sömürmek istediğimden içerken kontrolleri kaldırdım bir dönem.
ertesi sabah kendi kendime yerin dibine girdiğim durumlar oldu*. ağzıyla içmeme döneminin getirilerini sorguladım sonra. ben dans edemeyen bir kütüğüm. dans etmek zaten şeyimde değil. rock çalsın ve ben kopayım, elim kolum havaya savrulsun, gelip biri bana ritme uymadığımı söylemesin amk umrumda değil, gezegenim ben o an, istediğim şey sadece o.
o nedenle ayıklık şoklarına rağmen bir süre bunu sürdürdüm. şimdi evde arada biralarla ruh detoksu yapıyorum. istekliyken ve arık hiçbir halt içmiyorken direkt çakırkeyifliğe ulaşıyorum ve biraz daha ileri gidip sarhoşlukla çakırkeyiflik arası bir yer bulup orada kalabildiğim kadar kalıyorum vs.
ben de oradan oraya koşturmadım. zamanında çok içmişim etmişim gibi oldu ama alakası yok. sadece kısa süreli yoğun içtiğim dönemler oldu. ben ne edepli olmak, ne de içimdeki canavarları öyle herkes yanında çıkartmak istediğimden (yumuşak karın) böyle yapıyorum. saçma sapan davranmamak için kendini kontrol edip durmak bence içmeyi astarı yüzünden pahalı bir iş yapıyor. ne dehidrasyon yaşarım bunun için, ne baş çatlaması, boğaz kuruluğu vs.
uzun oldu ama işte, anlayacağınız, önerim bu. mantık silinmesi demişsiniz ya, silmek istediğinizden oluyor o. zaten mesele o, daha doğrusu benim için oydu. ben onu fark ettikten sonra bu iş benim içkiyi de alışkanlık yapmama kadar gider dedim. bira bende de o dediğinizi yapıyor bu arada, yalnız sigarayla iyi gittiğinden öyle oluyor bende ve güzel zamanı uzatıyor, elde birayla kafayı baba o'riley keman solosu eşliğinde sağa sola koparasıya sallamak kişisel bir ayin haline geliyor falan... gerçi onu da azalttım artık. vücut ne isterse onu fark edin ve yapabiliyorsanız da yapın bence.
samimi bir gruplaysam da onu sömürmek istediğimden içerken kontrolleri kaldırdım bir dönem.
ertesi sabah kendi kendime yerin dibine girdiğim durumlar oldu*. ağzıyla içmeme döneminin getirilerini sorguladım sonra. ben dans edemeyen bir kütüğüm. dans etmek zaten şeyimde değil. rock çalsın ve ben kopayım, elim kolum havaya savrulsun, gelip biri bana ritme uymadığımı söylemesin amk umrumda değil, gezegenim ben o an, istediğim şey sadece o.
o nedenle ayıklık şoklarına rağmen bir süre bunu sürdürdüm. şimdi evde arada biralarla ruh detoksu yapıyorum. istekliyken ve arık hiçbir halt içmiyorken direkt çakırkeyifliğe ulaşıyorum ve biraz daha ileri gidip sarhoşlukla çakırkeyiflik arası bir yer bulup orada kalabildiğim kadar kalıyorum vs.
ben de oradan oraya koşturmadım. zamanında çok içmişim etmişim gibi oldu ama alakası yok. sadece kısa süreli yoğun içtiğim dönemler oldu. ben ne edepli olmak, ne de içimdeki canavarları öyle herkes yanında çıkartmak istediğimden (yumuşak karın) böyle yapıyorum. saçma sapan davranmamak için kendini kontrol edip durmak bence içmeyi astarı yüzünden pahalı bir iş yapıyor. ne dehidrasyon yaşarım bunun için, ne baş çatlaması, boğaz kuruluğu vs.
uzun oldu ama işte, anlayacağınız, önerim bu. mantık silinmesi demişsiniz ya, silmek istediğinizden oluyor o. zaten mesele o, daha doğrusu benim için oydu. ben onu fark ettikten sonra bu iş benim içkiyi de alışkanlık yapmama kadar gider dedim. bira bende de o dediğinizi yapıyor bu arada, yalnız sigarayla iyi gittiğinden öyle oluyor bende ve güzel zamanı uzatıyor, elde birayla kafayı baba o'riley keman solosu eşliğinde sağa sola koparasıya sallamak kişisel bir ayin haline geliyor falan... gerçi onu da azalttım artık. vücut ne isterse onu fark edin ve yapabiliyorsanız da yapın bence.
0
whimsical
Hepimizde var biraz da, ne kadar var? :) http://psychcentral.com/quizzes/narcissistic.htmBenim skorum ortalama aralıkta, alt sınırda çıktı. Şöyle ki:Your Total: 12Between 12 and 15 is average.Celebrities often score closer to 18.Narcissists score over 20.Authority: 2.00 Self-Sufficiency: 4.00 Sup
Hepimizde var biraz da, ne kadar var? :)
psychcentral.com
Benim skorum ortalama aralıkta, alt sınırda çıktı.
Şöyle ki:
Your Total: 12
Between 12 and 15 is average.
Celebrities often score closer to 18.
Narcissists score over 20.
Authority: 2.00
Self-Sufficiency: 4.00
Superiority: 2.00
Exhibitionism: 1.00
Exploitativeness: 0.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 1.00
Sizinki nasıl?
psychcentral.com
Benim skorum ortalama aralıkta, alt sınırda çıktı.
Şöyle ki:
Your Total: 12
Between 12 and 15 is average.
Celebrities often score closer to 18.
Narcissists score over 20.
Authority: 2.00
Self-Sufficiency: 4.00
Superiority: 2.00
Exhibitionism: 1.00
Exploitativeness: 0.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 1.00
Sizinki nasıl?
0
Ben buna inanmadim. 4-5 soruda cok arada kaldim. Iki sik da cok dogru ve birbirinden bagimsiz geldi. Tekrar bakacagim onlari degistirince ne oluyor diye. Bu kadar alcakgonullu de degilim arkadas, bilmis bilmis dolasiyorum.
Your Total: 8
Authority: 0.00
Self-Sufficiency: 2.00
Superiority: 1.00
Exhibitionism: 2.00
Exploitativeness: 1.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 0.00
Edit: Kokledim, 9 oldu. Exhibitionism 3'e cikti. Daha da degistirirsem, ben olmayacak.
Edit: Zaman gectikce daha da silik, hortlak gibi hissetmeye basladim kendimi. Tekrar tekrar yaptim ama 9'u gecemedim.
Your Total: 8
Authority: 0.00
Self-Sufficiency: 2.00
Superiority: 1.00
Exhibitionism: 2.00
Exploitativeness: 1.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 0.00
Edit: Kokledim, 9 oldu. Exhibitionism 3'e cikti. Daha da degistirirsem, ben olmayacak.
Edit: Zaman gectikce daha da silik, hortlak gibi hissetmeye basladim kendimi. Tekrar tekrar yaptim ama 9'u gecemedim.
0
Your Total: 14
Between 12 and 15 is average.
Celebrities often score closer to 18.
Narcissists score over 20
Authority: 5.00
Self-Sufficiency: 3.00
Superiority: 0.00
Exhibitionism: 0.00
Exploitativeness: 2.00
Vanity: 0.00
Entitlement: 4.00
Between 12 and 15 is average.
Celebrities often score closer to 18.
Narcissists score over 20
Authority: 5.00
Self-Sufficiency: 3.00
Superiority: 0.00
Exhibitionism: 0.00
Exploitativeness: 2.00
Vanity: 0.00
Entitlement: 4.00
0
Your Total: 32
Narcissistic Trait
Authority: 7.00
Self-Sufficiency: 6.00
Superiority: 5.00
Exhibitionism: 4.00
Exploitativeness: 3.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 5.00
Narcissistic Trait
Authority: 7.00
Self-Sufficiency: 6.00
Superiority: 5.00
Exhibitionism: 4.00
Exploitativeness: 3.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 5.00
0
Yahu ben kendimi çok mütevazi hissettim sizin skorları görünce. Tabi aychovsky'nin skoru varken benimki yine fazla ama! :D
Ben de tekrar yapayım bakayım, kaç çıkacak.
Ben de tekrar yapayım bakayım, kaç çıkacak.
0
Endişelenme mdc, seni geçemedim. :) En kasıntı halimle cevapladım, 18 oldu.
Authority: 5.00
Self-Sufficiency: 4.00
Superiority: 3.00
Exhibitionism: 1.00
Exploitativeness: 2.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 1.00
Authority: 5.00
Self-Sufficiency: 4.00
Superiority: 3.00
Exhibitionism: 1.00
Exploitativeness: 2.00
Vanity: 2.00
Entitlement: 1.00
0
Benimki 20, erkek arkadaşımın ki 2 çıktı hala gülüyoruz. Kendime yaparken I am an extraordinary person şıkkını işaretledim sonra da öyleyim değil mi diye sordum boş yere sonuca bakma bence dedi :D
Your Total 2:
Narcissistic Trait
Authority: 0.00
Self-Sufficiency: 0.00
Superiority: 0.00
Exhibitionism: 0.00
Exploitativeness: 2.00
Vanity: 0.00
Entitlement: 0.00
Your Total 20:
Narcissistic Trait
Authority: 3.00
Self-Sufficiency: 3.00
Superiority: 4.00
Exhibitionism: 4.00
Exploitativeness: 1.00
Vanity: 1.00
Entitlement: 4.00
Şu exploitativeness niye 1 çıktı anlamadım ama kimseden bir şey beklemiyorum şıklarını işaretledim hep.
Your Total 2:
Narcissistic Trait
Authority: 0.00
Self-Sufficiency: 0.00
Superiority: 0.00
Exhibitionism: 0.00
Exploitativeness: 2.00
Vanity: 0.00
Entitlement: 0.00
Your Total 20:
Narcissistic Trait
Authority: 3.00
Self-Sufficiency: 3.00
Superiority: 4.00
Exhibitionism: 4.00
Exploitativeness: 1.00
Vanity: 1.00
Entitlement: 4.00
Şu exploitativeness niye 1 çıktı anlamadım ama kimseden bir şey beklemiyorum şıklarını işaretledim hep.
0
@godosu beklerken: Biz de onun laflamasini yapiyorduk ozelde. Bazi sorulara 'both' ya da 'neither' gibi secenekler verilse ne guzel olur diyorduk. Bu kadar 0-1 olmayaydi keske. O soru benim de icime sinmeyen bir soru oldu.
0
godoşu beklerken: Diyelim ki kafana silah dayadılar, ikisinden birini seçmek zorundasın, hangisi olurdu? :D Ben bu şekilde düşünerek yanıtladım.
Ek: Özellikle de şu soruları öyle yanıtladım: 5, 12, 26, 29, 38, 39, 40
Ek: Özellikle de şu soruları öyle yanıtladım: 5, 12, 26, 29, 38, 39, 40
0
@godosu beklerken: Yonetim Bilimlerinin ilk maddesi der ki iki kisinin oldugu yerde yonetim baslar. Guc bazen birinin elindedir, bazen digerinin elindedir. Dengeli bir iliskide gucun surekli ve duzenli el degistirmesini gerektirir. Yetki ise farkli bir kavramdir. Her yetkili olan guclu olmayabilir ve guc yetkiyi bastirir. Ornegin, parayi guc kaynagi olarak kullanarak rusvet verenler yetki kullanimini engellemis olur. Bu yuzden de guc>yetki... diye baslayip devam ediyor. Burada da sanirim o kabul esas alinmis; yani denge oldugunda da zaman zaman yonetirsin, zaman zaman yonetilirsin. Ornegin, aksam yemeginde ne yenecegi karari ortak olsa bile bu iki gucun surekli el degistirmesinin sonucu ortaya cikmis bir karardir. Sen "Evde yiyelim", karsindaki "Disarida yiyelim" demis olabilir ama ortak karariniz "Bahcede yiyelim" ikinizin de esit guclu oldugunu, hem yonetildiginizi hem yonettiginizi gosterir. Bu alanin bilimleri "ne yonetilirim, ne yonetirim"i cok net reddediyor. Ustune kurulan her calisma "Bir kisi varsa yonetimden soz edilmez, ikinci kisi geldigi anda yonetim kavrami dogar ve devam eder, hic bitmez" diyor. Onlar da bu calismalari baz almis olabilirler.
Belki bunu derecelendirmek daha mantikli olabilirdi. Ornegin 7'lik olcekte ne kadar yonetilip ne kadar yonetmeyi sevdigi sorulabilirdi. Bu kabul ile tam ortayi isaretleyerek aslinda "Yonettigim kadar yonetilirim" dedigi anda "Ne karsimdakini yonetmeyi ne karsimdaki tarafindan yonetilmeyi seviyorum" demis olabilirdi.
Seninle ayni dusuncedeyim de, "Kisilerin bakis acisi bu olabilir" diye niye onlari savundum, onu da ben bilmiyorum. Otobusu de kacirdim, bir sonrakine bineyim bari. :)
@godoşu beklerken'in alttaki cevabına cevap (Ortalığı kirletmeyeyim dedim)
"dışarısı ve ev iki geçerli istek iken bahçe istenmeyen fakat uzlaşarak varılan bir üçüncü şık. iki karakterin de istediği olmuş değil" kısmını şöyle açıklayabilirim: Benim verdiğim örnekte zamanda bir atlama oldu. Yani biri "Evde yiyoruz" dedi, diğeri "Dışarıda yiyoruz" dedi. Diğer cümlede birden bahçede yediler. Şimdi burada şöyle bir durum var. Evet, bütünsel olarak baktığında bir yönetim olmayabilir ama bu zaman içindeki bileşkelerinin toplamı. Yani bu karar birdenbire verilmiyor. Tartışılıyor ve tartışılırken yönetim bir birinin bir diğerinin elinde oluyor. Zamanın sürekliliği içinde yönetim devam ediyor. Örneğin, biri "Hayır, evde", diğeri "Hayır, bahçede" dediği anda bir biri yönetimi eline alıyor, bir diğeri. Ama tersi olsaydı "Tamam, senin dediğin olsun, dışarıda" dese ilki, diğeri de "Yok, senin dediğin olsun, evde" derse, bu sefer de yönetimi birbirlerine devrederek hala bir yönetimden söz ediyoruz. Tabii bu yönetim güçlerinin bileşkeleri en sonda 0'a ulaşmış olabilir ama süreklilik içinde yönetim bir birinde bir diğerinde. Bu "iyi yönetici" olmadığı anlamına gelir ama yönetim kavramının olmadığı anlamına gelmez.
Bu durumda birisi "Yemeğe gitmiyorum" dese ve yemeğe gitmezse, yönetim onun elinde olmuş olur. Çünkü istekler de statik değil, zaman içinde değişiyor. Kişinin de isteği değişiyor. Bu yüzden, o anda ayağını sertçe basıp "Hayır" dediği anda güç onun eline geçmiş oluyor. Kararsızlık durumları da krizden ziyade süreç oluyor.
Demokrasi de benzer bir şekilde tanımlanıyor. Yani büyük resimde demokrasi elde edilebilir ama süreklilik içinde imkansızdır. Yönetimin yönleri ve büyüklüklerinin bileşkesi demokratik de olabilir, başka türlü de.
Anketteki like'ı ise şöyle yorumluyorum: Eğer elindeki gücü kullanman veya karşı tarafa teslim etmen için her türlü uygun şart hazırsa senin doğandan ne çıkar?
Ben optimizasyoncuyum, sayısalcıyım, matematikçiyim. 10 sene önce aldığım dersten hatırladıklarım bunlar :)
Belki bunu derecelendirmek daha mantikli olabilirdi. Ornegin 7'lik olcekte ne kadar yonetilip ne kadar yonetmeyi sevdigi sorulabilirdi. Bu kabul ile tam ortayi isaretleyerek aslinda "Yonettigim kadar yonetilirim" dedigi anda "Ne karsimdakini yonetmeyi ne karsimdaki tarafindan yonetilmeyi seviyorum" demis olabilirdi.
Seninle ayni dusuncedeyim de, "Kisilerin bakis acisi bu olabilir" diye niye onlari savundum, onu da ben bilmiyorum. Otobusu de kacirdim, bir sonrakine bineyim bari. :)
@godoşu beklerken'in alttaki cevabına cevap (Ortalığı kirletmeyeyim dedim)
"dışarısı ve ev iki geçerli istek iken bahçe istenmeyen fakat uzlaşarak varılan bir üçüncü şık. iki karakterin de istediği olmuş değil" kısmını şöyle açıklayabilirim: Benim verdiğim örnekte zamanda bir atlama oldu. Yani biri "Evde yiyoruz" dedi, diğeri "Dışarıda yiyoruz" dedi. Diğer cümlede birden bahçede yediler. Şimdi burada şöyle bir durum var. Evet, bütünsel olarak baktığında bir yönetim olmayabilir ama bu zaman içindeki bileşkelerinin toplamı. Yani bu karar birdenbire verilmiyor. Tartışılıyor ve tartışılırken yönetim bir birinin bir diğerinin elinde oluyor. Zamanın sürekliliği içinde yönetim devam ediyor. Örneğin, biri "Hayır, evde", diğeri "Hayır, bahçede" dediği anda bir biri yönetimi eline alıyor, bir diğeri. Ama tersi olsaydı "Tamam, senin dediğin olsun, dışarıda" dese ilki, diğeri de "Yok, senin dediğin olsun, evde" derse, bu sefer de yönetimi birbirlerine devrederek hala bir yönetimden söz ediyoruz. Tabii bu yönetim güçlerinin bileşkeleri en sonda 0'a ulaşmış olabilir ama süreklilik içinde yönetim bir birinde bir diğerinde. Bu "iyi yönetici" olmadığı anlamına gelir ama yönetim kavramının olmadığı anlamına gelmez.
Bu durumda birisi "Yemeğe gitmiyorum" dese ve yemeğe gitmezse, yönetim onun elinde olmuş olur. Çünkü istekler de statik değil, zaman içinde değişiyor. Kişinin de isteği değişiyor. Bu yüzden, o anda ayağını sertçe basıp "Hayır" dediği anda güç onun eline geçmiş oluyor. Kararsızlık durumları da krizden ziyade süreç oluyor.
Demokrasi de benzer bir şekilde tanımlanıyor. Yani büyük resimde demokrasi elde edilebilir ama süreklilik içinde imkansızdır. Yönetimin yönleri ve büyüklüklerinin bileşkesi demokratik de olabilir, başka türlü de.
Anketteki like'ı ise şöyle yorumluyorum: Eğer elindeki gücü kullanman veya karşı tarafa teslim etmen için her türlü uygun şart hazırsa senin doğandan ne çıkar?
Ben optimizasyoncuyum, sayısalcıyım, matematikçiyim. 10 sene önce aldığım dersten hatırladıklarım bunlar :)
0
16 çıktı.
Not: linki açmadım.
Not: kendim kendime narsizm puanı verdim, kendime torpil geçtim, sevdiğim insanlara torpil geçerim. Kendime de 16 üzerinden 16 puan verdim.
Not: linki açmadım.
Not: kendim kendime narsizm puanı verdim, kendime torpil geçtim, sevdiğim insanlara torpil geçerim. Kendime de 16 üzerinden 16 puan verdim.
0
(bkz: güzel ama ingiliççe)
şerefsiz çıktım, 22.
Authority: 5.00
Self-Sufficiency: 2.00
Superiority: 3.00
Exhibitionism: 1.00
Exploitativeness: 3.00
Vanity: 3.00
Entitlement: 5.00
***
self safişınsi 2 ama authority 5, superiority 3. ruh hastasısın demek oluyo sanırım bu sajhfjsakl. kendine yetemeyen lider mi olur?
şerefsiz çıktım, 22.
Authority: 5.00
Self-Sufficiency: 2.00
Superiority: 3.00
Exhibitionism: 1.00
Exploitativeness: 3.00
Vanity: 3.00
Entitlement: 5.00
***
self safişınsi 2 ama authority 5, superiority 3. ruh hastasısın demek oluyo sanırım bu sajhfjsakl. kendine yetemeyen lider mi olur?
0
rayde
Gelin anket yapiyorum.kediniz kac kilo? Benim okuz 5 kiloya dayanmış.
Gelin anket yapiyorum.
kediniz kac kilo? Benim okuz 5 kiloya dayanmış.
kediniz kac kilo? Benim okuz 5 kiloya dayanmış.
0
kız: 5.4 kg
oğlan 1&2: 3-3.5 kg
kızım kısırlaştırıldığından beri edmund honda'ya bağladı. bir uçuşta isterse iki oğlanı yere seriyor (WWE'ye daha çok uyuyor, John Cena'yı döver)
oğlan 1&2: 3-3.5 kg
kızım kısırlaştırıldığından beri edmund honda'ya bağladı. bir uçuşta isterse iki oğlanı yere seriyor (WWE'ye daha çok uyuyor, John Cena'yı döver)
0
1.5 yaşındaki 5.3 kg, kısırlaştırıldı ilave kilo almadı. (barf diyet)
5 aylık olan 2.6 kg
5 aylık olan 2.6 kg
0
itinayla bozuk kafa tamir edilir
uzatmadan geçeyim, lost tarzı dizi önerisi bekliyorum. şu an 5.sezondayım bitirince boşlukta kalmamak için lost gibi gizem yaratan, çok detay barındıran, insana sürekli teori ürettiren bir dizi arıyorum. film de olur açıkçası. her türlü önerinize açığım.
uzatmadan geçeyim, lost tarzı dizi önerisi bekliyorum. şu an 5.sezondayım bitirince boşlukta kalmamak için lost gibi gizem yaratan, çok detay barındıran, insana sürekli teori ürettiren bir dizi arıyorum. film de olur açıkçası. her türlü önerinize açığım.
0
breakin bad izledim, kaçmaz.
person of interest'i 3.sezona kadar izledim de çok tekrara girdi sanki, fringe'ı aldım listeye şimdi. predestination'ı da izledim. :)
person of interest'i 3.sezona kadar izledim de çok tekrara girdi sanki, fringe'ı aldım listeye şimdi. predestination'ı da izledim. :)
0
@itinayla bozuk kafa tamir edilir
filmle ilgili olan şeyi sil bence :)
ayrıca person of interest 4. sezonda efsaneleşiyor. bırakmakla kötü etmişsin :)
filmle ilgili olan şeyi sil bence :)
ayrıca person of interest 4. sezonda efsaneleşiyor. bırakmakla kötü etmişsin :)
0
fringe+1, başlarda sıkıyor ama bekleyip görmek gerek, sabrınız yoksa hiç başlamayın.
0
@uuth
haklısınız, sildim.
person of interest'i de alıyorum o zaman listeye, en olmadı benjamin linus için izlerim. :)
@ekaterina
sabırlıyımdır, zaten fringe da jj abrams yapımıymış. lost'tan sonra başlayacağım ilk dizi belli oldu.
haklısınız, sildim.
person of interest'i de alıyorum o zaman listeye, en olmadı benjamin linus için izlerim. :)
@ekaterina
sabırlıyımdır, zaten fringe da jj abrams yapımıymış. lost'tan sonra başlayacağım ilk dizi belli oldu.
0
fringe izlemeyin.dizinin olay örgüsü o kadar çok tekrarlıyor ki yeteri kadar zekiyseniz 1.sezonda bırakırsınız.ben 3.5 sezonda bıraktım ehehe
0
@rakicandir
lost da çok dallı budaklı ilerlemiyordu neticede. bu işi zekaya bağlarsak lost da ilk bölümden belliydi :)
lost benzeri bir dizi işte fringe. kötü de değil, şaheser de.
lost da çok dallı budaklı ilerlemiyordu neticede. bu işi zekaya bağlarsak lost da ilk bölümden belliydi :)
lost benzeri bir dizi işte fringe. kötü de değil, şaheser de.
0
lost her bölümde farklı hikayeler işlediği gibi her bölümün sonunda bazı şeyler açığa kavuşmuyordu,tam tersine ulan acaba gelecek bölümde ne olacak diye soruyordun.
üstelik ilk bölümden de belli olmuyor lostun sonu.sen ben zaten tahmin etmiştim yeaa diyorsan o ayrı tabi.
fringe'de her bölüm ise aynı mantıkla ilerliyor.her bölümde bir olay oluyor,o olay bölüm sonunda açığa kavuşuyor.bu sırada da ilerleyen bir hikaye var.
üstelik ilk bölümden de belli olmuyor lostun sonu.sen ben zaten tahmin etmiştim yeaa diyorsan o ayrı tabi.
fringe'de her bölüm ise aynı mantıkla ilerliyor.her bölümde bir olay oluyor,o olay bölüm sonunda açığa kavuşuyor.bu sırada da ilerleyen bir hikaye var.
0
The lost room tam sana göre.
Fantastik olmayan ama heyecanı bol How To Get Away With Murder. Tek sezonu var şu anda.
Fantastik olmayan ama heyecanı bol How To Get Away With Murder. Tek sezonu var şu anda.
0
@rakicandir
lost'u benimsemişsiniz anladığım kadarıyla, fringe kötü size göre peki var mı önerdiğiniz bir dizi/film?
lost'u benimsemişsiniz anladığım kadarıyla, fringe kötü size göre peki var mı önerdiğiniz bir dizi/film?
0
Bende bir Lost fanı olarak Lostçulara destek vereyim dedim. Lost'u o kadar merak ediyordum ki sabaha kadar uyumuyordum izlemek için. Fringe'i hiç beğenemedim. Ama bence bu tamamen zevk meselesi. Bilim kurgu seven biri değilim galiba o yüzden. Birde her bölüm farklı konu çok sıktı beni.
Öneri olarak ben Game of Thrones diyorum.
Öneri olarak ben Game of Thrones diyorum.
0
Valla şu ana kadar lost tadı uyandıran bir dizi olmadı.lost fanıymışım gibi algılanmış sanırım ama değilim.5.sezondan itibaren insanı uyuşturup sıkmaya başlayacak mesela lost.
ben de çok dizi izleyen birisi değilim.yani lost tarzında bir dizi öneremiyorum. muhakkak bir sürü öneri gelecektir. onun dışında belki the black mirror size sıra dışı gelebilir.
ben de çok dizi izleyen birisi değilim.yani lost tarzında bir dizi öneremiyorum. muhakkak bir sürü öneri gelecektir. onun dışında belki the black mirror size sıra dışı gelebilir.
0
lost kalitesinde gizemli bir dizi yapılmadı. o yüzden ona benzer bir dizi öneremiyorum.
0
Fringe izleme. Zaman kaybı. Utopia var. 2 sezon çıktı 12 bölüm .3 . Sezon belli değil çıkmaz belki ama çok sağlam dizi. Fargo ve true detective izle derim ben. Kalite üst seviyelerde
0
bildiğim kadarıyla lost kadar ileriye ve sonra da geriye referans veren bir dizi yok o nedenle gizem unsuru açısından bu boş bir arayış olur gibime geldi.
onun dışında fringe+1
not: az bildiğim de diğer bir gerçek. person of interest vb şu başlık altında izlemediğim bir sürü dizi var.
onun dışında fringe+1
not: az bildiğim de diğer bir gerçek. person of interest vb şu başlık altında izlemediğim bir sürü dizi var.
0
tüm öneriler için teşekkürler.
yalnız ben şu fringe meselesine takıldım. ortalama bir yorum yok. kiminiz efsane diyor kiminiz tahammül edilmez. :) uçuk bir dizi herhalde ama denemek şart ben de hoşuna giden kesimden olurum belki.
@mysticriver
game of thrones'u izliyoruz, yeni sezonu bekliyoruz 10 aydır az kaldı. :) sağolun öneriniz için.
yalnız ben şu fringe meselesine takıldım. ortalama bir yorum yok. kiminiz efsane diyor kiminiz tahammül edilmez. :) uçuk bir dizi herhalde ama denemek şart ben de hoşuna giden kesimden olurum belki.
@mysticriver
game of thrones'u izliyoruz, yeni sezonu bekliyoruz 10 aydır az kaldı. :) sağolun öneriniz için.
0
muhtemelen izlemişsinizdir ama film olarak the prestige'i de söylemesem içimde kalır.
0
fringe yaramaz, o kadar izliyorsun, bir şeyler olacak gibi oluyor, tamam işte dizi bu diyorsun sonra patlıyor.
konuyu bağlayamadılar, çok bozdu, sonra bitti.
şimdi 12 monkeys izliyorum, zaman yolculuğu vs, iyi gibi dizi, fargo ve true detective bilim-kurgu vs yok ama, gizem ve sürükleyicilik hat safhada.
strain ve extant ı da izle derim, özellikle strain, ama bunlar lost tarzında değil yazmışken söyleyeyim dedim...
konuyu bağlayamadılar, çok bozdu, sonra bitti.
şimdi 12 monkeys izliyorum, zaman yolculuğu vs, iyi gibi dizi, fargo ve true detective bilim-kurgu vs yok ama, gizem ve sürükleyicilik hat safhada.
strain ve extant ı da izle derim, özellikle strain, ama bunlar lost tarzında değil yazmışken söyleyeyim dedim...
0
@nucleon
true dedective zaten izleyecektim ama daha ilk sezonu bitti ve bölüm sayısı da az boşlukta kalmak istemediğimden başlamıyordum. fargo da watchlist'te ama daha fırsat olmadı.
12 monkeys demişsiniz zaman yolculuğu falansa o zaman twelve monkeys filminin dizi uyarlamasıdır. çok sevdiğim bir filmdi, göz atabilirim. teşekkürler.
true dedective zaten izleyecektim ama daha ilk sezonu bitti ve bölüm sayısı da az boşlukta kalmak istemediğimden başlamıyordum. fargo da watchlist'te ama daha fırsat olmadı.
12 monkeys demişsiniz zaman yolculuğu falansa o zaman twelve monkeys filminin dizi uyarlamasıdır. çok sevdiğim bir filmdi, göz atabilirim. teşekkürler.
0
evet, filmle aynı konu 12 monkeyste,
true detective ve fargo da 2. sezonlar ilk sezonların devamı niteliği taşımayacak, o yüzden bekletmenize gerek yok, sezon sonlarında o sezonki olay sonuçlanıyor, yeni sezonda farklı zaman diliminde farklı kişileri işleyen olaylar anlatılacak, konu bağımsız gibi
true detective ve fargo da 2. sezonlar ilk sezonların devamı niteliği taşımayacak, o yüzden bekletmenize gerek yok, sezon sonlarında o sezonki olay sonuçlanıyor, yeni sezonda farklı zaman diliminde farklı kişileri işleyen olaylar anlatılacak, konu bağımsız gibi
0
comptrol
Kurtlerin dillerine sahip cikmalari diger azinliklarda da benzer bir etki Mi yaratti? Kastettigim devlete karsi silahlanma degil ama insanlar artik laz/arnavut/vs. kokenlerini daha on plana cikarmaya, bunlardan gururla bahsetmeye mi basladi?Iste cocuk bosna hersek gocmeniyse onun spr klubunun forma
Kurtlerin dillerine sahip cikmalari diger azinliklarda da benzer bir etki Mi yaratti? Kastettigim devlete karsi silahlanma degil ama insanlar artik laz/arnavut/vs. kokenlerini daha on plana cikarmaya, bunlardan gururla bahsetmeye mi basladi?
Iste cocuk bosna hersek gocmeniyse onun spr klubunun formasini gunluk hayatta giyiyor, laz kokeni varsa, lazca dil kursuna gidiyor, trakyaliysa, firmasinin adini yunanca okunusuyla trakya yapiyor filan. Oncesinde turkluguyle ovunen yore insanlari artik bu kokenlerini vurguluyor gururla.
Toplumda mevcut olan turklugun birlestirici ust kimliginden siyrilip bir oze donus mu sozkonusu: siz de benzer egilimlere sahit oldunuz mu?
Iste cocuk bosna hersek gocmeniyse onun spr klubunun formasini gunluk hayatta giyiyor, laz kokeni varsa, lazca dil kursuna gidiyor, trakyaliysa, firmasinin adini yunanca okunusuyla trakya yapiyor filan. Oncesinde turkluguyle ovunen yore insanlari artik bu kokenlerini vurguluyor gururla.
Toplumda mevcut olan turklugun birlestirici ust kimliginden siyrilip bir oze donus mu sozkonusu: siz de benzer egilimlere sahit oldunuz mu?
0
örgütlü olarak Kürt ulusculuğunun ve milliyetçiliğinin varlığı yahut da Kürt bağımsızlığı, dili vesairesi için silahlı-silahsız mücadelenin varlığı son 3 yılda ortaya çıkmış birşey değil ki lakin?
ben Türkiye'de iken de, kendimi bildim bileli bilip sorana da söylerim etnik kimliğimi örneğin. çevremdekiler de farklı değildi. dilleri git gide unutulan halklar ona karşı yol arıyorlar ama onun da Kürtler ile alakasını, ben en azından, göremedim.
ben Türkiye'de iken de, kendimi bildim bileli bilip sorana da söylerim etnik kimliğimi örneğin. çevremdekiler de farklı değildi. dilleri git gide unutulan halklar ona karşı yol arıyorlar ama onun da Kürtler ile alakasını, ben en azından, göremedim.
0
kürtlerin değerlerine sahip çıkması olayı geri kalan kesim tarafından "helal olsun adamlar nasıl kültürlerine bağlılar" olarak değil "adamlar ülkeyi bölüyorlar" olarak algılandığı için dediğin yönde etkiye sahip olmadı, büyük ölçekte. yoksa tabii ki kişisel olarak "kürtler gibi olamadık asimile oluyoruz" diyenler vardır.
ben bunun sebebini diğer etnik kökenlerin kürtler gibi dışlanmışlık yaşamamasına bağlıyorum. bir çoğu da asimile olmaktan dolayı şikayetçi değil zaten, umurlarında bile değil çoğunun.
ben bunun sebebini diğer etnik kökenlerin kürtler gibi dışlanmışlık yaşamamasına bağlıyorum. bir çoğu da asimile olmaktan dolayı şikayetçi değil zaten, umurlarında bile değil çoğunun.
0
@baba jo çoğunun oldukça umurunda tam tersine.
onun dışında, başka halklar ve diller için de sorunlar vardı Türkiye'de - bilinmemesi onların yok olduğu anlamına gelmiyor.
onun dışında, başka halklar ve diller için de sorunlar vardı Türkiye'de - bilinmemesi onların yok olduğu anlamına gelmiyor.
0
Bu oyunlar işe yaradı, doğru.
İnsanlar günlük hayatta hiçe sayıldıkça bir yere ait olarak bir şey olmak cazip gelmeye başladı. Takım tutar gibi.
Şu unutuluyor: Buradaki herkes karışık. Herkesin etnik kimliği var.
Azınlık olarak ortaya çıkmak isteyenlerden farkımız bu kimliklerimizi kullanmamak.
Aslında bize dedikleri şu: "Çıkarlarımız gereği sizin gibi üst birleştirici bir kimlik istemiyoruz. O yüzden etnik kimliğimizle ulus kimliği elmayla armutu eşitler gibi eşitlemeyi başaracağız, algıyla oynamaya devam edeceğiz ve uluslararası finansmanımız vedahi stratejistlerimiz mevcut."
edit: bir de şu var, "öze dönüş" yanlış bir ifade bana kalırsa zira herkesten önce hititler, frigler, iyonlar, asurlar, urartular vs ondan önce de kimbilir kimler vardı ve kendilerini hangi isimle anıyorlardı.
www.eupedia.com n1c1 yüzdesini diğerleriyle kıyaslayabilirsiniz.
buradan anladığım şu: daha karışmış olan herkes bu toprak üzerinde daha saf olan diğer herkesten daha eski. (homojen karışmış mikser içeriğine yeni bir sebze attığınızı düşünün.)
bu toprakta ne kadar kalındığı, azınlığın çoğunluğa farklı gibi görünen ama aynı olan ölçekte*farklı tercih yaptırabilmek adına söz sahibi olmasında bir etkense eğer - kendilerine azınlık diyenler böyle yapmaya çalışıyor- o zaman kendi tartışmalarında yenilirler. ama bunun bir önemi yok. siyaset ve tarih pazarlama işidir zira.
-editleyeceğime gönder yapmışım herhalde ki ikinci kere göndermişim, düzelttim-
İnsanlar günlük hayatta hiçe sayıldıkça bir yere ait olarak bir şey olmak cazip gelmeye başladı. Takım tutar gibi.
Şu unutuluyor: Buradaki herkes karışık. Herkesin etnik kimliği var.
Azınlık olarak ortaya çıkmak isteyenlerden farkımız bu kimliklerimizi kullanmamak.
Aslında bize dedikleri şu: "Çıkarlarımız gereği sizin gibi üst birleştirici bir kimlik istemiyoruz. O yüzden etnik kimliğimizle ulus kimliği elmayla armutu eşitler gibi eşitlemeyi başaracağız, algıyla oynamaya devam edeceğiz ve uluslararası finansmanımız vedahi stratejistlerimiz mevcut."
edit: bir de şu var, "öze dönüş" yanlış bir ifade bana kalırsa zira herkesten önce hititler, frigler, iyonlar, asurlar, urartular vs ondan önce de kimbilir kimler vardı ve kendilerini hangi isimle anıyorlardı.
www.eupedia.com n1c1 yüzdesini diğerleriyle kıyaslayabilirsiniz.
buradan anladığım şu: daha karışmış olan herkes bu toprak üzerinde daha saf olan diğer herkesten daha eski. (homojen karışmış mikser içeriğine yeni bir sebze attığınızı düşünün.)
bu toprakta ne kadar kalındığı, azınlığın çoğunluğa farklı gibi görünen ama aynı olan ölçekte*farklı tercih yaptırabilmek adına söz sahibi olmasında bir etkense eğer - kendilerine azınlık diyenler böyle yapmaya çalışıyor- o zaman kendi tartışmalarında yenilirler. ama bunun bir önemi yok. siyaset ve tarih pazarlama işidir zira.
-editleyeceğime gönder yapmışım herhalde ki ikinci kere göndermişim, düzelttim-
0
evet. kürt hareketinin bu anlamda olumlu bi katkısı olmuştur. ama sadece ona bağlanamaz, dünyanın her yerinde insanlar zaten kendi kimliklerine sahip çıkıyor artık. çağın getirdiği bi şey bu. üst kimlik birleştirici olmaktan çok ayırıcı bi şey oldu hep. tersini iddia edenler bana bi tane ermeni kökenli general gösterebilir mi? veya yahudi kökenli savcı? peki birileri bana neden azınlık okullarında müdür yardımcılarının ve tarih öğretmenlerinin türk kökenli olarak atandığını açıklayabilir mi? hem de yazılı hiçbi kural yokken? masallar gerçek olsa keşke, pek de eşit vatandaşlık falan yok.
0
turgut özal aşiretten gelme ve kendini kürt kökenli olarak tanımlayan biri diye biliyorum.
tayyip erdoğan'ın rum ve gürcü kökenleri olduğu söyleniyor, ne kadar doğru bilmiyorum.
arkadaşlar anlamıyor. bu ülkede saf Türk diye bir şey zaten yok. yani masalı siz dinliyorsunuz. bir yerlere gelmiş herkesin birkaç kökeni var. bunu kabul edip böyle şeyler söyleyemezsiniz. kabul etmeyip söyleseniz anlayacağım.
Nasıl ırkçı bir kafa arkadaş. O zaman ben de size Orta Asya Türk'üne benzer bir ordu komutanı gördüğünüzde siz de bana haber verin, diyeyim. Ya da devletli.
Kayda geçirilmedik diye etnik kimliklerimiz mi olmayacak, ne sanıyorsunuz siz.
Kendimize Türk diyen bizler zaten sizin kadar Anadolu geni taşıyoruz.
Kaldı ki gen ölçümüyle verilmiyor vatandaşlık hakkı. Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyorsan, vatandaşısın. Üzerinde doğmuş ve nüfusa geçmişsen vatandaşısın. Nüfus cüzdanında sadece bir din hanesi var. O da olmasa şahane olacak*.
Kısacası bu ülkede herkesin seçme seçilme hakkı anayasayla koruma altında. Boş boş konuşmayın lütfen.
Girmeyin o zaman meclise, bari doğru konuşun da gam yemeyelim. Hıncınızı resmen halktan çıkarıyorsunuz. Asıl azınlık kafasıyla başa gelip yönetenler mahvetti bu ülkeyi. Sanki bunlara oy verenler biziz. Sanki darbe döneminde coşanlar bu halk. Bu ülkenin bir gerici grubu vardır, her şeye alet olur çünkü ancak alet olarak geçinebilmektedir. Tek derdimiz bu olmalıyken nelerle uğraşır hale geldik.
Ben daha fazla tartışmak istemiyorum. Bir yere gelemem bununla. Gürcülüğümü ve Kürtlüğümü zerre umursamıyorum açıkçası.En yaygın dili herkes konuşsun isterim ama. Konuşsun ki arkamızdan dolap çevirmesinler. Tercümede kayıplar olmasın. Hatta bütün dünya bir dili konuşacak olsa, o dil ne olursa olsun, o dili de kabul ederim.
tayyip erdoğan'ın rum ve gürcü kökenleri olduğu söyleniyor, ne kadar doğru bilmiyorum.
arkadaşlar anlamıyor. bu ülkede saf Türk diye bir şey zaten yok. yani masalı siz dinliyorsunuz. bir yerlere gelmiş herkesin birkaç kökeni var. bunu kabul edip böyle şeyler söyleyemezsiniz. kabul etmeyip söyleseniz anlayacağım.
Nasıl ırkçı bir kafa arkadaş. O zaman ben de size Orta Asya Türk'üne benzer bir ordu komutanı gördüğünüzde siz de bana haber verin, diyeyim. Ya da devletli.
Kayda geçirilmedik diye etnik kimliklerimiz mi olmayacak, ne sanıyorsunuz siz.
Kendimize Türk diyen bizler zaten sizin kadar Anadolu geni taşıyoruz.
Kaldı ki gen ölçümüyle verilmiyor vatandaşlık hakkı. Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyorsan, vatandaşısın. Üzerinde doğmuş ve nüfusa geçmişsen vatandaşısın. Nüfus cüzdanında sadece bir din hanesi var. O da olmasa şahane olacak*.
Kısacası bu ülkede herkesin seçme seçilme hakkı anayasayla koruma altında. Boş boş konuşmayın lütfen.
Girmeyin o zaman meclise, bari doğru konuşun da gam yemeyelim. Hıncınızı resmen halktan çıkarıyorsunuz. Asıl azınlık kafasıyla başa gelip yönetenler mahvetti bu ülkeyi. Sanki bunlara oy verenler biziz. Sanki darbe döneminde coşanlar bu halk. Bu ülkenin bir gerici grubu vardır, her şeye alet olur çünkü ancak alet olarak geçinebilmektedir. Tek derdimiz bu olmalıyken nelerle uğraşır hale geldik.
Ben daha fazla tartışmak istemiyorum. Bir yere gelemem bununla. Gürcülüğümü ve Kürtlüğümü zerre umursamıyorum açıkçası.En yaygın dili herkes konuşsun isterim ama. Konuşsun ki arkamızdan dolap çevirmesinler. Tercümede kayıplar olmasın. Hatta bütün dünya bir dili konuşacak olsa, o dil ne olursa olsun, o dili de kabul ederim.
0
turgut özal'ın kürtlüğü ne zaman konu olacak diyodum ben de :) valla bu ülkede tansu çiller de başbakan oldu ama türkiye'de cinsiyetçilik, kadına karşı ayrımcılık ve şiddet olmadığını iddia eden de yok heralde? turgut özal başbakan olduğunda kürt kimliğiyle değil, siyasi kimliğiyle ön plana çıkardı kendini. kürt olarak değil. tansu çiller'in tavırları, giyimi, üslubu, vs hakkında da bi şeyler okumuştum, o da keza bir "kadın" olarak başbakanlık yapmadı.
tayyip erdoğan'ın rumluğu ve gürcülüğü en fazla onu karalamak için iddia edildi. yahudi olduğu da söylendi, ermeni olduğu da. yani "olumsuz" olabilecek ne kadar yafta varsa kullanıldı. kendisi de "bana afedersiniz rum, ermeni dediler" diye ne kadar büyük hakaretlere maruz kaldığından dert yanmıştı... aa pardon, başbakanımız bile ırkçılık yapmaz ki bizim halbuki, biz çok eşitik :)
sorun insanların hangi etnik kökenden geldiği değil. elbette ki herkesin geldiği bi etnisite vardır. araştırılsa ben japon da çıkabilirim, brezilyalı da. konu kendimizi tanımlamakla ilgili. kendini türk olarak tanımlamak bi tercihtir ancak türk olmadığını net bi şekilde bilen biri de zorla türk olduğunu söylemek durumunda değil.
haklarımızı seçme ve seçilmeye indirgeyip sorduğum soruları milyonuncu defa havada bırakıyosunuz. çünkü cevap veremezsiniz. o zaman eşit vatandaşlık haklarından da bahsetmeyeceksiniz. diyeceksiniz ki, biz rum, ermeni ve yahudi vatandaşlarımıza güvenmiyoruz, onlara karşı tedbirli ve ayrımcı davranıyoruz (devlet geleneğinden bahsediyorum). bu kadar basit.
kimse ekonomiden türkleri temizlemek için 6-7 eylül gibi saldırılara girişmedi yanlış hatırlamıyosam? veya din görevlisi olmak isteyen hiçbi müslüman genç bunun için yurtdışına gitmek zorunda kalmıyor yanlış bilmiyosam? halbuki azınlık mensubu bi genç ruhban okulu olmadığı için ve üniversitelerde ilahiyat dersi islam üzerine olduğu için din görevlisi de olamıyor türkiyede. tabi bunlar çok basit mevzular, aman nolcak canım değil mi? cumhuriyet kurulalı kaç sene geçmiş, halen böyle saçmasapan sorunlar varsa bi zahmet o ülkede ırkçılık, ayrımcılık, insan hakları problemleri olduğunu da kabul etmeliyiz.
tayyip erdoğan'ın rumluğu ve gürcülüğü en fazla onu karalamak için iddia edildi. yahudi olduğu da söylendi, ermeni olduğu da. yani "olumsuz" olabilecek ne kadar yafta varsa kullanıldı. kendisi de "bana afedersiniz rum, ermeni dediler" diye ne kadar büyük hakaretlere maruz kaldığından dert yanmıştı... aa pardon, başbakanımız bile ırkçılık yapmaz ki bizim halbuki, biz çok eşitik :)
sorun insanların hangi etnik kökenden geldiği değil. elbette ki herkesin geldiği bi etnisite vardır. araştırılsa ben japon da çıkabilirim, brezilyalı da. konu kendimizi tanımlamakla ilgili. kendini türk olarak tanımlamak bi tercihtir ancak türk olmadığını net bi şekilde bilen biri de zorla türk olduğunu söylemek durumunda değil.
haklarımızı seçme ve seçilmeye indirgeyip sorduğum soruları milyonuncu defa havada bırakıyosunuz. çünkü cevap veremezsiniz. o zaman eşit vatandaşlık haklarından da bahsetmeyeceksiniz. diyeceksiniz ki, biz rum, ermeni ve yahudi vatandaşlarımıza güvenmiyoruz, onlara karşı tedbirli ve ayrımcı davranıyoruz (devlet geleneğinden bahsediyorum). bu kadar basit.
kimse ekonomiden türkleri temizlemek için 6-7 eylül gibi saldırılara girişmedi yanlış hatırlamıyosam? veya din görevlisi olmak isteyen hiçbi müslüman genç bunun için yurtdışına gitmek zorunda kalmıyor yanlış bilmiyosam? halbuki azınlık mensubu bi genç ruhban okulu olmadığı için ve üniversitelerde ilahiyat dersi islam üzerine olduğu için din görevlisi de olamıyor türkiyede. tabi bunlar çok basit mevzular, aman nolcak canım değil mi? cumhuriyet kurulalı kaç sene geçmiş, halen böyle saçmasapan sorunlar varsa bi zahmet o ülkede ırkçılık, ayrımcılık, insan hakları problemleri olduğunu da kabul etmeliyiz.
0
ben de siz o çirkin, mantık dışı, her yerde de kullanılan klişe argümanları ne zaman dizeceksiniz diye bekliyordum.
istatistiki olarak buradaki herkesin zaten kendisini bir sürü kimlikle tanımlayabileceğini anlattıktan sonra daha konuştuğunuza göre zaten algıda seçicilik probleminiz var demektir. yani örnek sıkıntısı hiç yok. hepimiz her yerdeyiz. ha bir savcı, bir devlet adamı, bir ordu komutanı ben zart zurtum diye dolansa epey gülerdik sanırım. öyle dolanmak isteyenler anlayamıyor ama bunu.
bu ülkede sayılabilecek o kadar çok hak yeme ve vahşet olayı varken* ve bunların nedenleri gün gibi ortadayken 10 olaydan azınlıklara yöneltilmiş birini seçip konuşmakta istediğiniz kadar özgürsünüz.
havada kalan tek şey sizin kavram karmaşanız. medeniyetleri çatıştırın, çelişkileri yağdırın, her hak yenmesini baz alarak ayrı devlet kurun ne de olsa 1980 vb size oldu, maraş size oldu, yanlış ayıklayacağımıza bölündükçe bölünelim, hiç uğraşamayacağım.
comptrol'dan özür dilerim. istek olursa cevabımı silerim, soru içeriği saçmasapan bir hal aldı. *yaka silk*
istatistiki olarak buradaki herkesin zaten kendisini bir sürü kimlikle tanımlayabileceğini anlattıktan sonra daha konuştuğunuza göre zaten algıda seçicilik probleminiz var demektir. yani örnek sıkıntısı hiç yok. hepimiz her yerdeyiz. ha bir savcı, bir devlet adamı, bir ordu komutanı ben zart zurtum diye dolansa epey gülerdik sanırım. öyle dolanmak isteyenler anlayamıyor ama bunu.
bu ülkede sayılabilecek o kadar çok hak yeme ve vahşet olayı varken* ve bunların nedenleri gün gibi ortadayken 10 olaydan azınlıklara yöneltilmiş birini seçip konuşmakta istediğiniz kadar özgürsünüz.
havada kalan tek şey sizin kavram karmaşanız. medeniyetleri çatıştırın, çelişkileri yağdırın, her hak yenmesini baz alarak ayrı devlet kurun ne de olsa 1980 vb size oldu, maraş size oldu, yanlış ayıklayacağımıza bölündükçe bölünelim, hiç uğraşamayacağım.
comptrol'dan özür dilerim. istek olursa cevabımı silerim, soru içeriği saçmasapan bir hal aldı. *yaka silk*
0
Türklük bir üst kimlik filan olmadı ki hiç. O milliyetçilerin yanılsamasıdır :)
0
@sevgi, ayni ulkede yasadigimizi gosteren ortak payda diyeyim o zaman. Usa'deki gibi dusun, adam hispanik ama amerikaliyim (da) diyor.
0
dün hıristiyan roma vatandaşı olanlar bugün müslüman türk vatandaşları. veya ortodoks ermeni olanlar sünni kürt etnisitesinde devam ediyor. dini bağlardan ziyade bir üst millet şemsiyesi altında yaşamayı tercih ederim. türkiyelilik terimi maalesef tutmadı. türk sözcüğü de milliyetçi olmayan insanları ürkütüyor.
@godoşu beklerken: dna ile ilgili saptamalarının yanlış olduğunu düşünüyorum. en saf olan dna grupları anadolu'da çok daha eskidir. birçok dna sonucu görmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, bazı bölgelerde türk diyerek tanımlayabileceğimiz genetik miras sıfırdır nerdeyse. ancak, milli kimlik genetikten bağımsız bir şey, eğer kafatasçı değilseniz. yani bugün birisi çıkıp dese ki ben kendimi ermeni hissediyorum ve bu kültürü yaşıyorum, ermeniyim. ona hayır değilsin diyebilir misiniz? tam tersi de doğru.
@godoşu beklerken: dna ile ilgili saptamalarının yanlış olduğunu düşünüyorum. en saf olan dna grupları anadolu'da çok daha eskidir. birçok dna sonucu görmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, bazı bölgelerde türk diyerek tanımlayabileceğimiz genetik miras sıfırdır nerdeyse. ancak, milli kimlik genetikten bağımsız bir şey, eğer kafatasçı değilseniz. yani bugün birisi çıkıp dese ki ben kendimi ermeni hissediyorum ve bu kültürü yaşıyorum, ermeniyim. ona hayır değilsin diyebilir misiniz? tam tersi de doğru.
0
@burya: hayır, elbette buna hayır demem. ama hepimiz diyebiliyorken o da şunu diyebilsin isterim "ulusum Türkiye Cumhuriyeti'dir, ve ben Ermeni Türk'üyüm** Yani keşke vatandaşlık ve etnik kimlik yanyana barınsa, Russian-American der gibi. Neden birbirini dışlıyor ki. Bunların kategorisi farklı.
ben kafatasçı hiç değilim, etnisitenin özgürlükler konusunda bir kriter olduğunu düşünenlerin buna meyilli olduğunu düşünmekteyim yalnız*. çok zorlama bir düşünce tarzı sürekli empoze edilmekte.
dna konusunda gelince, katılmayabilirsiniz. bunlar zaten düşünce, açıkçası saptama demem. ancak o zaman bana birinin hiç alınmadan, bir öğrenciye açıklar gibi açıklaması ya da bir yönlendirme yapması lazım:
anadolu'da ciddi frekanslara sahip genlere bakarak karma olanın saf olandan daha yaygın olduğunu düşünmem, safın bu coğrafyada en eski olduğunu düşünmek için o zamandan bu zamana içevlilik olması gerektiğini düşünmem neden yanlış?
konu elbette gen değil. vatandaşlık hakları üzerinde inatla ondan durdum. etnisiteden bahsedince, "neye göre?" sorusu devreye giriyor yalnız. o devreye girince "senin etnisite anlamında kendine azınlık diyebilmen ve buna dayanarak somut ayrıcalıklar talep edebilmen için benden çok başka özellik ve haklara sahip olman gerekiyor" diyorum. e etnisite kelimesi de genlerle alakalı*. vatandaşlıkla ilgili haklarda etnik kökenin ulus kimliğiyle eş tutulması çok garip geliyor bana bu yüzden.
---
bu arada bana mı öyle geliyor yoksa üst kimlik ifadesini üstün kimlikle karıştıracak kadar saçmalayan kimseler mi var. yoksa onlar şovenizmle milliyetçiliği de mi aynı şekilde karıştıyorlar? comptrol+1 bu arada. aynı şeyi çok söyledim zamanında, çamura yatan çok oldu.
ben kafatasçı hiç değilim, etnisitenin özgürlükler konusunda bir kriter olduğunu düşünenlerin buna meyilli olduğunu düşünmekteyim yalnız*. çok zorlama bir düşünce tarzı sürekli empoze edilmekte.
dna konusunda gelince, katılmayabilirsiniz. bunlar zaten düşünce, açıkçası saptama demem. ancak o zaman bana birinin hiç alınmadan, bir öğrenciye açıklar gibi açıklaması ya da bir yönlendirme yapması lazım:
anadolu'da ciddi frekanslara sahip genlere bakarak karma olanın saf olandan daha yaygın olduğunu düşünmem, safın bu coğrafyada en eski olduğunu düşünmek için o zamandan bu zamana içevlilik olması gerektiğini düşünmem neden yanlış?
konu elbette gen değil. vatandaşlık hakları üzerinde inatla ondan durdum. etnisiteden bahsedince, "neye göre?" sorusu devreye giriyor yalnız. o devreye girince "senin etnisite anlamında kendine azınlık diyebilmen ve buna dayanarak somut ayrıcalıklar talep edebilmen için benden çok başka özellik ve haklara sahip olman gerekiyor" diyorum. e etnisite kelimesi de genlerle alakalı*. vatandaşlıkla ilgili haklarda etnik kökenin ulus kimliğiyle eş tutulması çok garip geliyor bana bu yüzden.
---
bu arada bana mı öyle geliyor yoksa üst kimlik ifadesini üstün kimlikle karıştıracak kadar saçmalayan kimseler mi var. yoksa onlar şovenizmle milliyetçiliği de mi aynı şekilde karıştıyorlar? comptrol+1 bu arada. aynı şeyi çok söyledim zamanında, çamura yatan çok oldu.
0
Aslında etnisitenin dna ile ilgisi yok. Dna açıkça etnisite belirtmez çünkü. Etnisite ortak değerler, ortak kültür ortak bir tarih anlayışından gelir.. Ama türkiyede din bazlı etnik kimlikler de yaygın, sadece Türkiye'de de değil, bir Ermenistan Ermenisi Müslüman bir Ermeni'yi dışlar zira Ermeni dediğin Ortodoks Türk dediğin Müslümandır bu mantığa göre..
0
@burya:
teşekkür ederim cevap için. anlamadığım bir-iki şey var yalnız.
sosyolojik olarak terimin denotation anlamında tanımı üzerinde anlaşıldı mı?
anlaşılmadığını varsayıyordum ben açıkçası. sosyal şema olduğu da tartışılan bir şey değil mi bu?
bu sübjektiflikle nasıl bilimsel olunuyor?
bunun objektif olabilecek tek yanı ırksal da demeyeyim gensel etnisite olmuyor mu? en azından bir gözlem söz konusu oluyor çünkü. zaten halk da bunu ilk olarak bu anlamda almıyor mu?
aslında çok güzel bir noktaya değindiniz. işin garabeti bence zaten burada. hayatımda bu kadar sentetik bir kavram görmedim açıkçası.
bugün kendimi x dinine ait yarın z dinine ait tanımlayabilirim.
bugün x dilini konuşabiliyorken, yarın bir dili sırf ona ait olabilmek için öğrenmeye kalkabilirim.
bugün x olmak, yarın y olmak isteyebilirim.
yapamayacağım tek şey kafatasımın yapısını, tenimin rengini vesairi değiştirmek. ve bu da vatandaşlığımla hiç alakası olmayan, üzerinden tanımlanmak istemeyeceğim bir şey olur.
etnisite kavramında bir bilimsellik var mı/ yok mu?
yoksa onu neden kaale almak zorundayız?
teşekkür ederim cevap için. anlamadığım bir-iki şey var yalnız.
sosyolojik olarak terimin denotation anlamında tanımı üzerinde anlaşıldı mı?
anlaşılmadığını varsayıyordum ben açıkçası. sosyal şema olduğu da tartışılan bir şey değil mi bu?
bu sübjektiflikle nasıl bilimsel olunuyor?
bunun objektif olabilecek tek yanı ırksal da demeyeyim gensel etnisite olmuyor mu? en azından bir gözlem söz konusu oluyor çünkü. zaten halk da bunu ilk olarak bu anlamda almıyor mu?
aslında çok güzel bir noktaya değindiniz. işin garabeti bence zaten burada. hayatımda bu kadar sentetik bir kavram görmedim açıkçası.
bugün kendimi x dinine ait yarın z dinine ait tanımlayabilirim.
bugün x dilini konuşabiliyorken, yarın bir dili sırf ona ait olabilmek için öğrenmeye kalkabilirim.
bugün x olmak, yarın y olmak isteyebilirim.
yapamayacağım tek şey kafatasımın yapısını, tenimin rengini vesairi değiştirmek. ve bu da vatandaşlığımla hiç alakası olmayan, üzerinden tanımlanmak istemeyeceğim bir şey olur.
etnisite kavramında bir bilimsellik var mı/ yok mu?
yoksa onu neden kaale almak zorundayız?
0
Etnisite kavramı zaten tartışmalı bir kavram.. Ama şunu söyleyebilirim genetik bir etnisiteyi kesin olarak belirlemez.. Ama şu da kesin bugün Türk olarak tanımlanan genetik bağlantı bazı bölgelerde çok zayıf belki de hiç yok.. Ama o kişiler türküm diyorsa Türktür ötesi yok.. Ermeni kökenli aleviler veya kürtler de var aslında..O da ayrı bir tartışma konusu
0
godoşu beklerken
ama şöylesi:çiçek gibi açılacak, tek bir ağaç gövdesi dallanıp budaklanacak her yere, o fraktalımsı şeyi hissedeceksin hem kaotik gelecek hem de uyumu algılayacan ve bu piyano ağırlıklı olacak, gitar da biraz olabilir, bu sesleri veren bir org falan da olabilir.ama altyapıyı ve onun üzerine kurulan
ama şöylesi:
çiçek gibi açılacak, tek bir ağaç gövdesi dallanıp budaklanacak her yere, o fraktalımsı şeyi hissedeceksin hem kaotik gelecek hem de uyumu algılayacan ve bu piyano ağırlıklı olacak, gitar da biraz olabilir, bu sesleri veren bir org falan da olabilir.
ama altyapıyı ve onun üzerine kurulan ve büyümeye devam eden dünyayı duyumsayacaksınız.
etrafınızda dönerken kendinizi kaybedeceksiniz.
işte ööle bi şey.
bekliyorum önerileri.
çiçek gibi açılacak, tek bir ağaç gövdesi dallanıp budaklanacak her yere, o fraktalımsı şeyi hissedeceksin hem kaotik gelecek hem de uyumu algılayacan ve bu piyano ağırlıklı olacak, gitar da biraz olabilir, bu sesleri veren bir org falan da olabilir.
ama altyapıyı ve onun üzerine kurulan ve büyümeye devam eden dünyayı duyumsayacaksınız.
etrafınızda dönerken kendinizi kaybedeceksiniz.
işte ööle bi şey.
bekliyorum önerileri.
0
Genesis ve Porcupine Tree dinlemeni salık ediyorum acilen.
Genesis'in soundları eğer eski gelmezse Jethro Tull da dinleyebilirsin. aralara Rush da atabilirsin ama ben vokallerini beğenmiyorum kendilerinin.
edit: kıssadan hisse: progresifte dünya markası İngilizler. İngilizden şaşmayacan.
Genesis'in soundları eğer eski gelmezse Jethro Tull da dinleyebilirsin. aralara Rush da atabilirsin ama ben vokallerini beğenmiyorum kendilerinin.
edit: kıssadan hisse: progresifte dünya markası İngilizler. İngilizden şaşmayacan.
0
@kargn & speyds: p rock konusunda az biraz bilgim var, speyds'in bahsettiği gruplar + king crimson, eloy vs dinliyorum ama gömülü değilim bunlara, mesela eno'ya gabriel'a rağmen genesis'i az dinledim, oradan çıkacak şey daha çok uyar. porcupine tree'ye bakmadım çok, iyi oldu öneriler.
teşekkürler cevaplar için.
new age ve psychedelia unsurları olan şeyleri de merak ediyorum.
teşekkürler cevaplar için.
new age ve psychedelia unsurları olan şeyleri de merak ediyorum.
0
Pink floyd diye bi grup kesfettim super. Senin istedigin tarz icin de division bell geldi aklima bayadir dinlemedigim icin cat diye album soyleyemedim baska.
0
@dünyanın proleterler birleşsin(onu diyosun herhalde)
şimdi niye trollüyosunuz ki abi bunu soruyosam pink floyd dinliyom zaten di mi*.
"ama şölesi" diye ondan koyduk oraya.
şimdi niye trollüyosunuz ki abi bunu soruyosam pink floyd dinliyom zaten di mi*.
"ama şölesi" diye ondan koyduk oraya.
0
van der graaf generator ve belki shpongle'yi deneyebilirsin.
ha bi de hawkwind ve ozric tentacles var tabii.
ha bi de hawkwind ve ozric tentacles var tabii.
0
hacı baba troll'lemiyom ya divison bell albümü senin istediğin şeyleri sana verir diye dedim ya işte.
0
@proletarier: "keşfettim" falan:). tamam peki, teşekkürler o zaman.
anlamıyorum terimlerden umarım yanlış anlatmıyorumdur: majörden minöre gidilince daha haz, mutluluk veren kafa yapan bir şey oluyormuş müzik. majör gama değil minöre gitmek istiyorum artık ekseriyetle.
anlamıyorum terimlerden umarım yanlış anlatmıyorumdur: majörden minöre gidilince daha haz, mutluluk veren kafa yapan bir şey oluyormuş müzik. majör gama değil minöre gitmek istiyorum artık ekseriyetle.
0
çok teşekkür ederim herkese verilen öneriler ve zaman için.
daha yorum gelir mi bilmiyorum yalnız bir ekleme yapmak istedim: ben sadece progressive rock'tan bahsetmedim, progressive olan müzikten bahsettim, new age tınısı içerirse şahane olur dedim.
öneriler başka şekillerde işime yaradı ne var ki, unuttuğum bir iki grubu hatırladım, hiç dinlemediğim bir tanesiyle tanıştım, iyi de oldu. sağolun.
daha yorum gelir mi bilmiyorum yalnız bir ekleme yapmak istedim: ben sadece progressive rock'tan bahsetmedim, progressive olan müzikten bahsettim, new age tınısı içerirse şahane olur dedim.
öneriler başka şekillerde işime yaradı ne var ki, unuttuğum bir iki grubu hatırladım, hiç dinlemediğim bir tanesiyle tanıştım, iyi de oldu. sağolun.
0
